Altaylı yazısında, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, epey bir önceden Bayram’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde olacağını ve çok önemli müjdeler vereceğini açıklamıştı. Son zamanlarda 'Müjde' konusunda epey bir bonkör olan Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerine de çeşitli manalar yüklenmişti. Hükümet yanlısı medya bir yana, muhalif olanlar bile müjdelerle ilgili oldukça yüksek beklenti içindeydiler. İktidar yanlıları çıtayı bayağı yukarı bir yere koymuşlardı." yorumunu yaptı.
Altaylı şu ifadeleri kullandı:
"Olası müjdeler şöyle sıralanıyordu: Azerbaycan’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıdığını açıklayacak. KKTC ziyaretine İlham Aliyev de katılacak. Maraş’ın yerleşime açılacağını duyuracak, Türkiye Maraş’a yatırım yapacak ve Maraş’ta imar faaliyetlerine başlanacak. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin adı değişecek. KKTC de başkanlık sistemine geçecekti. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti karasularında doğalgaz bulunduğu ve çıkarılma çalışmalarına başlandığı duyurulacak. Hatta daha da öteye gidip, KKTC ile Türkiye’nin birleşme kararı alması yolunda adımlar atılacağının açıklanmasını bile bekleyenler vardı.
Bu yüzden de herkes büyük bir heyecanla “Müjde”yi ya da “Müjdeleri” bekliyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, herkesin merakla beklediği müjdelerini dün açıkladı: 1. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kendisine yakışmayan küçük ve eski bir Başkanlık Sarayı vardı. Bunun yerine yeni ve büyük bir Başkanlık Sarayı daha doğrusu “Külliyesi’ yapılacaktı. 2. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne de bir millet bahçesi kazandırılacaktı. Bu müjdeler, beklenti çıtasını epey bir yukarı koyanları da daha makul bir müjde bekleyenleri de haliyle hayal kırıklığına uğrattı.
En iktidarcı” kalemlerde bile bu müjdeleri savunacak ve coşku ile karşılayacak hal bırakmadı. Bu müjdeler Erdoğan muhaliflerini güldürdü, Erdoğan’ı destekleyenleri ise üzdü. Şimdi “Aslında müjdeler çok daha önemli konularda olacaktı ama uluslararası ilişkiler nedeniyle son anda bazı müjdelerden vazgeçilmek zorunda kalındı” diyerek bahane üretmeye çalışıyorlar.
Öyle midir, böyle midir bilemem. Eğer öyle ise daha büyük felaket. Bana soracak olursanız, ben bu müjdelerden son derece memnunum. Durduk yerde KKTC’nin de, Türkiye’nin de başını belaya sokacak kadar büyük değiller.
Müjdeden çok bir bayram hediyesi kıvamındalar. Açıkçası benim korkum, Türk ve Rum kesimlerini ayıracak bir “Kanal Kıbrıs” projesi idi. Onun olmaması 5 kişi için mutsuzluk nedeni olsa da, benim için gerçekten müjdedir."