Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından başlıklar şöyle:
"Hepinizi yürekten sevgilerimi sunuyorum. 82 milyonu kucaklayacak bir iktidara ihtiyacımız var. Hayatın her alanında dert var. Nasıl çözüleceğini biliyoruz. Siyaset halka hizmetse bunu biz yapacağız. Ben bu ülkenin menfaatleri neredeyse oradayım. Nerede sorun varsa çözmek için oradayım. Siyaseten katı ayrışmaların doğru olmadığını düşünüyorum. Birilerinin cebine değil vatandaşa hizmet etmek istiyoruz.
Bizim de sanata ve sanatçıya değer vermemiz lazım. Geçen hafta küçük İskender hayatını kaybetti. Allah'tan rahmet diliyoruz. Bizim gibi düşünmeyen insanlara da saygı göstermemiz gerek. İnsana her ortamda sevgi ile yaklaşmamız lazım. Bir mucit çıkar, bir şey bulur, bütün dünya bundan yararlanır. Bu bağlamda katliam yapmak, insanları yok etmek, insanlıkla bağdaşan bir durum değildir. Serebrenitsa, Sırplar tarafından işgal edilir. Sadece müslüman olduğu için 8 bin 372 Boşnak katledilir. Bu 21. yüzyılın en büyük ayıplarından birisidir. O katliamda hayatını kaybedenler bütün insanların yüreğin yerinde kalacaktır.
Bu toplumun mayasında acılar var. Acılar hemen hemen coğrafyamızın her kesimde görülebilir. Bu acılardan ders çıkarmak, özel olarak çaba harcayan kişilerdir. Acıları bir daha yaşatmamak için çaba harcamamız gerekiyor. Çorlu tren faciasının yıl dönümüydü. 25 vatandaşımız hayatını kaybetti. Aileler sadece adalet istiyorlar. Ailelerin bir kısmı duruşma salonunda bir kısmı değil, biber gazı sıkıldı... Kavga etmek, dövüşmek istemiyorlar. Arzu ettikleri adalet sağlansın. Biber gazı sıkarak, coplarla insanları vazgeçiremezsiniz. Ne yaparsanız yapın o anne adalet isteyecektir. Biz bu olayın takipçisi olacağız. Ölen insanlar için, hak arayan insanlar için... Haklarını arayan insanlara hakkını teslim edeceğiz.
Meteoroloji, TCDD’ye ‘Önlem alın’ diye yazıyor. CHP’nin Çorlu tren kazasına ilişkin bir rapor hazırlandı. TBMM’de de araştıralım dedik. Bir daha benzeri bir olay yaşanmasın diye bir araştırma önergesi verdik. AK Partili ve MHP kardeşlerime sesleniyorum; Çorlu tren faciasının araştırılmasını istedik, kavga istemedik. AK Parti ve MHP vekillerinin oyları ile bu araştırma önergesi reddedildi. Meclis’in görevi nedir?
25 kişi hayatını kaybetmiş, bunların sekizi çocuk. Hangi ihmallerin sonucu bu insanlar hayatını kaybetti? Meclis bunu araştırmayacak da ne yapacak. Biz son derece samimiyiz. Birisini karalamak gibi bir niyetimiz yok. Bu kurumda neler oluyor? Bir vekil bunu merak etmeyecek mi?
Vekillerimiz bu olayın takipçisi olacak. Mevsimlik orman işçileri var aramızda. Geçici mevsimlik işçilerine ihtiyaç var. 5 ay 29 gün çalışıyor. Son derece samimi olarak söylüyorum, 2 bin 750 kişiler. 2 bin 750 kişiye asgari ücret veriliyor. Bu parayla devlet batmaz. Bu insanlar 9 ay çalışmış olurlar.
ODTÜ olayına değinmek isterim. Bir ülkeyi büyüten, bir ülkeye saygınlık kazandıran kurum üniversitelerdir. Bütün İslam dünyasındaki üniversite sayısı, ABD'dekinden azdır. Üniversite kurmak bir toplumu aydınlığa taşımak demektir.
ODTÜ de bizim gözbebebğimiz üniversitelerden biridir. Yüksek puan alan öğrencilerimiz oraya gider. Delikanlılık farklı bir şeydir. Onların taleplerini dinlemek lazım. Bu çocuklar üniversitelerinde yurt yapılsın istiyorlar. 1500 kişilik yurt yapmak istiyorlar, çocuklar bunu kabul etmiyor. Ağaçların kesilmesine itiraz ediyorlar. Biber gazı ile müdahale ediyorlar. Bu doğru değil. Bunlar bizim evlatlarımız. Neden şiddet, neden baskı? Ne istediklerini konuşmak lazım. Olay büyüyünce Mansur Yavaş rektöre telefon açıyor. ‘Ben size yurt yapacağım, para harcamayacaksınız’
Rektöre sesleniyorum, öğrencilerinizi dinleyin, nitelikli öğrencilerdir. Benden ve senden daha iyi dünyayı sorgulayan çocuklardır. Öğrenciler nereye yurt yapmak istiyorlarsa Mansur Yavaş yapacak yurdu. Biz CHP olarak ne kadar samimiyiz
Medyanın doğru haber yapmasını hepimiz isteriz. Objektif olarak haberin yansıtılması lazım. Halkın sağlıklı bilgilendirilmesi medya ile olur. Medya ile rapor hazırlayan kuruluşun da bu gerçeği bilmesi gerekir.
Yabancı ajansların Türkiye uzantılar var, bu uzantılarla ilgili bir şey yapmamız lazım deniyor. Eğer siz gazeteciyi fişlerseniz doğru kimden alacaksınız. Doğru haberi iktidara diz çökenlerden mi alacağız, yoksa bağımsız gazetecilerden mi alacağız. SETA iktidardan beslenir. Bol miktarda para verir. Medyanın yüzde 95'i bağımsız değil. İktidar ne istiyorsa onu yazıyorlar, ben onlara gazeteci demiyorum zaten. Gazeteci yürekli bir insandır, gücün ve paranın önünde diz çökmez. Halkın gözü kulağıdır gazeteci.
Neden bir rapora ihtiyaç duyuldu? Saray'dan mın istendi. Araştıracak başka hiç mi konu yok. Türkiye'nin dış politikası paramparça. Kimin talimatı ile yüzde 99,9 Saray'ın talimatı ile hazırlanmış bir rapor. Bu gazeteciler çalışkan gazeteciler.Neden bunlar kendi gazetelerinden atıldı, araştırılmadı.
SETA bir düşünce kuruluşu değildir. İktidarın borazanlığını yapan kuruluşa dönmüştür. Bu rapora bu kadar zaman ayırdığım için zamanımı harcıyorum. İktidarın şakşakçılığını yapan bir kuruluştur.
Türkiye üretimden koparıldı. Aklınıza patates ve soğan ithal edeceğimiz gelir miydi, benim aklıma gelmezdi. 32 milyon dolar patates ithal edildi. Bizim çiftçimize verseler her yerde patates üretilir. Bu patateslerin yüzde 86'sı Sisi'nin bulunduğu Mısır'dan ithal edildi. Sormak gerekiyor, Türkiye'de toprak, su, çiftçi mi yok? Hepsi var, namuslu siyasetçi eksik. Aldılar ekonomiyi tefecilere teslim ettiler.
160 milyar dolar bu zamana kadar faiz ödedik. AK Partili ve MHP'li kardeşlerimize sormak isterim, ne oldu da 160 milyar dolar faiz ödendi. Faiz ödenmesiydi ne olurdu? İnsanların cebinde parası olurdu. Biz faize karşıyız diyorlardı, sen onu benim külahıma anlat. Saray ve çevresi değil bu milletin 82 milyonu ödedi. Emzik alırken çocuğa vergi ödüyorsunuz, su içerken vergi ödüyorsunuz. 160 milyar dolar faiz böyle ödendi. Eliniz titremedi mi bunu öderken.
Vatandaşın bankalara borcu 522 milyar lira. Bu süre içinde ödenen faiz 31 milyar 500 milyon lira. 2003'ten bu yana 478 milyar lira faiz ödedi vatandaş bankalara. Ekonomi bu durumda. Merkez Bankası ihtiyat akçesi tutarlar, önemli işler için. Yeni kanun getirdiler Meclis'e. Kefen parasını harcamak için Hazine ve Maliye Bakanlığı'na devredilecek. Başka para bulamadılar. Bu para yetmiyor tabii. Yeni vergi getiriyorlar ciro üzerinden. Türkiye Tanıtım ve Turizm Ajansı kuruyorlar. Anayasa 'Herkes mali gücüne göre vergi öder' diyor. Zarar etmen hiç önemli değil. Aldığın parayı nereye harcayacaksınız? Sayıştay denetimine tabi değildir. Daha doymadılar, yiyecekler. Vallahi de billahi de insaf. Kim denetleyecek, özel denetim şirketleri denetleyecek. İBB'yi, Ankara Büyükşehir Belediyesi'ni de özel denetim şirketleri denetliyordu.
Merkez Bankası'nın başkanını değiştirdiler. MB bağımsız değil ki, kâğıt üzerinden bağımsız. Erdoğan 'Faizi indirin' diyordu indiriyorlardı; 'Yükseltin' diyordu yükseliyordu. Erdoğan sıkıştı. MB Başkanı'na sorumluluğu yüklediler. MB Başkanı'na talimat vermiş de yapmamış da görevden alınmış. Madem böyle suçladın, görevden alındı. O zaman ilk toplantıda faizi sıfırlayın, vallahi de billahi de alkışlayacağım. Erdoğan, dünya ekonomi tarihine girsin diye bu kardeşiniz özel bir kampanya başlatacak.
Bu memleketin kalkınma planı yoktu. Sen kalkınma planı getirdin mi? Hayır. Beyefendinin hiçbir sorumluluğu yoktu. Merkez Bankası'nın bağımsız olmadığını sağır sultan biliyordu. Erdoğan, 'Siz bu kardeşinize yetkiyi verin, faizle nasıl uğraşılacağını görün' dedi; gördük faizler arttı, her iki vatandaştan biri icralık oldu. Bu memleketi Merkez Bankası Başkanı yönetiyordu da bizim mi haberimiz yok? Memlekette adalet kalmamasının sorumlusu sensin. Demek ki Merkez Bankası değil.
Kibir abidesi gibi insanları aşağılıyor. 82 milyon senin karnını doyuruyor. Memleketi bir avuç çeteye teslim etti. Milletin önünde bir soru sormak istiyorum. Faizi indirmediği için MB Bankası Başkanı'nı görevden aldığını söylüyor. MB Başkanı faizi indirmedi diye görevden aldın, gecikme faizini yüzde 78 arttırdın, sen o koltukta hangi yüzle, ahlakla oturacaksın?
Aile şirketleri saygın şirketlerdir. Aile şirketi demeyin, başka bir isim bulun dedim. Biz de aile şirketi gibi devlet yönetiyorlar diyoruz, olsa olsa tosun şirketi gibi yönetiyorlar. Çiftlik Bank gibi yönetiyorlar. Devlet böyle yönetilir mi Allah aşkına? Biz buna bir isim bulamadık. Buna bir isim bulun. Çiftlik Bank'tan daha felaket bir tablonun içindeyiz. "