CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, Türkiye’nin artan terör saldırıları ve Suriye’deki gelişmeler nedeniyle ağır bir şiddet sürecinden geçtiğine dikkat çekerek, “Dünya Barış Günü’nde Türkiye’nin temel ihtiyacı barış ve huzur. Türkiye’nin çıkış yolu Büyük Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış’ ilkesidir” dedi
Budak, Dünya Barış Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, 1 Eylül’ün, Nazi Almanya’sının Polonya’yı işgal günü olduğunu, insanlığın yaşadığı büyük yıkımın unutulmaması için bu tarihin Barış Günü ilan edildiğine dikkat çekti. Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyanın ağır bir çatışma döneminden geçtiğini, bunun Türkiye’de olumsuz yansımaları olduğuna dikkat çeken Budak, “Ne yazık ki; dünyamız yaşadığı deneyimlerden yeterince ders almış görünmüyor. Günümüzde de milyonlarca insan savaşların ve çatışmaların acı sonuçlarını ağır şekilde yaşıyor. Ülkemiz de 1 Eylül’e artan terör saldırıları ve Suriye’deki iç savaş nedeniyle ağır bir şiddet sürecinde giriyor. Bu süreç insanlarımızın geleceğe güvenle ve umutla bakmasını zorlaştırıyor. Bir an önce Türkiye’de barış ve huzurun yeniden egemen olmasının yolu Büyük Atatürk’ün ‘Yurta Barış Dünyada Barış’ ilkesidir. Çıkış yolu bu ilkedir. Dünya Barış Günü’nün başlangıç olmasını diliyorum” dedi
YÖNETENLER ŞİDDET DİLİNİ TERK ETMELİ
Türkiye’de son dönemde toplumu bir arada tutan değerlerde ciddi bir aşınma yaşandığını, bu tabloda AKP Hükümetlerinin uygulamaları ve yönetenlerin kullandığı şiddet dilinin de etkili olduğunu vurgulayan Budak, şunları söyledi:
“Türkiye, seçim kazanma amacıyla kutuplaştırıcı şiddet dilinin sıklıkla kullandığı bir dönemi yaşadı. Biz uzun zamandır ‘toplumu kutuplaştıran, ayrıştıran şiddet dilini bırakın’ dedik dinletemedik. İyi bir geleceğe yürümek istiyorsak barışmak zorundayız. Toplumsal barışı sağlamak zorundayız. 15 Temmuz’dan sonra biz CHP olarak, toplumsal barışın ve bütünlüğün yeniden sağlanması için elimizden gelen katkıyı sağlamaya çalışıyoruz. Ancak aynı duyarlılığın tüm siyasi taraflarda olması durumunda, barış havası Türkiye’ye yayılabilir. 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal, yeni kırılmalara yol açabilecek uygulamaları karşımıza çıkarıyor. Burada çok dikkatli olunması gerekiyor. OHAL yeni fay hatlarına neden olmamalıdır. Yönetenler de şiddet dilini, ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı dili bir an önce terk etmelidir. Türk Halkı, savaş ve çatışma istemiyor. Türk Halkı, barış ve huzur içinde bir arada yaşamak istiyor. Bizlere düşen görev, 1 Eylül’ün anlamı doğrultusunda adımlar atmaktır. Barış, demokrasi, hukuk ve özgürlüklerin egemen olduğu bir Türkiye ve Dünya dileğiyle, Dünya Barış Günü’nü kutluyorum. ”