15 Temmuz başarısız darbe girişimi sonrası siyasette başlayan yeni sürece ilişkin çarpıcı yorumlar birbirini izliyor. CHP'nin önemli isimlerinden biri olan Yalova Milletvekili Muharemme İnce de yaptığı yazılı bir açıklamayla, 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında alınan OHAL kararı çerçevesinde atılan adımları yorumladı.
“Türkiye’yi kendi yarattığı canavarlarla mücadele eden ülke olmaktan çıkarmak için akla, bilime, hukuka, çoğulcu demokrasiye inanın” çağrısında bulunan İnce, özetle şu mesajları verdi:
BURAYA NASIL GELİNDİ DERSİ: Darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL ve bu süreçte çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler 15 Temmuz’a nasıl gelindiğinin anlaşılmadığını, yaşananlardan da ders çıkarılmadığını göstermektedir.
KİNLE, İNTİKAMLA HAREKET: Vazgeçilse de “Hainler Mezarlığı” uygulaması, idam ve işkence tartışmaları, Darbecilere din hizmeti verilmemesi, 15 Temmuz’da darbe girişimine katılan uçak ve helikopterlerin kalktığı, tankların çıktığı üsler ve kışlaların kapatılacağı açıklamaları, askeri liselerin ve akademilerin kapatılması kinle, intikamla hareket edildiğini gösteriyor.
OYSA BİLİMLE, AKILLA: Gün; kinle, intikamla hareket etme günü değil, akılla, bilimle, uzlaşmayla hareket etme, darbe girişimi sonrasında kutuplaşmayı sonra erdirmeye yönelik atılan adımlarla oluşan havayı perçinleme günüdür.
İNSANLARA CEZA VERİLİR: Tanka, silaha ceza verildiğini şehir efsanesinden ibaret zannederdik ama AKP ile gerçek olduğunu, uygulamaya konulduğunu görüyoruz. Tanka ceza veren zihniyet ile darbe girişiminde kullanılan kışlaya, üsse ceza veren zihniyet aynıdır. Kurumlara, araçlara, cansız varlıklara değil insanlara ceza verilir.
KURUMLARIN GELENEKLERİNİ BİTİREREK OLMAZ: Askeri liseleri, akademileri kapatarak, Üniversite kurarak, paralel örgütle mücadele edilebiliyorsa, Milli Eğitim Bakanlığı ve Üniversitelerde paralel örgütle mücadele için binlerce insan neden görevden uzaklaştırıldı? Darbeyle mücadele ettiğimiz kadar, Kurumları kapatarak, kurumların geleneklerini bitirerek yeni 15 Temmuzları engellediğini zanneden cehaletle de mücadele etmeliyiz.
OHAL ÇÖZÜM İÇİN KULLANILMALI: Darbe girişimini fırsata dönüştürenlerin yaptıkları memleketin başını yeniden belaya sürüklemektedir. OHAL uygulaması ülkemizin sorunlarını çözmek için kullanılmalı, cadı avına dönüştürerek bahsi geçen örgütle ilgisi/ilişkisi olmayan muhalifleri cezalandırmak, kurumları Anayasal bakımdan sorumsuz olan Cumhurbaşkanlığı’na bağlayarak fiili Başkanlık sistemine geçmek için kullanılmamalıdır.
KUTUPLAŞMA DEĞİL, KUCAKLAŞMA: Böyle bir dönemde darbe girişimine karşı iktidar muhalefet bir araya gelmişken, başı açığı, kapalısı, camiden geleni, meyhaneden geleni, iktidarı destekleyeni, iktidardan nefret edeni darbeye karşı birleşmişken yeni kutuplaşmalar, kamplaşmalar peşinde koşmak darbe girişiminde bulunanların istediği bir sonuçtur. Bu darbe girişimi bize Cehaletin yerine aklı ve bilimi, Çatışma yerine uzlaşmayı, Kutuplaşma yerine kucaklaşmayı koymamız gerektiğini ortaya çıkarmıştır.
LİYAKAT ESASLI KAMU YAPILANMASI: Astsubaydan emir alan General haberlerine son vermenin yolu sadece bir cemaati yok etmek değil, aklı ve bilimi egemen kılmaktır, sınav sorularının çalınmasına engel olmaktır. Liyakati esas alan işe alma ve görevde yükselme sistemini kurmaktır. Liyakati değil başka bağlantıları, referansları esas alan bir devlet örgütlenmesi kurgusuna girerseniz darbe girişimini eniştesinden öğrenen Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçersiniz. Bir cemaat bitirip başka cemaat yapılanmalarının önünü açmak yeni sorunları, yeni yapılanmaları ortaya çıkarır.
ÇOĞULCU DEMOKRASİYE İNANÇ: Unutmayın, bugün mücadele ettiğiniz örgütle düne kadar iç içeydiniz, sizden birileri FETÖ’nün AKP döneminde 15 kat büyüdüğünü söyledi, yarın da bugün iç içe olduğunuz, birlikte olduğunuz, birini tasfiye ederken diğerinin önünü açtığınız yapılarla mücadele etmek zorunda kalmamak, Türkiye’yi kendi yarattığı canavarlarla mücadele eden ülke olmaktan çıkarmak için akla, bilime, hukuka, çoğulcu demokrasiye inanın.
YAPTIĞINIZ HATALARIN BEDELİNİ...: TSK içinde, sizin döneminizde haksız, hukuksuz yere tutuklanmış, hapis yatmış, düzmece delillerle hayatı karartılmış subaylar olmasaydı, size karşı onlar da ne yaşandığını fark etmeden kinle, intikamla hareket etseydi hangi felaketleri yaşayacağımızı düşünün. “Ne istediler de vermedik” döneminde yaptığınız hataların bedelini bu ülkenin kurumlarına, geleneklerine, henüz mezun olmamış ve bu yapıyla ilgisi/ilişkisi olmayan gençlerimize ödetmeyin. Yoksa daha çok “kandırıldık, Ciddi manada yanılgıya düşmüşüz.Allah bizi affetsin” sözlerini kullanmak zorunda kalırsınız.
Son Güncelleme: 03.08.2016 09:53