Piyasada Mehmet Şimşek’in faizleri bir miktar arttıracağı ama daha önemlisi gerekirse gerektiği kadar arttırmaktan çekinmeyeceği mesajını vereceği beklentisi hakimken, Şimşek’in patronu Erdoğan gazetecilere “Bazı arkadaşlar ‘Cumhurbaşkanı faiz politikalarında ciddi bir değişime mi gidiyor’ gibi bir yanılgının içine düşmesin. Ben burada aynıyım. Ama Hazine ve Maliye bakanımızın şu andaki düşüncesi noktasında, biz tabii kendisine burada atacağı adımları süratle, rahatlıkla Merkez Bankası’yla atmasını kabullendik, hayırlı olsun dedik ve bu şekilde de enflasyonu tek haneye düşürmekteki kararlılığımızı da bildirdik.” deyiverdi.
Bazıları uçakta Mehmet Şimşek’in düşünceli halini görünce, “Bu yüzden keyfi kaçıktı” yorumları yapıyorlar.
Komik olmayın. Eğer Mehmet Şimşek bu yüzden düşünceli ise o da merak etmesin, faizleri istediği gibi yükseltir.
Bu sözler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gayet iyi bilinen bir taktiğidir.
Faizler yükselince faizleri yükselten Erdoğan değil, ekonomiden sorumlu arkadaştır.
Faizlerin yükselmesi TL’nin yabancı paralar karşısında değer kazanmaya başlaması ve enflasyonun düşmesi sonucunu verirse TL’yi güçlendiren ve enflasyonu düşüren kişi Erdoğan’dır, şahsıdır.
Yok eğer beklenen sonucu, istenilen hızda vermez ise suçlu zaten ekonomiden sorumlu arkadaştır, ki o zaten uluslararası sermayenin adamıdır.
Bunları geçmişte farklı konularda o kadar çok yaşadık ki!
Oslo’da, sonrasında “Kürt açılımı” dedikleri süreçte, Habur’da, İmralı’da.
Erdoğan’dan habersiz olarak Açılım’ın mimarı olan, Türkiye’de terörü ve Kürt sorununu bitirecek olan “arkadaşlar”, bir seçim sonucu ile gözden düşüp çöpe atılırken, aynı şeyler olmadı mı!
Sakın bunu bir ağır eleştiri zannetmeyin.
Siyaset böyle bir şey daha doğrusu “liderlik” böyle bir şey.
“İyi olursa benden, kötü olursa onlardan”
Siyasi liderlik budur.
Ahde vefa, tutarlılık, minnet aranmaz.
Gerekirse evladını bile gözden çıkarabilendir büyük siyasi lider.
20 sene iktidarda kalmanın formülüdür.
Güçlü bir siyasi liderle çalışmayı göze alan herkes bu formülün istisnası olmadığını bilerek o görevi kabul etmelidir.
Yazının tamamına ulaşmak için tıklayınız