İstanbullu seçmen, AKP'nin başvurusuyla YSK tarafından iptal edilen büyükşehir seçimi için 23 Haziran'da sandığa gidecek.
Partilerin son virajda çalışmalarını sürdürdüğü seçim için MHP cephesinden bir açıklama geldi. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yalçın tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kaydedildi:
Seçim gündemleriyle geçen yılların ardından, bir seçim maratonunun daha sonuna geliyoruz.
23 Haziran’da İstanbul halkı sandık başına gidecek ve şehrin geleceğini oylayacaktır.
Türkiye; o günden sonra kendi olağan gündemine, çözüm bekleyen meselelerin halline daha fazla odaklanmaya başlayacaktır.
Ülkemizin önünde barış ve istikrar içinde çözümlenmesi gereken iç ve dış sorunlar durmaktadır. Türk siyaseti bu alanlarda yoğunlaşacaktır.
Şimdiye kadar hiçbir ilin belediye seçimi böylesine önemli olmamış, bugüne kadar böylesine iddialı kampanyalarla yeniden seçime gidilmemiştir.
Bu da göstermektedir ki İstanbul; Türkiye’nin gözbebeği, milletin kalbinin ortak çarptığı yerdir.
Özellikle ekonominin nabzının attığı İstanbul, Türkiye ekonomisinin üçte birini sırtında taşımaktadır.
Aynı zamanda 81 ilden insanımızın yerleşip sosyal ve kültürel dokusunu şekillendirdiği İstanbul, bütün Türk toplumunu ileriye taşıyan bir lokomotif görevi ifa etmektedir.
İstanbul, Türkiye’nin özeti gibidir.
Onun içindir ki İstanbul’un yerel yönetimi ehliyetsiz ve liyakatsiz ellere bırakılamaz.
Onun içindir ki İstanbul’un idaresi emin, tecrübeli ve donanımlı ellerde olmalıdır.
Devasa bir ekonomik kapasiteye, bütün Türkiye’nin geleceğine yön veren kültürel ve sosyal birikime sahip bu kentin 5 yıl süreyle kim veya hangi siyasi parti tarafından yönetileceği sorusunun cevabı büyük önem taşımaktadır.
Türkiye’nin, etrafını çevreleyen emperyalist tehdide karşı siyasi ve ekonomik imkânlarıyla direnmesinin ve bunda da başarılı olmasının yolu, İstanbul’dan geçmektedir.
İstanbul, sadece fethin ve Türklüğün sembolü değil; aynı zamanda bağımsızlığımızın, bölgedeki ve dünyadaki varlığımızın da remzidir.
Bunun içindir ki emperyalizmin taşeronlarıyla Anadolu ve Trakya topraklarında hâlâ gözü olan eski muarızlarımız, yükselen Türkiye’nin önünü kesmek için “İstanbul’u Konstantinopolis yapalım.” kampanyaları düzenlemektedir.
MHP ve Ülkücü Hareket var oldukça buna hiçbir beşerin, hiçbir emperyalist aktör ve ittifakın gücünün yetmeyeceğini biliyoruz.
Allah’a, Kur’an’a, vatana ve bayrağa iman ettiğimiz gibi; İstanbul’un da kıyamete kadar Türk bağımsızlığının sembolü ve Türk milletinin dünyaya açılan kapısı olarak kalacağına inanıyoruz.
Bunun içindir ki İstanbul seçimine herhangi bir vilayetin yerel seçimi gözüyle bakmıyoruz.
"Seçkin bir anlam yüklüyoruz"
Bunun içindir ki MHP olarak İstanbul’a, İstanbul seçimine hak ettiği ölçüde yüksek ve seçkin bir anlam yüklüyoruz.
Her köşesinde atalarımızın zengin mirası ve kalıcı damgası bulunan bu güzide kentin yönetimini önemsiyoruz.
MHP olarak, Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin talimatları doğrultusunda İstanbul için hususi bir seçim kampanyası hazırladık ve 31 Mart seçiminin tekrarlanması kararı alınır alınmaz bu kampanyayı hayata geçirdik.
Partimizin seçim stratejisini, İstanbul’un sosyal dokusunu analiz edip siyasi tercihlerini belirleyen dinamikleri tespit ederek oluşturduk.
Seçim çalışmalarımız sırasında da bu dinamikleri Cumhur İttifakı adayı Sayın Binali Yıldırım lehine şekillendirmeye gayret ettik.
İstanbul, Osmanlı döneminden beri sürekli göç alan bir şehirdir. Yüzlerce yıldır Anadolu insanı için umudun ve gelecek beklentilerinin adresi olmuştur.
Geçim kaygısı içindeki milyonlara ekonomik fırsatlar sunduğu için İstanbul’a, “Taşı toprağı altın.” denilmiştir.
Anadolu insanı, İstanbul’u ekmek kapısı olarak görmüştür.
Ailesini geçindirmek için, iş arama niyetiyle İstanbul’u mesken tutan nice genç insanın ardından; unutulmuşlukları, hayal kırıklıklarını ve özlemleri dile getiren ağıtlar, türküler yakılmıştır.
"Pişmanlık türküleri yakılmaması için..."
Anadolu insanı; ana kucağından, yâr kucağından, baba ocağından İstanbul’un bilinmezliğine atılarak kendine ev bark kurmuştur.
İstanbul; iyi bir istikbal, güzel bir geçim için tüten ocak, sönmeyen umut ateşi olmuştur.
Millî Şairimiz Mehmet Akif’in, “Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.” dediği ay yıldızlı al bayrak; İstanbul’da kimi zaman beşer suretine, kimi zaman mimari estetiğine bürünmüştür.
MHP teşkilatları olarak; ufkunu böylesine ulvi manaların süslediği İstanbul’da 23 Haziran’dan sonra pişmanlık türküleri yakılmaması, dizlerin dövülmemesi için; olanca samimiyetimizle halkın arasına karışıp görüşlerimizi, kanaatlerimizi onlarla paylaştık, paylaşıyoruz.
İstanbullularla dertleşip hâlleştik, dertleşiyoruz.
Nefesimiz yettiği ölçüde halkı İstanbul’un politik mukadderatına odaklanmaya davet ettik; bir oyun milyonların geleceğini tayinde taşıdığı değeri dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık, çalışıyoruz.
Arkadaşlarımız; İstanbul’un belli bir kesimin ve çıkar gruplarının rant kapısı olmaması, bütün Türkiye’nin umut kaynağı olarak kalması ve oyların doğru adresi bulması için çaba gösteriyor.
Gerek resmî gerekse gayriresmî olarak ve perde arkasından şer ittifakının etrafında kümelenen çıkar gruplarının pusuda beklediği bir ortamda Cumhur İttifakı; güvenin, istikrarın ve tecrübenin adresi olarak Türk siyasetinin orta yerinde, merkezinde konuşlanmıştır.
Yandaş açıklaması
Cumhur İttifakının hedefi; İstanbul’un, parti çevrelerini ve yandaşları besleyecek bir rant kaynağı olmasının önlenmesi, malik olduğu kapasitenin hem şehir halkının hem de Türkiye’nin refah ve istikrarı için kullanılmasıdır.
Gayretlerimiz son ana kadar sürecektir.
İstanbul, Türkiye’dir.
İstanbul; Türk milletidir, Türk milletinindir.
İstanbul, Türk milletinin tarihe ve insanlığa armağanıdır.
İstanbul, sevdamızdır.
İstanbul; istikbalimiz, bekamızdır.
İstanbul sevdamızı İstanbul halkıyla paylaşma ve içimizi titreten bu enerjiyi bütün kenti saran bir sinerjiye dönüştürme çabalarımızı sürdüreceğiz.
İstanbul’da, İstanbul sevdalıları kazanacaktır.
Mensubiyet şuuru ve aidiyet duygusu, İstanbul’da oy avcılığı kokan kozmopolit ve silik kimlik beyanlarına galebe çalacaktır.
İstanbul’da tecrübe ve dürüstlük karşılık bulacak; kampanyalarını yalan dolan ve iftiralarla kirletenler, 23 Haziran’da kaybedeceklerdir.