İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İçişleri Bakanlığı'nın 8 Nisan Cuma günü ilan ettiği sokağa çıkma yasağından Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu üyelerinin haberi olmadığını belirterek, "Erdoğan'ın canı sokağa çıkma yasağı istedi ve ilan edildi" dedi. Akşener, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ülke genelinde 15 günlük karantina ilan edilmesi için de çağrıda bulundu.
Partisinin sosyal medya hesabından canlı yayın yapan Akşener, sağlık çalışanlarına, güvenlik güçlerine ve salgında ihtiyaçların giderilmesi için rol alan herkese teşekkür etti.
Akşener, "Yaşadığımız bu zor günler, her tür siyasi hesabın üstünde, ortak bir mücadeleyle atlatabileceğimiz günler. Devlet ve millet olarak dayanışma ve birlik ruhuyla aşabileceğimiz günler. Milletimiz bu konuda kendini ispatlamış bir millettir. Vakit, devletin de kendisini ispatlama vaktidir.Çünkü devlet, tam da bu zamanlar için lazımdır. Devlet, böyle zamanlarda milletinin yanında durur. Geçmişte böyle olmuştur, şimdi de böyle olmalıdır." diye konuştu.
"Kadim devlet geleneğimiz adına utanıyorum"
Akşener, "Ama maalesef devleti yönetenlerin gösterdikleri performansa bakınca, bilim ışığında değil, siyasi çıkarlar ekseninde atılan adımları görünce, milletin sağlığı için değil, Sayın Erdoğan’ın uluslararası imajı için yapılan yardımları izleyince, defalarca uyarmamıza rağmen hala aynı ciddiyetsizliğin sürdüğüne şahit olunca, hepimiz adına endişe duyuyorum, kadim devlet geleneğimiz adına utanıyorum" düşüncesini dile getirdi.
Partisinin iktidarın yanlışlarına işaret ettiğini ve doğru yolu gösterdiğini belirten Akşener, "Ülkemiz ve milletimiz için, iktidarın atacağı her olumlu adıma destek olacağız. Bunun gereğini de yerine getirdik. Sürecin başından itibaren Sayın Erdoğan’a ve hükûmetine, atılması gereken doğru adımları açıklıkla söyledik. Yapılan yanlışlara işaret ettik. İktidara doğru yolu gösterdik. Bundan 60 gün önce, daha salgın ülkemize gelmemişken; 'Sahra hastaneleriyle ilgili çalışmalara başlayın, karantina için bölgeleri belirleyin, tesisleri hazırlayın, aşı ile ilgili çalışmalara şimdiden başlayın.' dedik. İlerleyen süreçte; vatandaşın sırtına ekonomik yük binecek. Bu yükü hafifletmek devletin görevidir, ve Türkiye Cumhuriyeti bunu yapabilecek güçtedir.' dedik." ifadesini kullandı.
Akşener, "Açıklanan ekonomik paket yetmez, genişletin' dedik; madde madde neler yapılması gerektiğini anlattık. Devlet böyle zamanda milletten para istemez, aksine destek olur.' dedik. 'Vatandaşımız zor durumda, nakit yardımı yapın.' dedik, nasıl olacağını kaynakları ile gösterdik. 'Millet ittifakı belediyeleri bu mücadelede rakibiniz değil, aksine çözüm ortağınızdır, değerlendirin.' dedik. 'Yardım ve dayanışma işlerini belediyeler ile işbirliği içinde yürütün.' dedik. 'Liderleri toplayın, ortak aklı masaya yatıralım, katkı vermeye hazırız.' dedik. 'Derhal zorunlu karantina ilan edin, kendi OHAL'ini ilan etmekle olmaz.' dedik. Dedik de dedik… Kimisini duymak istemediler, kimisini yapmak istemediler, kimisini de yaptılar ama maalesef geç, eksik ve acemice yaptılar" görüşünü savundu.
Akşener açıklamasında şunları kaydetti:
Maalesef gördük ki, iktidarın bir pandemi senaryosu bile yokmuş. Gördük ki iktidar, akıldan da, devlet ciddiyetinden de çoktan kopmuş. Ülkeyi de, krizi de yönetemez olmuş. Siyasi hesaplar, vatandaşın sağlığının önüne geçmiş…
Bu durumun son örneğine 10 Nisan Cuma akşamı hep beraber şahit olduk. İçişleri Bakanlığı, bir genelge ile 10 Nisan gecesi saat 00:00’da 30 büyükşehrimizde ve Zonguldak’ta sokağa çıkma yasağı ilan edeceğini duyurdu. Duyuruyu gece saat 22.00'de yaptı. Yani yasağın başlangıcından 2 saat önce…. Belediyelerin durumdan haberi olmadı. Sağlık Bakanlığının durumdan haberi olmadı.
Bilim Kurulu’nun bir üyesi aynı akşam televizyonda, “Biz sokağa çıkma yasağı ilan edilsin dedik, ama böyle yapın demedik.” dedi, yani onların bile haberleri olmadı.
Vatandaşa, “Evinde ekmek, su, bebek maması, 2 günlük erzak var mı?” diye soran zaten olmadı. Özetle, Sayın Erdoğan’ın o akşam canı sokağa çıkma yasağı çekti ve birden sokağa çıkma yasağı ilan edildi.Bilim yok, akıl yok, plan yok, program yok.
Ciddiyet zaten hiç yok… Bakın, o akşam bu ülkenin İçişleri Bakanı çıktı dedi ki:
“Bir buçuk, iki saatlik bir süreçte bazı kısıtlı bölgelerde bir yığılma oldu. Çok sınırlı sayıda bir birikme oldu. Doğrudur, ben bunu öngörmedim. Tecrübem var, ama yine de o saatteki bu çok sınırlı birikmenin büyük bir problem oluşturacağını düşünmüyorum.”
Aynen böyle dedi.
E, hal böyle olunca, böyle beceriksizce, plansız, programsız sokağa çıkma yasağı ilan edilince ne oldu? Vatandaşlarımız panikle sokağa döküldü. Marketlerde, bakkallarda, benzinliklerde sıralar oldu. Haftalardır büyük bir özveriyle evde kalan milletimiz, panikle salgını unuttu yollara düştü. Haftalardır salgına karşı milim milim aldığımız mesafe iki saatte heba oldu…
Buradan iktidara sesleniyorum; televizyonlara çıkardığınız adamlarınız üzerinden dönüp milleti azarlamaya hakkınız yok. Sen gidip vatandaşa, “her şey kontrol altında paniğe gerek yok.” deyip, sen gidip vatandaşa, “stok yapmayın” deyip, sonra bir gece ansızın, vatandaşa hazırlık yapacak zaman bırakmadan sokağa çıkma yasağı ilan edersen, o millet sokağa çıkar. Bu kadar basit. Siz, önceden haberdar olduğunuz için hazırlık yapmış olabilirsiniz… Ama hafta içi çalışan, hafta sonu evinin haftalık ihtiyacını, pazarını yapan vatandaşımıza bu tür eziyetler çektirip, panik yaşatamazsınız. Size güvenip erzak stoku yapmayan bir babadan böyle bir durumda evde kalmasını bekleyemezsiniz. Devleti babasının çiftliği, ülkeyi de şahsının tapulu mülkü zanneden bir anlayışla, beceriksizliklerinizi milletimize fatura edemezsiniz.
Bir kez daha Sayın Erdoğan’a çağrıda bulunuyorum:
Uyarılarımızı dikkate alıp, zamanında uygulayarak, süreci daha az kayıpla atlatabilmek hâlâ mümkün. Sen bu ülkenin Cumhurbaşkanı’sın, siyasetinin merkezine kendini ve yakın çevreni değil milletini koymak zorundasın. Siyasal iletişim kampanyalarını artık bırak, bu zor günde vatandaşın yanında ol. Devlet aklıyla, Bilim Kurulu’nun önerileri çerçevesinde hazırlanacak ve devlet ciddiyetiyle uygulanacak bir programla, ülke genelinde 15 günlük zorunlu karantina ilan edin. Buna paralel olarak, ekonomik destek paketini, salgından birincil derecede etkilenip zora düşen vatandaşlarımıza direkt nakit yardımı da içerecek şekilde, milli gelirimizin en az %7’si seviyesine genişletin. Karantina süresi içinde, yoğun bir tarama kampanyası başlatıp, Covid-19 vakalarını daha geniş ölçekte belirleyip haritalandırın. Tanı konulan hastaların yakınlarını da takibe alın.
Sözlerime son verirken, Bilim Kurulu’nun değerli üyelerine seslenmek istiyorum: Sizler bilim insanlarısınız. Meslek etiğiniz size her zaman doğrunun peşinden gitmeyi, her şartta doğruyu söylemeyi şart koşar. Sakın ola mesleki itibarınızı, siyasilerin bireysel hesaplarına kurban etmeyin. Siz Türkiye’nin saygın bilim insanları olarak, ülkemizin içinde bulunduğu bu zor zamanda çok önemli bir görev üstleniyorsunuz. Ya sonuna kadar doğruları söyleyip, iktidarı doğru yola sokun, ya da onurunuzla o kuruldan ayrılın. Bu, sizi bulunduğunuz yere getiren bu topraklara, bu millete olan borcunuzdur.