AKP ve koalisyon ortağı MHP’nin yargının 3 ayağından ikisi olan karar verici(hâkim) ve iddia makamında(savcı) artık egemen olduğu görüşü yaygınken, son ayak savunma makamını(avukatlık) böl, parçala, yönet taktiğiyle, üzerinde söz söyleyebilme hakkına sahip olma girişimine de tepkiler çığ gibi büyüyor.
AKP ve MHP’nin barolar başta olmak üzere meslek kuruluşlarının yapısı ve seçim sistemine değiştirmeye yönelik yasa tasarısını Meclis’e getirmesi beklenirken, geçtiğimiz Cuma bulundukları illerden Ankara’ya yürüyüş başlatan barolar bugün Ankara’ya ulaştı.
Baroların “Savunma Yürüyor” sloganıyla başlattığı yürüyüş Ankara girişinde polis engeline takıldı. Başkent’e alınmak istemeyen baro başkanları, polis ve halk arasında arbede yaşandı.
CHP eski İstanbul Milletvekili ve eski Cumhuriyet Başsavcısı Avukat İlhan Cihaner, iktidarın baroları dizayn çabasını ve kendisinin de katıldığı 'Savunma Yürüyüşü'nün engellenmesini Gerçek Muhabir’e değerlendirdi.
“YÜRÜYÜŞÜN ASIL AMACI BAROLARA İLİŞKİN YASA TEKLİFİNE KARŞI FARKINDALIK YARATMAK”
İlhan Cihaner’in açıklamaları aynen şu şekilde;
“Aslında yürüyüşün amacı; en başta Türkiye'nin birçok baro başkanı, gündemde olan barolar birliği ve barolara ilişkin yasa teklifine karşı bir farkındalık yaratmak içindir. Oradaki hukuk dışı düzenlemelere dair dışarıya yansıdığı kadarıyla bir farkındalık yaratıp, engel olmak amacıyla yürüyüş başlatmışlardır. Yürüyüş, hepimizin artık neredeyse ezbere bildiği anayasal bir haktır. Önceden izin almaksızın herkes barışçıl gösteri ve toplantı yürüyüşü yapabilir. Nitekim baro başkanları kendi bulunduğu illerden ayrılırken bir sorunla karşılaşmadı. Ankara sınırlarına gelince, yaklaşık 300 metrelik bir mesafeyi sembolik olarak yürüyeceklerdi. Bir de başka yerden gelenlerin buluşması için bir nokta tespit edilmişti. Oradan da daha sonra Anıtkabir'e geçilip, bir basın açıklamasıyla ve gelenek olduğu üzere Anıtkabir'deki deftere bir görüş yazılıp ayrılınacaktı. Maalesef 300 metrelik mesafenin bile yürünmesine izin vermediler.”
“BARONUN BARO OLMA VASFINI ORTADAN KALDIRACAK!''
''FETHULLAHÇILAR DA GÜNDEME GETİRMİŞTİ!”
“Bu yasa teklifindeki asıl karşı çıkılan ve kamuoyunun da daha çok bildiği; çoklu baro. Şu anda her il kendi adında ya da belli bir sayıya ulaşmamışsa birden fazla ili kapsayan bir baro düzenlemesi gibi uygulama ve yasal durum var. Ancak şimdi geçirilmek istenen sistemle avukat sayısı belli bir sayının üzerindeyse birden fazla baro kurulabilecek. Bu, bir kere meslekteki hak mücadelesini ve hukuk birliğini ortadan kaldıracak. Baronun baro olma vasfını ortadan kaldıracak ağırlıkta bir düzenleme. Çoklu baro, hatırlayacak olursanız öncesinde Fethullahçıların yargıya hâkim oldukları dönemde de gündeme getirilmişti.”
“BAROLAR BELKİ DE SİYASİ GÖRÜŞLERE, PARTİLERE, İNSANLARA GÖRE KONUMLANACAK”
“Barolar geleneksel olarak hak mücadelesi içerisinde olmaları nedeniyle genellikle daha demokrat, iktidarın politikalarına karşı daha eleştirel pozisyon alıyorlar. Bu da işin doğasından kaynaklanıyor. Bu durumu hazmedemedikleri için örneğin İstanbul'da 7-8 baronun gündeme gelmesi söz konusu olacak. O barolar yüksek olasılık belki de siyasi görüşlere, partilere, insanlara göre konumlanacak. Bu da şu anlama gelecek; her bir baroyla kendisine uygun ilişki kurmak isteyecek iktidar, ya da başka yapılar. Bir kere savunma mesleğini ortadan kaldırmış olacaklar.”
''NİSPİ TEMSİLİN EN ÇOK UYGULANMASI GEREKEN YER; SEÇİM SİSTEMİ''
“Bir diğeri de Nispi Temsil. Nispi Temsilde de sanki gerçekten çok demokrasi kaygıları varmış gibi, İstanbul Barosu'nun işte şu kadar temsilcisi var onlar çok fazla delege oluşturuyor ama Erzurum Barosu ona göre daha az temsilci bulunduruyor gibi bir yaklaşım içerisindeler. Oysa tam da şimdi olan durum Nispi Temsile daha uygun. Kaldı ki başka bir durum daha var; bu kadar demokratik kaygısı olan siyasi iktidar en azından Nispi Temsilin en çok uygulanması gereken siyasi arenada bunu uygulaması gerekir. Ama biz biliyoruz ki Nispi Temsili ortadan kaldırıp yüzde 10 barajını ıslarla ve ısrarla uygulamaya devam ediyor iktidar.”
''KADINA KARŞI ŞİDDET, ÇOCUK İSTİSMARI VE ÇEVRE MÜCADELESİNDE BAROLARIN ETKİSİ KIRILACAK''
“Bunlardan daha önemlisi bence, baroların kamuoyunu ilgilendiren bazı davalarda müdahil olma, dava açma gibi yasadan kaynaklanan haklarının büyük ölçüde ortadan kaldırılacağına dair ipuçları alınıyor. Bu durumu iktidarın yaptığı tartışmalardan biliyoruz, bu çok çok daha önemli. Bu şu anlama geliyor; çevre mücadelesinde, kadına karşı şiddet mücadelesinde, çocukların istismarı mücadelesinde artık baroların kamunun yanında pozisyon alamaması demek. Çünkü çoklu baro olunca zaten hangi baronun nasıl bir temsiliyeti olacağı da tartışmalı hale gelecektir.”
YURTTAŞLARA YAYGARAYA İNANMAYIN ÇAĞRISI!
“En az bunlar kadar önemli olan da bugün yaşananlar. Anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü engellenmiş oldu. Yurttaşlarımız burada sakın şu yaygaraya da inanmasınlar; sanki sosyal mesafeyle ilgiliymiş gibi propaganda yapılıyor oysa bu yürüyüş ilk gündeme getirildiği zaman baro başkanlarımız sosyal mesafeye uygun konum aldılar. Ancak ondan sonra da izinler verilmedi. Ama buradaki mücadele yurttaşlarımızın aslında bir hak ve özgürlük mücadelesi. Çünkü barolar esasen bu mücadeleyi veriyor. Savunma hakkı esasen bu mücadeleyi veriyor. Bu noktadaki bir gerileme aslında yurttaşların hak ve özgürlüklerindeki bir gerileme olacaktır.”
“FEYZİOĞLU’NUN BİR GREV KIRICI, BİR SARI SENDİKA BİGİ ANITKABİR’DE OLMASI SAVUNMA MESLEĞİNİ PARÇALADI”
“Metin Feyzioğlu'nun yeri; birlik başkanı olarak aslında baroların ağırlığının bulunduğu yerdi. Yani baro başkanları tartaklanırken Feyzioğlu'nun adeta bir grev kırıcı gibi ya da bir sarı sendika gibi Anıtkabir'de olması gerçekten savunma mesleğini önemli ölçüde parçalamıştır. Umuyorum bu tartışmalar sonrasında dağınık görüntü ortadan kalkar ve barolar savunma mesleğini bir bütün olarak savunurlar.”
''BARO BAŞKANLARINA BÖYLE DAVRANILIYORSA, SOKAKTA NELER YAPILDIĞINI DÜŞÜNSÜNLER''
“Gaziantep Barosu Başkanı'na saldırı olurken baro başkanlarımızla birlikteydik. Gerçekten kabul edilebilir bir durum değil. Hak ve özgürlükleri herhalde çok iyi yorumlayacabilecek baro başkanlarına karşı polisin aldığı tutum gerçekten savunma mesleğine, avukatlık mesleğine ve hak ve özgürlüklere olağan üstü ağır bir saldırı. Bazı yurttaşlarımız belki farklı bakıyordur o yurttaşlarımız şöyle düşünsün; burada baro başkanlarına böyle bir engelleme yapılıyorsa, böyle bir zorbalık yapılıyorsa, hani kamuoyunda sokağın kriminalize edildiğinde kim bilir neler yapıldığını bir düşünsünler. Çünkü sadece Gaziantep Baro Başkanımıza değil ki gerçekten burnuna darbeler aldı, onun dışında diğer baro başkanlarımıza da ilgili saldırılar oldu. Bir baro başkanımızın gözlüğü kırıldı, böyle tatsız durumlar oldu. Gaziantep Barosu avukatlarının başlattığı 'Onur Nöbeti'ni de destekliyorum.''
“BURADAN GERİ ADIM ATILMASI İKTİDARIN ANAYASA'YI ASKIYA ALMA CÜRETİNİ ARTIRIR!”
“Bundan sonrasında hangi adımların atılacağı, baro başkanlarımızın karar vereceği ve onların yürüteceği bir süreç. Dolayısıyla bize düşen onlara hem baro mensubu bir avukat olarak hem de bir siyasi olarak, bu mücadelenin yanında olmaktır. Buradan bence geri adım atılamaz. Çünkü burada geri adım atılması demek; temel bir hakla ilgili baroların, anayasal hak olduğunu bile bile geri adım atması anlamına gelir. Bu, daha önceden benzerini gördüğümüz Anayasa'yı askıya alma anlamında iktidarın da cüretini artırır. Hak, hukuk, özgürlük mücadelesi veren yurttaşlarımız açısından da büyük bir kayıp olur. Onun için buradan bence ne olursa olsun baro başkanlarımızın razı olduğu bir çözümle ayrılmak lazım”