Geçtiğimiz yıl 2 lira 75 kuruş olan yemek ücretlerini 3 buçuk liraya çıkaran İstanbul Üniversitesi yönetimi, bu yıl da öğrencilerin 3 öğün yararlandığı indirimli yemek hakkını tek öğüne düşürüp kahvaltı öğününü de tamamen kaldırma kararı aldı.
3 buçuk liraya yedikleri yemeğin ücreti 18 buçuk liraya çıkarılan İstanbul Üniversitesi öğrencileri, rektörlüğün bu kararından sonra eylem yaptı. Kararın geri çekilmesi talebiyle yemekhane boykotu yapan öğrenciler okul içinde ve önünde yapılan eylemlerde polisin sert müdahalesiyle karşılaştı.
Ailesinin üç gün önce kayıp olduğunu dair başvuru yaptığı İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü 3. sınıf öğrencisi Sibel Ünli’nin ise dün Samatya sahilinde cansız bedenine ulaşıldı.
Ünli’nin sosyal medya hesabından yaptığı son paylaşımında, “Bir liraya karnımı doyurabilir miyim enter. Yemekhane kartımda para kalmamış sadece bir liram var. Bir lira kırk kuruşmuş” ifadelerini kullandığı görüldü.
Sibel Ünli’nin intiharının ardından İstanbul Üniversitesi’nin kararı toplumun tüm kesimlerinde tepkiyle karşılandı. Tepkilerin ardından okul yönetimi aldığı karardan geri adım atıp eski uygulamaya geri döndü. Ancak akılarda ‘illa bir öğrencinin çaresizlikten intihar etmesi ya da günlerdir okul önünde eylem yapan öğrencilerin polisten dayak yemesi mi gerekirdi?’ sorusu kaldı.
Üniversitenin resmi Twitter hesabından ‘Önemli Duyuru’ başlığı ile yapılan açıklamada şöyle denildi:
Öğrencilerimizin taleplerini değerlendiren Rektörlüğümüz, yemekhane ile alınan kararı iptal ederek; öğrencilerimizin sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemeklerinin önceden olduğu gibi aynen devam etmesi kararı almıştır.
(Sözcü)