Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Yönelik Yeni Genelge

Türkiye'nin kanayan yarası haline gelen ve tedbirlerin bir türlü yetmediği ya da tam anlamıyla uygulanmadığı için her gün duyduğumuz kadına yönelik şiddet haberlerinden sonra, Adalet Bakanlığı konuya ilişkin yeni genelge yayımladı.

18 Aralık 2019 Çarşamba 14:09
Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Yönelik Yeni Genelge

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül imzasıyla yayımlanan genelgede; ''Aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet suçlarının soruşturmaları ile 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında verilen önleyici ve koruyucu tedbir kararlarının uygulanması sırasında ortaya çıkan sorunların giderilmesi ve yol gösterici olması amacıyla, 20/02/2015 tarihli ve 154 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun Uygulanması” konulu Genelgenin güncellenmesinde fayda bulunduğu değerlendirilmiştir.'' denildi.

Söz konusu genelge, Hakimler Savcılar Kurulu ve tüm başsavcılıklara gönderildi.

Genelgede, 'Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinin (ŞÖNİM) görev ve sorumlulukları' ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) verdiği bazı kararlara da yer verildi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ihlali olarak kabul edilmiş bazı kararlarda da asıl sorunun mevzuattan değil, söz konusu düzenlemelerin uygulamaya yansıtılamamasından kaynaklandığı ifade edildi.

'Şiddetle etkin mücadele edilebilmesi için; ilgili bütün kurumların eşgüdüm içerisinde çalışmaları, şiddeti doğuran nedenlere odaklanılması ve mağduru koruyucu mekanizmaların yanında şiddet uygulayan kişilere yönelik önleyici tedbirler üzerinde de yoğunlaşılması gerektiği' de genelgede belirtildi.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül imzalı genelgede, 'Aile içi ve kadına karşı şiddet suçlarına ilişkin yürütülen soruşturmalarda yapılacaklar' şu şekilde sıralandı;

1- Cumhuriyet başsavcılıkları bünyesinde, "Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet Bürosu" kurulması ve bu bürolarda çalışan Cumhuriyet savcılarının uzmanlaşmalarının sağlanarak zorunlu durumlar dışında farklı işlerde görevlendirilmemesi ve sık işbölümü değişikliği yapılmaması,

2- Cumhuriyet başsavcılıklarına yapılan şikâyet başvurularında gerekli soruşturma işlemlerinin ikmali için müracaat evrakının doğrudan kolluğa havalesinden kaçınılması, müracaat sahibinin Cumhuriyet savcısı tarafından ayrıntılı şekilde ifadesi alınarak şikâyet ve delillerinin açıklattırılması ve buna göre ikmali istenilen hususlar açıkça bildirilerek kolluk birimlerinin talimatlandırılması,

3- Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca verilen yetkilerin maddi gerçeğe ulaşmak için etkili şekilde kullanılması, soruşturma konusunu aydınlatmaya yarayacak her türlü bilgi, belge ve delilin zamanında, eksiksiz ve ayrıntılı şekilde toplanması,

4- Eylemle orantılı ceza muhakemesi koruma tedbirlerine başvuru hususunun değerlendirilmesi; mağdurun daha önce başka şikâyetinin bulunup bulunmadığının mutlaka kontrol edilmesi, süregelen şiddet vakalarının tespiti halinde şüpheli hakkında zincirleme eylemlerle orantılı koruma tedbirlerine başvuru hususunun da göz önünde bulundurulması,

5- Kural olarak gizli olan soruşturma evresiyle ilgili ifade, tutanak, belge, ses ve video kaydı gibi delillerin internet ve sosyal medya gibi platformlarda paylaşılmasının önüne geçilmesi, kanuni zorunluluk nedeniyle gizli tutulan bilgilerin üçüncü kişilere verilmesinin, Türk Ceza Kanununun 285 inci maddesi uyarınca “Gizliliğin ihlali” suçundan sorumluluk doğuracağının bilinmesi,

6- Özel hayatın gizliliği, mahremiyet hakkı, lekelenmeme hakkı, kişisel verilerin korunması gibi temel hakların korunmasına önemle riayet edilmesi,

7- Mağdurun hayatî tehlikesinin bulunması halinde, talebinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yaşama hakkının korunmasını sağlamak amacıyla 6284 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi uyarınca geçici koruma altına alma tedbiri hususunda karar verilmek üzere gereğinin takdiri için mülkî amire bildirilmesi,

Tedbir karar ve uygulamalarında yukarıda belirtilen uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat hükümleri gözetilerek;

1- 6284 sayılı Kanun kapsamındaki şiddet mağdurlarının vakanın özelliğine göre kaygı düzeylerinin yüksek olduğu durumlarda beyanlarının uzman eşliğinde adli görüşme odalarında alınması,

2- Şiddet gördüğü iddiası ile;

   a) Cumhuriyet savcılığına müracaat eden kişilerin ayrıntılı beyanları alındıktan sonra, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünden 6284 sayılı Kanunun 15 inci maddesi uyarınca ayrıntılı sosyal araştırma raporu talep edilmesi, bu aşamada alınan beyan dikkate alınarak uygun koruyucu ve önleyici tedbir kararlarının istenilmesinde tereddüt edilmemesi,

   b) Kolluk birimlerine müracaat eden kişiler hakkında "Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddet Olay Kayıt Formu" nun eksiksiz şekilde ve titizlikle düzenlenmesinin istenilmesi ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünden ayrıntılı sosyal araştırma raporu talep edilmesi, bu aşamada olay kayıt formu dikkate alınarak uygun koruyucu ve önleyici tedbir kararlarının istenilmesinde tereddüt edilmemesi,

   c) Cumhuriyet savcılığı veya kolluk birimlerine müracaat eden kişinin beyanları alındıktan sonra talebi hâlinde kolluk marifeti ile ŞÖNİM'e gönderilmesi,

3- 6284 Sayılı Kanunun 15 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca şiddet mağduru ve şiddet uygulayana yönelik; kişinin geçmişi, ailesi, çevresi, eğitimi, ekonomik ve psikolojik durumu ile şiddet uygulayanın toplum açısından taşıdığı riski de ortaya koyan ayrıntılı sosyal araştırma raporlarının mahkemeye sunularak uygun tedbirlere hükmedilmesi hususunda talepte bulunulması,

4- Şiddet mağduru hakkında koruyucu tedbirler yanında, şiddet uygulayana yönelik önleyici tedbirlerin de gözetilmesi; özellikle öfke kontrolü, stresle başa çıkma, şiddeti önlemeye yönelik farkındalık sağlayarak tutum ve davranışları değiştirmeyi hedefleyen eğitim, danışmanlık, rehabilite, tedavi ve muayene gibi alternatif tedbirlerin de talep edilmesi,

5- Kişiyi güvenliğinden endişe etmesini gerektirecek şekilde korku ve çaresizlik içinde bırakacak ısrarlı bir takip söz konusu ise, mutlaka vakaya uygun tedbir istemlerinde bulunulması,

6- 6284 sayılı Kanun kapsamında taraflar hakkında tedbir isteminde bulunulurken, çocuğun üstün yararı ilkesi uyarınca çocukların psikolojisi, sosyal yaşamı, eğitim hayatı ve ebeveynleri ile uygun ortamlarda ilişki kurabilmeleri de gözetilerek 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununa göre de başta danışmanlık tedbiri olmak üzere uygun tedbir kararlarının talep edilmesi,

7- a) 6284 sayılı Kanun kapsamında korunan kişiler bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde anılan Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca ilgilinin aydınlatılmış rızasına bağlı olarak kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi tedbiri hususunda bir karar verilmek üzere hâkimden talepte bulunulması, bu kararın sadece korunan kişiye tebliğ edilmesi,

   b) Kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerin değiştirilmesi kararından beklenen amaç ve faydanın gerçekleşebilmesi için, kararın uygulanmasında gizlilik kuralına riayet edilmesi konusunda ilgililerin uyarılması, aksine davranışın Türk Ceza Kanununun 258 inci maddesi uyarınca “Göreve ilişkin sırrın açıklanması” suçundan sorumluluk doğuracağının hatırlatılması,

8- Koruyucu ve önleyici tedbir taleplerinde bulunulurken, tedbir talep eden ve edilen hakkında daha önce başkaca bir tedbir kararı verilip verilmediği konusunda UYAP taraf tedbir kayıtlarının mutlaka sorgulanması,

9- a) Korunan kişiye yapılacak tebligatlarda ŞÖNİM’e ait adres bilgilerinin kullanılması hususunun dikkate alınması,

   b) 6284 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca, gerekli bulunması hâlinde, tedbir kararı ile birlikte talep üzerine veya resen, korunan kişi ve diğer aile bireylerinin kimlik bilgileri veya kimliğini ortaya çıkarabilecek bilgilerin ve adresleri ile korumanın etkinliği bakımından önem taşıyan diğer bilgilerin resmi kayıtlarda gizli tutulması hususuna riayet edilmesi,

10- Hakkında tedbire hükmedilen kişilerin varsa yeni adres kayıtlarının alınması, vakanın özelliği ve tedbir kararlarının vasıf ve mahiyeti gözetilerek başta Tebligat Kanununun 2 nci maddesinde belirtilen “tehirinde zarar umulan iş” kapsamında kolluk vasıtası ile tebligat olmak üzere, usulüne uygun şekilde farklı tebliğ yöntemlerine başvurulabileceğinin göz önünde bulundurulması,

11- Tedbir yükümlüsüne tedbire uyması gerekliliği ve tedbir kararının ihlâli durumunda zorlama hapsi gibi neticelerin hatırlatılarak, bu süreçte ayrı bir sosyal araştırmanın da yapılarak mahkeme tarafından verilen kararın gözden geçirileceği hususlarının bildirilmesi,

12- 6284 sayılı Kanun kapsamında verilen tedbir kararlarının, Kanunun amacı dikkate alınarak ivedilikle ve etkin bir şekilde uygulanması için;

   a) Cumhuriyet savcılığınca önleyici ve koruyucu tedbir talebinde bulunulması hâlinde, mahkemece verilen tedbir kararlarının takip ve denetimi açısından ilgili kurumlara ve kolluğa iletilmesi için Cumhuriyet savcılığına gönderilmesi,

   b) Kolluk birimleri, ilgili şahıs ya da mülkî amir tarafından doğrudan hâkim ya da mahkemeden talep edilen önleyici ve koruyucu tedbir taleplerinin Cumhuriyet savcılığı aracı kılınmaksızın gereği için doğrudan hâkim ya da mahkemeye gönderilmesi, 

   c) Önleyici tedbir kararlarının uygulanmasının kolluk birimleri marifeti ile izlenmesi,

   ç) Tekrarlanan şiddet olaylarına karşı gerekli önleyici ve adli müdahalelerin yapılması bakımından, soruşturmanın başlangıcından infazın tamamlanmasına kadar tedbir uygulamalarının takibinin etkin bir şekilde yapılması,

   d) Verilen tedbirlerin kararda öngörüldüğü şekilde yerine getirilip getirilmediğinin, sürenin bitimi beklenmeden 6284 sayılı Kanuna İlişkin Uygulama Yönetmeliğinin 35 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca titizlikle incelenmesi ve gereğine tevessül edilmesi,

   e) Koruyucu ve önleyici tedbir taleplerinin kabulüne dair kararların, mahkeme tarafından şiddet uygulayana ve korunan kişiye tebliğ edilmesi, talebin reddine dair kararların ise yalnızca talepte bulunana tebliğ edilmesi,

   f) Korunan kişi hakkında barınma tedbirine hükmedilmesi hâlinde tebliğin yapılması için kararın ŞÖNİM’e gönderilmesi,

   g) Tedbirlere ilişkin başvurular ile bu başvuruların kabul ya da reddine dair kararların ŞÖNİM’e UYAP üzerinden bildirilmesi,

13- Hâkim tarafından verilen önleyici tedbir kararlarının tefhim veya tebliğ edilmemesi kararın uygulanmasına engel teşkil etmeyeceğinden, kararın infaz edecek birime teslim edildiği tarihte infazına başlanması,

14- Tedbir kararlarının ihlali nedeni ile zorlama hapsi kararı verilebilmesi için tebliğ evrakında "kararın gereklerine aykırı hareket edildiğinde zorlama hapsi uygulanacağı" yönünde meşruhata yer verilmesi,

15- Zorlama hapsi kararlarının;

   a) İtiraz kanun yoluna tabi olması ve kesinleşmeden infaz edilememesi hususları dikkate alınarak mahkeme tarafından ilgilisine tebliğ edilmesi,

   b) Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 8 inci maddesi uyarınca, kapalı ceza infaz kurumlarında infaz edilmesi gerektiği,

   c) Koşullu salıverme ve denetimli serbestlik gibi infaz uygulamalarına konu edilemeyeceği, 16- 6284 Sayılı Kanunun 15 inci maddesi uyarınca ŞÖNİM’lerden, tedbir kararlarının uygulanma sonuçları ve ilgililer üzerindeki etkilerine dair rapor tanzim edilerek gönderilmesinin istenebilecektir.

Son Güncelleme: 18.12.2019 14:43
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.