CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, TBMM Genel Kurulu’nda dün yaptığı konuşma nedeniyle sosyal medya üzerinden ölümle tehdit edildiğini açıkladı. Kaya, “Gerçekleri gündeme getirdiğim için tehdit aldım… Sizin tehditlerinize pabuç bırakmayacağız. Doğruları her platformda söylemeye devam edeceğiz. Çocuklarımızı, gençlerimizi, kadınlarımızı, sizin zalim ellerinize asla bırakmayacağız. Beni tehdit eden gafiller hakkında suç duyurusunda bulundum” dedi.
Yıldırım Kaya, bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. TBMM Genel Kurulu’nda dün Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi görüşülürken yaptığı konuşma nedeniyle ölümle tehdit edildiğini belirten Kaya, şunları söyledi:
“GERÇEKLERİ GÜNDEME GETİRDİĞİM İÇİN TEHDİT ALDIM”
“Dün TBMM Genel Kurulu’nda, Milli Eğitim Bakanlığı 2023 bütçesi konuşmamda, Milli Eğitim Bakanlığı’nın çeşitli dernek ve vakıflarla yaptığı protokolleri gündeme getirerek Bakanlığın bu vakıf ve derneklerle görev paylaşımı yaptığını söylemiştim. Gerçekleri gündeme getirdiğim için tehdit aldım. Ama üzülerek belirteyim; tehdit eden, adını da soyadını da saklamış. Sadece hedef göstermekle yetinmiş. Baran Haber Görüş diye ve Baran Haber Dergi diye de Twitter’da bir adresi var. Bu Twitter hesabı ve haber linkinde yer alan tehdit içerikli paylaşımı şöyle: ‘CHP’li Yıldırım Kaya, çapına ve çatısı altında bulunduğu; taciz, tecavüzlerle gündeme gelen küfür ocağı CHP’ye bakmadan yüzemeyeceği sulara dalıyor. Böyle konuşabilmenizin sebebi, Müslümanların bugüne kadar sizden hesap sormamış olması. Ama o hesabın vakti geldi. Biraz daha sabredin’ diye tehdit kokan, ölümle tehdit eden bir tweet atmış. Keşke adını, soyadını da yazabilme cesaretini gösterseydi. Sizin tehditlerinize pabuç bırakmayacağız. Doğruları her platformda söylemeye devam edeceğiz. Çocuklarımızı, gençlerimizi, kadınlarımızı, sizin zalim ellerinize asla bırakmayacağız. Beni tehdit eden gafiller hakkında suç duyurusunda bulundum.”
“ÇOCUKLARA TECAVÜZLE, TACİZLE, ÖLÜMLE, DAYAKLA ANILAN KURUMLARIN, ÇOCUKLARIMIZI EĞİTİM ADI ALTINDA KISKACA ALMASINA KARŞIYIZ”
Milli Eğitim Bakanlığı görev alanına bu vakıfların müdahale etmesi ve inisiyatif kullanması kabul edilemez. Milli Eğitim Bakanlığı, yetkisini hiçbir vakfa ya da derneğe devredemez. Hiçbir yetkisinin paylaşamaz. Milli eğitim, sadece Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorumluluğundadır. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye’deki tüm bakanlıklardan daha fazla çalışana sahiptir. 1 milyon 250 bin öğretmeni olan ve 10 binlerce memuru olan bir bakanlıktan söz ediyoruz. Çocuklara tecavüzle, tacizle, ölümle, dayakla anılan kurumların, çocuklarımızı eğitim adı altında kıskaca almasına karşıyız. Konuşmamda, Milli Eğitim Bakanlığı ile protokol yapan dernek ve vakıfları açıkladım. Bu protokolleri yırtacağımızı söyledim. Bu dernek ve vakıflardan bazıları taciz, tecavüz, dayak ve ölüm olayları ile gündeme gelmiştir. Daha önce yaptığım açıklamalarda ve soru önergelerinde, bu dernek ve vakıfların isimlerini kamuoyu ile paylaşmıştım. Protokol imzalamasına rağmen taciz, tecavüz, dayak ve ölümlerle ilgisi olmayan dernek ve vakıflar, bu eleştirilerin dışındadır. Adları, protokol yaptığı için geçiyor olabilir. Ama benim bu eleştirilerimin, onlar dışındadır. Milli Eğitim Bakanlığı, hiçbir vakıfla, hiçbir dernekle protokol yapmamalıdır. Dernek ve vakıfların siyasi düşüncesinin ne olduğu bizim konumuzun dışındadır.
“BUNLARLA YARGI ÖNÜNDE HESAPLAŞACAĞIZ”
O gün söyledim, yine tekrar ediyorum. AKP, 20 yılda yurt sorununu çözemedi, çözmedi. Bilinçli olarak çocuklarımızı cemaat ve tarikatların kucağına itti. Eleman devşirmelerini sağladı. Bugün çocuklarımız ve gençlerimiz, cemaat ve tarikatların kurduğu vakıf ve derneklerin açtığı yurtlara mecbur bırakılmıştır. Bu söylediğimin neresi yalan? Neresi iftira? Bu söylediğimin neresine itiraz ediyorsunuz? Neresi yalan? Neresi iftira? Hiç kimsenin inancına, ibadetine, kılık kıyafetine kimse karışamaz. İnançları da siyaset malzemesi yapılamaz. Bugüne kadar insanların inançları üzerinden çok siyaset yaptınız. Ama artık hiç kimse, insanların inançları üzerinden siyaset yapamaz. İnançları siyaset malzemesi yapamaz, yaptırmayız. Biz, buna izin vermeyiz. 6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesine, çocukluğu boyunca tecavüze uğramasına laf söyleyemeyenlerin organize kötülük yapanları savunanların hep karşısında olduk. Beni tehdit edenler, körpe çocuklarımızı istismar edenlerin yanında saf tutanlardır. Adını, soyadını açıkça yazamayanlardır. Bunlarla yargı önünde hesaplaşacağız. Hodri meydan! Tehditlerle bugüne kadar birilerini yıldırmış olabilirsiniz ama biz, gerçekleri söylemeye devam edeceğiz. Asla gerçek olmayan bir şeyi bizden duymayacaksınız. Asla inanç sahiplerini inciten sözleri bizden duymayacaksınız. Ama söz veriyorum; 6 yaşındaki çocuğa tecavüz edenlere hiç ses çıkarmayanların, organize kötülük yapanların yanında saf tutanlarla bunun karşısında olanların birlikte bu süreci götüreceğini hep beraber göreceğiz. Ben, organize kötülük yapanların karşısında çocuklarımız için, kadınlarımız için, gençlerimiz için onların yanında olmaya devam edeceğim. Ama tehdit edenlerle de yargı önünde hesaplaşacağım. Suç duyurusunda bulundum. Umarım gelirler, açık kimlikleri ile tehditlerini bir de mahkeme salonunda, hakimin karşısında söyleme cesaretini gösterirler.”