CHP Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan, TBMM Genel Kurulu’nda; “Bütçeyi dün Sayın Canikli ‘Löp et’ bütçesi olarak değerlendirdi. Löp et bütçesini insanlarımızın gerçekten et yiyebileceği bütçe haline gelebilmesi için sizden ricam şudur, eti veya diğer giderleri bu bütçe içerisinde bir yurttaşlık hakkı olarak görelim. Gelin bütçeye ödenek koyalım, siz getirin sayın grup başkanvekili öneriyi de her ay bir kilo löp eti vatandaşlarımıza biz bedava verelim. Bu öneriyi getirin lütfen. Vatandaşlarımız löp et yiyebilsinler ya da Sayın Canikli’nin hangi kasaptan o eti aldığını vatandaşlarımıza açıklamasını rica ediyorum” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda TBMM, Adalet Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, Danıştay ve Yargıtay 2021 Yılı Kesin Hesap Kanun Teklifleri ve 2023 Yılı Bütçe Kanun Teklifleri görüşülüyor.
CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, Meclis Genel Kurulu’nda şunları söyledi:
“BÜTÇE HAKKINI DEVRETMEK EGEMENLİK HAKKINI DEVRETMEKTİR”
“Umut insanın hayattaki en büyük tutanağı, yaşamı sona erdikten sonraki de kendisinden sonrasına bıraktığı en büyük enerjidir. Bugün TBMM’de yaşanan tatsız olaylardan sonra Meclis’imizin aldığı bu kararları saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Yüce Meclis kendisine yakışanı yapmış; burada görüşmelerin hangi vicdan ve merhamet duygusu içinde süreceğine dair çok önemli karar vermiştir. İktidarıyla, muhalefetiyle; TBMM çatısı altında bulunan her milletvekilini bu tutumu nedeniyle kutluyorum. Çünkü vicdan, insanların sadece rahat uyumaları için yastık değildir, vicdan adaletin de temelidir. Bu temel yaşamaktadır. Yaşasın TBMM, diyorum. Sayın Hüseyin Örs’e acil şifalar diliyorum, bir daha bu olayların yaşanmaması temennisini dile getiriyorum.
Bütçe hakkı çok önemli bir haktır. Bütçe yapabilme hakkını elde edebilmek için insanlık çok uzun mücadelelerle, çok uzun ve çileli mücadelelerle bu hakkı elde edebilmiştir. Bütçe hakkını devretmek egemenlik hakkını devretmektir. Bütçe yapabilirlikten vazgeçmek, egemenlik hakkından vazgeçmek demektir.
Bütçeyi ne için yapacaksınız? Bütçeyi siz yurttaşlar olarak, millet olarak egemenlik hakkını ne için elinizde bulundurarak yapmak istiyorsunuz? Bütçe, okul sıralarında aç çocukların baş ağrısını gidermek için yapılmalıdır. Bütçe cezaevinde; koridorda, maltada arabayı sürerken çıkan tulumba tatlısını koğuştaki arkadaşları yiyebilsin diye; ‘Yeme ağabey, yeme ağabey. Alma, bizim koğuşa kalsın’ diyen yoksullar için yapılmak zorundadır. Bütçe merhametin ve vicdanın kalesi olmak zorundadır.
Ama ne yazık ki böyle bir bütçe yapamıyoruz. Bugünkü büyüklükleri ile söyleyeyim; 4 trilyon 469 milyar liralık bir bütçemiz var. 3,8 trilyon liralık gelirimiz var. 659,4 milyar liralık açığımız var. Faiz giderimiz 565,6 milyar. Bu rakamları konuşmaya gerek var mı, yok. Neden yok? Orta Vadeli Planı konuştuğumuzda geçen bütçe dönemindeydi. Ne oldu? Çöp oldu. Dolarda gerçekleşme oranı yüzde 86, orta vadeli planın. Diğerlerinde gerçekleşme oranını gündeme getirmek istemiyorum…
“ÇOCUKLAR OKULA AÇ GİTMESİN”
Bütçeyi çocuklar için, bütçeli yoksullar için yapmıyorsak, bütçeyi halk için yapmıyorsak ne için yapabiliriz? Bütçeyi beşli çetelere ya da hep kazananlara dönük bir gelir kapısı olarak görüyorsak, o zaman varlığımız nasıl devam ettireceğiz?
Bu bütçede sizden ricam... Hep beraber biraz önce sergilediğimiz örneği gerçekleştirip, devlet okullarında okula aç giden çocukların karnının doyması için bir ödenekle, devlet okullarında aç çocuklara bir öğlen yemeği verebilir miyiz? Bir sabah kahvaltısı verebilir miyiz? Partiler üstü bakalım. Ben grup başkanvekilime sordum, grup başkanvekilim dedi ki ‘Evet arkadaşlar getirsin biz destekleyeceğiz.’
Sağlık Bakanlığı’nın program uygulama bütçesinde var. Uygulamaya koyamıyoruz. Peki ilkokul çocuklarının aç okula gitmesini, başlarının ağrımasını, kusmalarını nasıl engelleyeceğiz? Gelin hep birlikte böyle bir önerge getirin, biz getirmeyelim siz getirin, biz bunu destekleyeceğiz. Devlet okullarında sabah kahvaltı verelim. Bir meyve suyu, bir kek verelim. Öğlen ekmek arası, bir sandviç verelim. Size teklif olarak getiriyoruz. O zaman bütçe yapma yetkisini kullandığımızı hissederiz.
CEZAEVLERİNDE DON, ATLET İHTİYACI
Cezaevinde… Biraz önce size söyledim, Sayın Adalet Bakanım burada. Sayın Bakanım, yemek konusundaki Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığımız öneriyi kabul etmenizden dolayı size teşekkür ederim. Ama yaşayarak bildiğim bir şey var. Arkadaşlar kullanılmış don ister yoksul, atlet ister yoksul. Kullanılmış ister. Ağabey, varsa bana at; der. Biz eğer vicdan ve merhamet ile o insanı orada yakalamayacaksak Sayın Bakanım; o insanın don, atlet, ekmek ihtiyacını, su ve elektrik ihtiyacını karşılamayacaksak bizim vicdanımızın, bize yastık olma ihtimali var mıdır?
O nedenle diyorum ki haydi gelin hep birlikte çocuklarımızı vicdan ve merhamette yakalayalım. Gelin, hep birlikte düşmüş olanı, en zor durumda olanın ihtiyaçlarını yakalayalım. O zaman bütçe yapma hakkını kullandığımıza dair bir duyguya kapılabiliriz. Yoksa bu duygu bizi terk eder.
Aç çocukların, bizden yardım bekleyen insanların ihtiyaçlarını karşılayamadığımız zaman karşımıza çıkan tablo vahşettir. Biz eğer bugün umudu yeşertebiliyorsak, aldığımız bu karar ile TBMM’nin pek çok şeye muktedir olduğunu, vicdan ve merhamet ile davrana bildiğini gösterebiliyorsak, haydi gelin Sayın Bakanım o insanların muhtaç insanların cezaevlerindeki ihtiyaçlarını karşılayalım, çocuklarımızın okulda aç kalmamasını sağlayalım.
Bütçeyi dün Sayın Canikli, ‘Löp et’ bütçesi olarak değerlendirdi. Bu bütçe insanların löp et yiyebildiği… Kahramanmaraş’ta değil mi, kasaplar operasyonu düzenlenmiş. Löp et bütçesini insanlarımızın gerçekten et yiyebileceği bütçe haline gelebilmesi için sizden ricam şudur, eti veya diğer giderleri bu bütçe içerisinde bir yurttaşlık hakkı olarak görelim. Gelin bütçeye ödenek koyalım, siz getirin sayın grup başkanvekili öneriyi de her ay bir kilo löp eti vatandaşlarımıza biz bedava verelim. Bu öneriyi getirin lütfen. Vatandaşlarımız löp et yiyebilsinler ya da Sayın Canikli’nin hangi kasaptan o eti aldığını vatandaşlarımıza açıklamasını rica ediyorum. Ama eğer siz bize bu löp et ile ilgili olarak her ay vatandaşlarımızın bir kez, bir kilo löp et yiyebilecekleri bir ödeneği bütçeye koyarsanız, size teşekkürlerimi sunacağım.
“ÖNÜMÜZDEKİ YIL BÜTÇEYİ YAPMAK ÜZERE HAZIRLIK YAPIYORUZ”
Tam 101 yıl önce, Cumhuriyet tarihi açısından söylüyorum: 101 yıl önce, 28 Şubat 1921’de ilk bütçemizi yaptık. Kuvayı Milliye’nin aldığı bağışlarla, topladığı yardımların nereye gittiğini vatandaşa, millete anlatma arzusu ve isteğiydi. Bugün bütçemizde böyle bir istek yok. En çok üzüldüğüm şey, bu bütçenin hangi harcamayı nereye yapabildiğini gösterememesidir.”
Özkan, Sayıştay Başkanı’na “bütçenin ancak yüzde 5’ini mi denetleyebiliyorsunuz” diye sordu. Sayıştay Başkanı Metin Yener, “Genel bütçenin hepsini” yanıtını verdi. Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sayıştay Başkanımız, Sayın Bakanlardan aldığı telefonları, ‘görme’ telefonlarını söylerse, burada başka bir bütçenin hazırlıkta olduğunu ben de söyleyebilirim. Sayıştay Başkanımız ile ilgili şunu söylemek istiyorum. Hayırlı ve uğurlu olsun… Bu Sayıştay anlayışından kurtulduğumuz gün bütçeyi kurtardığımız gündür. Hiç para pul konuşmadık, farkında mısınız? Yok çünkü, yok hükmündedir. Geçen yıl bir şey söylemiştim, Maliye’den arkadaşlar oturuyordu. Çürüyen her şey, düşer. Bu bütçe orta vadeli planla kıyasladığınızda çürüdüğü için düşmüştür. Çürük bir bütçenin millete de devlete de memlekete de bir hayrı yoktur. Önümüzdeki yıl bütçeyi yapmak üzere hazırlık yapıyoruz arkadaşlar. Eğer çocuklar için önerge gelmezse biz çocuklarımıza sabah kahvaltısı, öğlen yemeği vereceğiz. Adalet Bakanlığı’nda düzenleme olmazsa düşmüş olan insanların elinden biz tutacağız.”