1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle bir Basın açıklaması yapan CHP Balıkesir Milletvekili ve PM Üyesi Mehmet Tüm, “15 Temmuzdan sonra Cumhuriyetimizi ve demokrasimizi korumak, iç barışımızı sağlamak adına Halkımız büyük bir dayanışma örneği göstermiştir. Ülkede oluşan , bu birlik duygusu toplumsal barışımız için bir fırsat olarak ortaya çıkmıştır. Ancak iktidar bu fırsatı barış adına kullanmak yerine, yine geçmişteki yanlışlarına devam etme yolunu seçmiştir. Şimdi FETÖ’ün yerini doldurmak için tarikatlar adeta yarışa girmiştir” dedi.
“Özgürlüklerin ölçüsü kadın Polislere baş örtüsü taktırmak değildir”diyen Tüm, İnsanların mağduriyetleri, özgürlükleri yarın pardon denilerek geçiştirilemez. Özgürlüğün bedeli hiçbir özürle ödenemeyecek kadar ağırdır. Türkiye yakın geçmişte bunun örneklerini çok ağır bedeller ödeyerek ne yazık ki yine bu iktidar döneminde yaşamıştır" ifadesine yer verdi. Tüm'ün açıklaması şöyle:
"Toplumsal düzenin en değerli varlığı BARIŞ’ tır. Devlet Barışa olan ihtiyaçtan doğmuştur. Barış sadece silahlar patlayarak bozulmaz. Adaleti, sarsarak, düzeni bozarak, toplumu ayrıştırarak bozulan barışın onarımı çok daha zordur.
14 yıldır ülkemizde yaşanan toplumsal kutuplaşmanın, ayrışmanın, ötekileştirmenin sonucunu 15 Temmuzda hep birlikte gördük. Devlet yandaşlık adına bir çeteye nasıl teslim edildi, bu teslimiyetçiliğin ülkemizi nereye getirdiğini , ne yazık ki çok ağır bedeller ödeyerek anladık. Yüzlerce can kaybettik, devletimiz dağılma tehlikesi ile karşı karşıya geldi.
15 Temmuzdan sonra Cumhuriyetimizi ve demokrasimizi korumak, iç barışımızı sağlamak adına Halkımız büyük bir dayanışma örneği göstermiştir. Ülkede oluşan , bu birlik duygusu toplumsal barışımız için bir fırsat olarak ortaya çıkmıştır.
Ancak iktidar bu fırsatı barış adına kullanmak yerine, yine geçmişteki yanlışlarına devam etme yolunu seçmiştir. Şimdi FETÖ’ün yerini doldurmak için tarikatlar adeta yarışa girmiştir.
Asılsız ihbarlar, yanlış istihbaratlar yüzünden binlerce insan işinden, aşından edilmiş, tutuklanmıştır. İktidar Toplumsal Muhalefeti anlamak yerine , Barış isteyen Aydınları, gazetecileri, bilim adamlarını cezalandırma yolunu tercih etmiştir.
İnsanların mağduriyetleri, özgürlükleri yarın pardon denilerek geçiştirilemez. Özgürlüğün bedeli hiçbir özürle ödenemeyecek kadar ağırdır. Türkiye yakın geçmişte bunun örneklerini çok ağır bedeller ödeyerek ne yazık ki yine bu iktidar döneminde yaşamıştır.
Türkiye bir hukuk devletidir. Özgürlüklerin ölçüsü kadın Polislere baş örtüsü taktırmak değildir. En temel özgürlük Barış içinde yaşama hakkıdır.
İktidar barışı sağlamak istiyorsa, öfkesini ve hırslarını geride bırakarak, laikliği içine sindirmelidir. Geleceğimizin ve Barışımızın teminatı laikliktir. Eğitimden sosyal yaşama kadar laiklik bir an önce yaşama geçirilmelidir.
Tarikat kardeşliğinin, cemaat birlikteliğinin ülkemizi , eğitim sistemimizi, yargı bağımsızlığını, ne hale getirdiği açıkça ortadadır.
Bugün 1 Eylül Dünya Barış günüdür. Hükümet için yeni bir fırsat doğmuştur. Bu günü de dikkate alarak, barış adına tüm bu yanlışlardan geri dönmelidir. Cumhuriyetin kurucu değerleri ile çatışarak, demokrasi adına tarikatları devlete egemen kılarak, iç barışımız sağlanamaz.
Tüm dini yapılanmalar bir an önce devletten temizlenmelidir. Devlet, inançlara göre değil, eşit yurttaşlık esasına göre yapılanmalıdır. Eşit yurttaşlık olmadan , barış sağlanamaz. Çünkü eşitliğin olmadığı yerde toplumsal barıştan söz edilemez.
1 Eylül Dünya Barış Gününün öncelikle ülkemize, bölgemize ve tüm dünyaya huzur ve barış getirmesini diliyorum. Ölümlerin son bulması, her insanın kendi yurdunda barış içinde yaşamasını temenni ediyorum. Şartlar ne olursa olsun , Barışa olan umudumuzu asla kaybetmemeliyiz. Yaşasın “Yurtta barış, dünyada barış.”
Son Güncelleme: 01.09.2016 15:23