İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) raporuna göre; yılın ilk altı ayında en az 842 emekçi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Günde en az 5 emekçi, iş cinayetlerinde öldü.
İSİG’in İş Cinayetleri Raporu’na göre; bu yılın ilk altı ayında 842 emekçi yaşamını yitirdi. Bu verinin günlük ortalaması alındığında, günde en az 5 emekçinin iş cinayetlerinde öldüğü anlamına geliyor. İş cinayetlerinde ölen emekçi sayısı, ocak ayından haziran ayına kadar artarak sürdü. 2022 Ocak’ta 120, şubatta 109, martta 121, nisanda 129, mayısta 176, haziranda 187 emekçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
Raporda, iş cinayetlerini nedenleriyle ilgili şu tespitlerde bulunuldu:
“İş cinayetleri, mayıs-haziran ayları itibarıyla artışa geçti. Bunun temel sebebi, yaz aylarının başlamasıyla birlikte tarım ve inşaat sektöründeki hareketlenme. Bu iki işkolu, çalışma koşullarının en kötü ve örgütlenme oranının çok düşük olduğu alanlar (tüm iş cinayetleri içinde ölüm oranı olarak inşaatlar yüzde 19’a, tarım yüzde 17’e çıktı). Diğer yandan sanayi işkollarındaki ölümlerin oranı da yükselerek yüzde 36’ya ulaştı. Özellikle metal, enerji, maden, taşımacılık, tersane/gemi işkollarındaki ölümler öne çıkıyor. Bu durum, geleneksel sendikal merkezlerin çekirdeğini oluşturan işkollarında da güvencesiz çalışma koşullarındaki derinleşmeye (üretim zorlaması, işsizlik baskısı) işaret ediyor.
Ölüm nedenlerinden trafik, servis kazaları, haziran ayı ile birlikte artışa geçti. Temel neden olarak taşımacılık ve tarımdaki iş cinayetlerini gösterebiliriz. Özellikle araçların yeterli bakımının yapılmaması veya yolcu taşımaya uygun olmaması, şoförlerin ağır, uzun çalışma koşullarının, uygun olmayan yolların (çökük, yetersiz aydınlatma vb.) altını çizmeliyiz. Yine motokurye ölümleri de her hafta meydana gelen iş cinayetleri arasında. Ancak diğer işkollarında da bu neden artıyor. Örneğin Şırnak’ta enerji işçilerini ve Siirt’te inşaat işçilerini taşıyan araçların devrilmesi sonucu dörder arkadaşımızı kaybettik. Keza en basit önlemler ile önlenebilecek olan yüksekten düşme ve elektrik çarpması sonucu olan ölümlerde de bir artış gözüküyor. İntiharlar ise geçinemeyen işçilerin banka ve tefecilerden aldıkları borçları geri ödeyememeleri ve yapılan baskılar nedeniyle artmaya devam ediyor. Kalp krizi nedeniyle meydana gelen ölümlerde de artış var. Aşırı ve sağlıksız çalıştırma koşulları kalp krizlerine neden olurken rahatsızlanan işçilere gerekli ilk yardımların yapılmadığını da görüyoruz.
İş cinayetlerinde yaş gruplarına baktığımızda, yaz ayları ile beraber çocuk işçi ölümleri arttı. Yine özellikle sanayi işkollarında çalışan genç işçi ölümlerini sıkça tespit ediyoruz. Bütün içinde baktığımızda, 27 yaş ve altı ölen işçilerin oranı neredeyse yüzde 20. Diğer yandan 51 yaş ve üzerindeki iş cinayetlerinin oranı ise 30 civarında.
İnşaat ve tarımdaki ölümlerin artmasına paralel olarak mülteci-göçmen işçi ölümleri de artıyor. Göçmen-mülteci işçilerin üçte ikisini ise Suriyeliler ve Afganistanlılar oluşturuyor. Ancak göçmen/mülteci işçilerin büyük bir çoğunluğunun kayıt dışı olarak çalıştıklarını ve yine bu yüzden iş cinayetlerinin gizlendiğini de unutmamalıyız.
İş cinayetlerinde ölenlerin yüzde 3’ü sendikalı işçi. Ancak sağlık, belediye, eğitim, tarım, enerji gibi işkollarında ölen sendikalı işçi sayısını (üye oldukları sendikanın herhangi bir açıklama yapmamasından dolayı) tespit edemediğimizin altını çizmek gerekiyor.”
Anka