Federal Başsavcılığa yapılan başvuruda, failler hakkında "kasten adam öldürme" ve "insanlığa karşı suçlardan” soruşturma başlatılması talep edildi.
Yeşiller Partisi milletvekili Fadime Topaç, DW Türkçe'nin sorularını yanıtlarken, 2 Temmuz 1993'te Sivas'ta 35 kişinin öldürüldüğü Madımak Katliamı’ndan 26 yıl sonra neden Almanya'da suç duyurusunda bulunduklarını, amaçlarını ve beklentilerini anlattı.
"Adalet sağlanmadığı müddetçe Sivas yarası kapanmayacak" diyen Topaç, "Bizler canlı yayında, insanları nasıl diri diri yaktıklarını seyrettik. Sonra bir de buraya gelip katliamdan ceza almadan kurtulmalarına tanıklık etmek çok korkunç bir acı" diye konuştu.
Topaç, "‘Yakarım, öldürürüm sonra başka bir ülkeye gider elimi kolumu sallayarak yaşarım' denmesine izin verilmemesi gerekiyor. Dünyanın neresinde olursa olsun, kim olursa olsun, bu tür suçları işleyenlere dünyada gideceği bir yer olmayacağı, yargının hep ensesinde olacağı gösterilmeli" dedi.
Fadime Topaç'a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
DW Türkçe: Sivas Katliamı’nın bazı faillerinin Almanya'da yaşadığı biliniyor. Siz bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulundunuz. Bu başvurunuzla neyi amaçlıyorsunuz?
Fadime Topaç: Sivas Katliamı’nın Almanya'daki failleri hakkında Federal Başsavcılığa insanlığa karşı işlenen suçlar, adam öldürme ve kasten adam öldürmeden soruşturma başlatılması için suç duyurusunda bulunduk. Almanya'ya geldiği bilinen 9 kişi vardı. Biri vefat etmiş. Dolasıyla bir kişi eksildi. Şimdi bizim beklentimiz 8 kişi hakkında soruşturma başlatılması, yargılanmaları ve adaletin sağlanması.
Bu kişiler Türkiye'de yargılanarak ağır hapis cezalarına çarptırılmıştı. Burada yeniden bir yargılama, hukuken mümkün mü?
Evet, temmuz ayında Almanya'daki Sivas Katliamı failleri ile ilgili olarak Federal Meclis'in Anayasa ve Kamu Yönetimi birimi uzmanları tarafından hazırlanan bilirkişi raporu bir dönüm noktası teşkil ediyor. Uzmanlar, Türkiye'de hüküm giymiş Sivas Katliamı faillerinin Türkiye'ye iade edilebileceği gibi, faillerin evrensel yargı yetkisi kapsamında Almanya'da yargılanarak cezalandırılabileceği görüşünü ortaya koydu. Bu görüş bizim hukuki dayanağımızı oluşturuyor. Sivas Katliamı insanlığa karşı işlenmiş bir suç teşkil etmesi nedeniyle başsavcılık harekete geçmek zorunda. Bu suç dünyanın neresinde işlenirse işlensin Alman yargısı şayet failler Almanya'daysa bunları yargılamakla yükümlü. Adam öldürme zamanaşımına tabii değil. Ayrıca bu 8 kişiden biri de zaten Alman vatandaşı. Ve yine katliamda eşi Hasret Gültekin'i kaybetmiş olan Yeter Gültekin de Almanya'da yaşıyor.
Alman yargısından beklentiniz nedir?
Geçmişte işlenmiş suçlar için adaletin sağlanması ve bunun gelecekte bu tür suç işlemeye hazırlananlara da ibret olmasını istiyoruz. ‘Yakarım, öldürürüm sonra başka bir ülkeye gider elimi kolumu sallayarak yaşarım' denmesine izin verilmemesi gerekiyor. Dünyanın neresinde olursa olsun, kim olursa olsun, bu tür suçları işleyenlere dünyada gideceği bir yer olmayacağı, yargının hep ensesinde olacağı gösterilmeli.
Almanya geçmişte bu failleri Türkiye'ye iade etmedi, bunun için farklı gerekçeler ifade edildi. Türkiye'nin de aslında bu kişilerin iadesi konusunda çok da ısrarcı olmadığı da iddia edildi. Ama nasıl oluyor da ağır cezalara mahkum edilmiş failler onlarca yıldır Almanya'da özgürce yaşayabiliyor?
Almanya'da 8'ine oturma müsadesi, iltica hakkı tanındı, hatta birine de Alman vatandaşlığını verdiler. İnsanların yaşam hakkını ellerinden alan, kırmızı bültenle aranan bu kişilere sağlanan bu olanaklar akıl almaz. Üzerinden kaç yıl geçse de, adalet sağlanmadığı müddetçe Sivas yarası kapanmayacak. Bizler canlı yayında, insanları nasıl diri diri yaktıklarını seyrettik. Sonra bir de buraya gelip katliamdan ceza almadan kurtulmalarına tanıklık etmek çok korkunç bir acı. Topluma, geride kalan insanlara, verilen mesaj nedir?
Alman makamları soruşturma başlatsa da, Türk tarafından işbirliği olmayacağını, gerekli delillerin, dosyaların gönderilmeyeceğini söyleyenler var. Siz ne düşünüyorsunuz?
Türkiye verir mi bilemem. Ama zaten geçmişte Türkiye'nin ilettiği iddia edilen iade dosyaları var. Ayrıca Sivas Katliamı ile ilgili bilgiler o kadar çok ki, basında, hatta YouTube'da o kadar çok aleni görüntüler ve bilgiler var ki. Çünkü katliamı yüzlerine maske geçirip yapmadılar, herkesin gözleri önünde oldu herşey.
Almanya'da vatandaşlık ya da daimi oturma hakkı almak öyle çok da kolay değil. Siz faillerin burada rahat içinde yaşamalarını neye bağlıyorsunuz?
Açıkçası hiç aklım almıyor. Normal koşullarda Almanya'da her şeyiniz didik didik, en ufak ayrıntıya kadar incelenir. Üstelik burada söz konusu olan öyle basit bir suç, basit bir ceza değil ki, insanlık suçu ve adam öldürmeden söz ediyoruz.
Faillerden Vahit K. Sivas davasında idama mahkum edilmiş, daha sonra cezası ağırlaştırılmış müebbete çevrilmişti. Ancak Türkiye'den kaçarak Almanya'ya gelen bu kişinin Berlin'de dükkan işlettiği, çok rahat bir hayat sürdürdüğü basında çok yazıldı, çizildi…
Evet Vahit K.'nın iş ve para durumu çok iyiymiş… Bu kişilerin yasal oturumları var, ne yaptıkları Alman makamları için sır değil, nerede oldukları da. Bunlar sadece bize sır. Çok sıkça dile getirilen iddia Alman iç istihbarat örgütü, Anayasa'yı Koruma Teşkilatı’nın bunları muhbir olarak kullanıyor olabileceği… Bu bir iddia. Gerçi hükümet konu hakkında verilen soru önergesine, "muhbir olarak kullanılmıyor” yanıtını verdi.
Muhbir olarak kullanıyor olsalar, "Evet, bu kişileri muhbirimiz” derler miydi?
Demezlerdi tabii… Ama işte ilk adımı attık, suç duyurusunda bulunduk. Bu sorulara da yanıt aranması için yargı yolunun açılmasını istiyoruz.
Söyleşi: Değer Akal