Selvi Kılıçdaroğlu'na dert yanan depremzede: “Bu ülkenin kaderi artık bu olmamalı. Artık bu ülke ilimle, bilimle ilerlemeli”

Selvi Kılıçdaroğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Kahramanmaraş’ın Zillihan köyünde depremzedeleri ziyaret etti. Depremde annesini ve babasını kaybettiğini söyleyen bir depremzede, “Artık ülkemde ben böyle bir şey görmek istemiyorum, yaşamak istemiyorum. Böyle dramlar istemiyorum. Japonya’da 9-10 şiddetinde deprem oluyor, insan kahvesini, çayını yudumluyor. Ama biz yüz binleri kaybediyoruz. Bu ülkenin kaderi artık bu olmamalı. Artık bu ülke ilimle, bilimle ilerlemeli” dedi.

05 Mart 2023 Pazar 17:49
Selvi Kılıçdaroğlu'na dert yanan depremzede: “Bu ülkenin kaderi artık bu olmamalı. Artık bu ülke ilimle, bilimle ilerlemeli”

Selvi Kılıçdaroğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Kahramanmaraş’ın Zillihan köyünde depremzedeleri ziyaret etti. Depremde annesini ve babasını kaybettiğini söyleyen bir depremzede, “Artık ülkemde ben böyle bir şey görmek istemiyorum, yaşamak istemiyorum. Böyle dramlar istemiyorum. Japonya’da 9-10 şiddetinde deprem oluyor, insan kahvesini, çayını yudumluyor. Ama biz yüz binleri kaybediyoruz. Bu ülkenin kaderi artık bu olmamalı. Artık bu ülke ilimle, bilimle ilerlemeli” dedi.

Selvi Kılıçdaroğlu ve Canan Kaftancıoğlu, bugün Kahramanmaraş’ın Zillihan köyünde depremzedelerin sorunlarını dinledi. Depremzedelerle sohbet eden Selvi Kılıçdaroğlu, “Biz ne desek boş. Sizler yaşadınız o acı, kolay değil” dedi. Kaftancıoğlu ise “Bizler, elimizden geldiğince, gücümüz yettiğince hep birlikte dayanışarak aşacağız. Neler yapabiliriz diye sizleri dinleyelim istedik” diye konuştu.

“KALACAK YERİMİZ YOK, KORKUMUZ ÇOK”

Depremde evi yıkılan bir depremzede, “Tüm evlerimiz yıkıldı. Bizim bir konteyner şansımız yok, çadır şansımız yok. Sağ olsun halkımız yardım getirdi, suyumuzu getirdi ama onunla bitmiyor. Biz, şimdi nerede oturacağımızı bilmiyoruz. O yıkık evlerin içine giriyoruz, bir ses geliyor koşuyoruz. Hayat şartları bizim için çok zor. 20 evimiz yok, evlerimizin hepsi yıkık. Biz, sizden, şimdi bir konteyner mahallesi yapma gibi şansınız varsa onu istiyoruz. Halk sağ olsun, odunumuzu getirdi, kömürümüzü getirdi, yiyeceğimizi getirdi ama şimdi kalacak yerimiz yok, korkumuz çok. Sorunumuz çok ama ilk etapta bunlar gerekli” dedi.

“CENAZELERİN MEZARLARINI NASIL AÇTIK, NASIL GÖMDÜK, ANCA BEN BİLİRİM. KİMSE YOKTU, YALNIZ BAŞIMIZAYDIK”

İlk gün yolları açamadıklarını söyleyen Ağcaşar Mahallesi Muhtarı ise şöyle konuştu:

“Benim 20 tane cenazem oldu, göçüklerden çıkarttık. Ailemden annem, amcam, amcamın oğlu ve hanımı gitti. O kadar koşturduk ki 6 gün ben, enkazların içerisinde cenaze çıkarıyordum. Kimi geldi bacağı yok, kimi geldi kolu yok. Biz çok kötü bir süreç yaşadık ve daha sonrası vali yardımcı oldu. Ben, önce Ali Öztunç’a minnettarım. Ona canı gönülden teşekkür ediyorum, bize yardımcı olduğu için. Her şeyimize koştu. Bu cenazelerin mezarlarını nasıl açtık, nasıl gömdük, anca ben bilirim. Kimse yoktu, yalnız başımızaydık. Benim köyümde şu an 69 tane yıkılacak ağır hasarlı ev var. Kimi Ankara’ya, İstanbul’a gitti ama çoğu burada ve Ağcaşar’da 5 aile perişan halde. 80-90 yaşında insanlar çadırda kalıyorlar. Bu insanlar nasıl çadırda kalır? Çok kötü. Bunlara bir konteyner vermek gerekiyor ama bir türlü ayarlayamadık, konteyner bulamıyoruz. Bizi sorduğunuz için, yanımızda bulunduğunuz için, geldiğiniz için çok sağ olun.”

“BU ÜLKENİN KADERİ ARTIK BU OLMAMALI. ARTIK BU ÜLKE İLİMLE, BİLİMLE İLERLEMELİ”

Bir başka depremzede de Selvi Kılıçdaroğlu ve Kaftancıoğlu’na şöyle dert yandı:

“Keşke bu şartlarda tanışmamış olsaydık. Ben, maalesef annemi, babamı kaybettim. İlk üç gün hiçbir zaman devleti yanımızda göremedik, yoktu. Halkın çabasıyla… Ne kadar çok çabaladıysak da hiçbir şekilde ne bir kepçeye ne bir dozere, yani yetkili kimseye ulaşamadık. Ben, her zaman ülkemle gurur duyuyordum ama maalesef bu depremde inanın hayal kırıklığına uğradım. Güçlü bir devlet olmadığımızı gördüm. Maddi olarak benim hiçbir şekilde sıkıntım yok. İhtiyaçları olan insanlar çok fazla. Artık ülkemde ben böyle bir şey görmek istemiyorum, yaşamak istemiyorum. Böyle dramlar istemiyorum. Japonya’da 9-10 şiddetinde deprem oluyor, insan kahvesini, çayını yudumluyor. Ama biz yüz binleri kaybediyoruz. Bu ülkenin kaderi artık bu olmamalı. Artık bu ülke ilimle, bilimle ilerlemeli. Bunların önüne geçebilmemiz için daha fazla can kaybı vermemiz için, lütfen bunun için artık birileri bir şeyler yapsın. Daha fazla bu acılara katlanamıyoruz, dayanamıyoruz.

“BİZ, ATATÜRK’ÜN BİZE BIRAKTIĞI ÜLKEMİZE SAHİP ÇIKAMADIK, ÇIKAMIYORUZ”

Halkımızdan şunu istiyorum; lütfen ülkemizi bırakıp gitmeyelim. Daha fazla göç vermeyelim, ülkemize sahip çıkmamız gerekiyor. Herkese buradan haykırıyorum; ne olursunuz herkes elini taşın altına koysun. Birileri bir şeyler yapsın bu ülke için. Biz, Atatürk’ün bize bıraktığı ülkemize sahip çıkamadık, çıkamıyoruz.”

KAFTANCIOĞLU: “KIZILAY GİBİ KURUMLARI YOK EDENLERİ BU MEMLEKETİN BAŞINDAN DEFEDECEĞİZ”

Canan Kaftancıoğlu da şunları söyledi:

“Biz de inanın aynı duygu ve düşüncelerle bugün buradayız. Dert büyük ama dermanını hep birlikte bulabiliriz. Bunun için kararlı bir siyasi iradeye ihtiyaç var. Başta sizler, bu ülkede yaşayan hiç kimse bunu hak etmiyor. Evet, depremler olacak ama depremden sonra yaşadıklarınızı siz biliyorsunuz. Atatürk’ün kurduğu bu devlet güçlü ama devleti bu hale getirenleri, devletin kurumlarını çökertenleri, Kızılay gibi kurumları yok edenleri bu memleketin başından defedeceğiz. Sizleri gördükçe daha çok, hep beraber çalışmamız gerektiğini hissediyoruz. Bir daha bunu halkımıza yaşatmayacağız.”

Son Güncelleme: 05.03.2023 19:17
Anahtar Kelimeler:
Selvi Kılıçdaroğlu
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.