Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başları;
İDLİB MESELESİ
İki gün önce Sergey Lavrov ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. İdlib'de meydana gelen saldırıların durdurulmasını istedik, Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki mesajın Sayın Putin'e iletilmesini istedik. Bir an önce İdlib'deki saldırıların durdurulması gerekiyor. Önümüzdeki günlerde Suriye Anayasa Komitesi'nin kuruluşunu ilan edebiliriz.
ABD'Lİ HEYETİN ZİYARETİ
Mike Pompeo ile telefon görüşmemizde Jeffrey'nin başkanlığındaki heyetin yeni öneriler getireceğini söylemiştim. ABD ile biliyorsunuz çekilmeyi koordine etmek için bir görev gücü oluşturduk. Burada ABD'nin getirdiği yeni öneriler bizi tatmin eder düzeyde değil. Burada Münbiç gibi bir oyalama sürecine gitmek istedikleri izlenimi edindik. Bu güvenli bölgenin derinliği ve buraları kimin kontrol edeceği konusu ve buralardaki YPG'lilerin nasıl çıkarılacağı konusu bizim için hassas olan 3 konu. Ortak devriyeler nasıl olur ve buralardaki üs konularını askerler görüşüyorlar. 2018 Haziran'da Pompeo ile Münbiç yol haritasını onayladık. En geç 90 günde bu yol haritasını tamamlayacaktık. Aradan 1 sene 1 ay geçti. Henüz daha Münbiç'te yol haritası uygulanmadı. Esasen bu anlamda bu model yine güvenli bölgeye taşınabilir. Ama bir oyalama olmaması gerekiyor. Daha önce Trump'ın ricası üzerine bölgeye harekatı durdurduk. Bize yönelik tehdit artıyor. Tehdit artınca harekat konusunda bir hazırlığımız oldu. Bir an önce güvenli bölgeyle ilgili mutabakata varmamız lazım çünkü bizim artık sabrımız kalmadı. Bir gün sonra o bölgeden Türkiye'ye bir taciz atışı geldi, biz bu tür saldırıları tolore edemeyiz. Güvenli bölge konusunda harekete geçmezsek biz Türkiye olarak görevimizi yapacağız.
Terör örgütleri sürekli kendisini güçlendiriyor ve ABD'liler de silah veriyor. Süreç uzayınca harekat konusunda hazırlığımız oldu. ABD ekiplerimizi gönderiyoruz o zamana kadar harekat başlatmayın dedi. Görüşme günü CENTCOM komutanının YPG/PKK ile görüşmesi samimi olmadığının göstergesi oldu.
ATİLLA'NIN TÜRKİYE'YE DÖNÜŞÜ
Hakan Atilla daha önce Türkiye'ye gelebilirdi. Fakat bunun için temyiz davasından vazgeçmek istemedi. Temyiz davasından vazgeçmesi durumunda suçlamayı kabul etmiş olurdu. Bana göre doğrusunu yaptı. Biraz daha yatarım ama suçlu olduğumu kabul etmem dedi. Hakan Atilla zor şartlarda bile doğruyu ve ülkesini savundu. Kendisine ve ailesine geçmiş olsun diyoruz. Tüm kurumlarımızla her zaman yanlarında olduk. Bir an önce Halkbank davasının da kapanması gerekiyor.