ODTÜ Onur Yürüyüşü davasının 4. duruşması görüldü. Sanıklardan Melike Balkan, “Biz artık çok yorulduk. Haklarımızın farkındayız” dedi. Dava 30 Nisan'a ertelendi.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde 10 Mayıs 2019 tarihinde gerçekleştirilmek istenen Onur Yürüyüşü’ne yapılan polis müdahalesi sonucunda 22 öğrenci gözaltına alınmıştı. Valilik yasağı bulunmamasına rağmen Rektörlüğün talebiyle polisin kampüse girerek gözaltına aldığı öğrencilerin yargılandığı davanın 4. Duruşması “10 Aralık İnsan Hakları Günü”nde görüldü. Dava görülürken İrlanda, ABD, İsveç, Danimarka, Finlandiya, Almanya, Belçika ve Hollanda elçiliklerinden temsilciler de davayı takip etmek için adliyeye gelirken pandemi önlemleri gereğince salona sadece 14 kişi alındı. Elçiliklerden gelen temsilciler dava süresince koridorda bekledi.
“ÖĞRENCİLER YERLERDE SÜRÜKLENDİ”
Davada tanık sıfatıyla hazır bulunan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Kampanyalar ve İletişim Direktörü Tarık Beyhan, hakimin olay günün neler gördüğünü sorması üzerine yaşananları şöyle anlattı:
“ODTÜ Rektörlüğü’nün hukuksuz yasağı nedeniyle defalarca rektörlükle iletişim kurmaya çalıştık. Karşılık alamayınca bir hak ihlali ihtimaline karşı gözlem için ODTÜ kampüsüne geldik. Geldiğimizde ortam sakindi. Birkaç öğrenci çimlerde oturmuş bir şeyler hazırlıyordu. Polis gelip burada oturamazsınız dedi. Öğrenciler nedenini sordu. Neden belirtilmedi ama ‘peki’ diyerek kalkıp başka alana geçtiler. Polis bu sefer oraya gelip hem yeşil alandakilere hem yakınındaki kafedekilere dağılmalarını söyledi. Ortada bir protesto falan da yoktu. Üniversitede öğrencilerin normalde yapacağı gibi oturuyorlardı. Kafedeki biri polise ‘neden’ diye sordu. Polis bu kişiyi itti. Ardından bu kişi ayağa kalkınca tekmeledi. Ardından biber gazları, plastik mermiler havada uçuştu. Öğrenciler yerlerde sürüklendi.”
“BİZ ARTIK ÇOK YORULDUK. HAKLARIMIZIN FARKINDAYIZ”
Davada söz alarak beyanlarda bulunan sanık Melike Balkan olay günüyle ilgili şu ifadelerde bulundu:
“Saat 16.59.31’de bir uyarı var. Bu uyarıyla müdahaleye başlandığı söyleniyor. Polis uyarısı ‘Hadi dağılın’ gibi kısa bir şey değil. 45-50 saniyelik bir süreç. Polis yasaktan bahsederken Valilik yasağı dedi. Ama bir Valilik yasağı yok. Polisin orada yaptığı bizi ve diğer öğrencileri yanıltmak. Polisle olan tüm konuşmalarımızın her saniyesinin videoları var. Videoların hiçbirisinde Rektörlük kararı yüzümüze okunmuyor. Rektörlük talebini biz sonradan öğreniyoruz. Öğrenciler olarak elimizdeki bilgilerle yasal hakkımızı kullanmaya engel olacak bir şey görmüyoruz. Bilirkişi raporunda 16.59’da uyarı başladığı andan 29 saniye sonra 17.00’da gözaltına alınıyorum. Biz dağılıyoruz derken kitleyi uzaklaştırmaya çalışıyorduk. Başından beri barışçıl bir eylem olmasına çalıştık. Polisler arkadaşımızın üzerine üç kişi otururken, onun üzerine çullanmışlarken; biz herhangi bir şiddete başvurmadık. Bana ve Özgür başta olmak üzere herkesi alırım dedi polis. Özgür’ün ağzını kapatmaya çalıştıkları var videolarda. Diğer arkadaşımız elinde sargı olduğunu, canının acıdığını söylemesine rağmen daha fazla şiddet uygulandı. Biz artık çok yorulduk. Haklarımızın farkındayız. Biz sadece kampüsünde bir araya gelmeye çalışan insanlarız. ‘Ne yapıyorsun ya’ dediği için, ‘Nereye dağılacağım’ diye sorduğu için gözaltına alınan insanlar var.”