Yazdığı, 'Menzil: Bir Tarikatın İki Yüzü’ adlı kitapta Menzil tarikatına ilişkin bilgiler aktaran Öztürk, Sözcü'den Özlem Güvemli'nin sorularını yanıtladı. "Gittiğim zaman şunu gördüm, hemen hemen her bakanlıktan bu tarikata, bu yapıya gönül veren insanlar var. Gelip oralarda çalışıyorlar. Emniyet mensuplarından gelip onların bahçesinde, ahırında tesislerinde gönüllü olarak çalışan kamu görevlileri var. Bunlar gizli saklı da değil" diyen Öztürk, bu kişilerin arasında bakanların da olduğunu kaydetti.
"Devleti ele geçirmek kesinlikle budur"
Öztürk, "Bakanlar da var. Bakanlar gelince ne olur biliyor musun, hiç alakası olmasa bile bürokratlar da gelir. Hatta Bakan ile Şeyhlerin arasındaki yakınlığı gören o bürokrat elindeki kamu gücünü bunların lehine veya bunların istediği şekilde kullanabilir. Devleti ele geçirmek kesinlikle budur. Sonuçta bunlar da bir holding, Semerkant Holding. İhalelere de giriyorlar" sözlerini kaydetti.
“Biz Tayyip Erdoğan'ın değil, devletin yanındayız"
Öztürk, "Tarikatın siyasetle ilgileri sadece ticaret boyutunda mı? Mesela kimi destekliyorlar?" sorusuna da şöyle yanıt verdi:
"Geçmiş yıllarda CHP'ye en çok oy çıkan yerlermiş Menzil köyü.12 Eylül 1980 döneminde MHP, Menzil tarikatının kendilerine bağlanması için çok çaba göstermiş. Dönemin efsane Genel Başkanı Alparslan Türkeş Namık Kemal Zeybek'i görevlendirmiş, tarikatı bize bağlayın diye… 12 Eylül 1980'den sonra o ülkücü gençlik, cezaevindeki psikolojik sorunları, bunalımlarından dolayı belki de orayı bir kurtuluş yeri olarak gördüler. Böylece ülkücü kesim arasında oranın farklı bir yeri olmaya başladı. Yani daha çok ülkücülerin karargahı şeklinde. İlk yılları, güçlenmesi böyle. Daha sonra özellikle üniversite yıllarında bunlarla bağlantı kuran kişiler, devletin çeşitli kademelerine geldikleri zaman da bağlantılarını kopartmamışlar. Bugün, 367 geçerli oy var köyde, 367'si de AKP'ye. Şeyh de AKP'yi desteklediklerini söylüyor zaten, ama diyor, 'Biz Tayyip Erdoğan'ın değil, devletin yanındayız…'"