Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yolsuzluklarla gündeme gelen TÜRGEV'in 20. kuruluş yıldönümünde konuştu. Erdoğan, "Nüfus planlamasıymış, doğum kontrolüymüş, Müslüman aile böyle bir anlayışta olamaz" dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
TÜRGEV’İin başkanı ve tüm yöneticilerine teşekkür ediyorum. Kuruluşundan bu yana emek veren tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Bugün TÜRGEV çok iyi bir noktaya geldi.
TÜRGEV'in kendi alanında örnek kurum olma sürecini yakından izliyorum. Şahsıma, aileme yönelik saldırıların bir kısmına bu vakfın yaptığı hizmetler alet edilmeye çalışıldı. Paralel ihanet şebekesi TÜRGEV'e yönelik her türlü yalanın, saldırının odağı oldu.
2014'te bir ramazan iftarında TÜRGEV yöneticisi arkadaşlara “Daha çok çalışın, daha çok hizmet verin, sizden rahatsız olanları daha da rahatsız edin” demiştim. Onlar ne kadar rahatsız olursa bilin ki gençliğimiz o kadar doğru istikamettedir. Öyle rahatsız oldular ki bir kısmı bu ülkeyi bırakıp başka ülkelere kaçtı, bir kısmı da adalet karşısında hesap veriyorlar. Niyet hayır olunca, akıbet de doğru olur. Menzil doğru olunca, yol da doğru olur. Ne diyor üstat, Sakarya şiirinde, “İnsan su misali, kıvrım kıvrım akan benim, öbür yanda Sakarya…”
Sizler, nur akan olukların temsilcilerisiniz. Allah hayırlı işlerinizde sonuna kadar yardımcınız olsun, yardımcımız olsun. Fiziki olarak büyürken sorumluluk da, veballer de büyüyor. TÜRGEV çatısı altında hizmet veren her bir kardeşimin bu bilinçle hareket ettiğini biliyorum. Çalışmaların bundan sonra da aynı şekilde yürüyeceğine inanıyorum. 20 yılda olduğu gibi desteğim, teşvikim ve duam sizlerle beraber olmaya devam edecek. Yine merhum üstadımızın bir vasiyeti vardı; Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine koyacağınız güne kadar mücadelenizi sürdüreceğinize inanıyorum.
Yaşadığımız her hadise bizler için geride yeni tecrübeler bırakıyor. TÜRGEV'in 20 yıllık tarihiyle ülkemizin son 13 yılı, özellikle de 3 yıldır ardı ardına gelen hadiseler çok önemli dersler içeriyor.
Kendi meselelerimizi kendimiz çözmek mecburiyetindeyiz. İster öğrenci yurdu gibi spesifik bir mesele olsun, isterse savunma sanayi gibi kompleks bir konu olsun, hiç fark etmez. Hepsinde de iş dönüp dolaşıp aynı yere çıkıyor. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz, başka çaresi yok. İdealimizdeki gençleri mi yetiştirmek istiyoruz, aileden başlayarak, okul öncesinden üniversitesine, lisans üstü eğitimine kadar kendi müesseselerimizi kurup geliştirmemiz gerekiyor.
Barınma ihtiyacından sosyal, kültürel sportif ihtiyaçlarına kadar yeterli hizmet sunamıyorsanız, kurumlarınızı cazibe merkezi yapamazsınız. Günümüzde hizmet standartları çok yükseldi. Geçmişte hangi sorunun çözümünü başka birilerine havale ettiysek, sıkıntı yaşadık, zarar gördük. Özellikle temel konularda asgari müştereklerin yetmediğini, ideal birliği gerektiğini yaşayarak gördük, öğrendik. Sadece altyapıyı kurmanın yetmediğini gördük, buralarda yeni nesillere aşılanacak bilincin, eğitimin içeriği konusunda da çok ciddi çalışma yapılması şart. Onun için, sevgili gençlere şöyle sadece içeriğine girmeyeceğim, başlığını söyleyeceğim. Bir itikadi noktada çok sağlam olacağız. Bizim itikadımızı, imanımızı kimse teraziye çıkaramayacak kadar sağlam kılacağız. Ahlakta örnek bir gençlik, inşallah inanıyorum ki TÜRGEV'in yetiştirdiği evlerde olacak. İbadetinde inanıyorum ki taviz vermeyen bir gençlik olacak. Ve dört muamelatta sağlam bir gençlik olacak.
“NÜFUS PLANLAMASIYMIŞ, DOĞUM KONTROLÜYMÜŞ…”
Nüfus planlamasıymış, doğum kontrolüymüş, Müslüman aile böyle bir anlayış içinde olamaz. Gençler, inanın, bunu başardığınız anda, başardığımız anda, sizden de çok farklı bir nesil tevarüs edecektir. Bunun için yeni dönemi okul yapmaktan ziyade, bakanımla da konuştum, şimdi de konuşacağım, okul müfredatının içeriğine yoğunlaşma dönemi olarak ilan edin. Kültür alanında da maalesef arzu ettiğimiz mesafeyi henüz kat edemedik. Rüzgarın önünde sürüklenen yapraklar gibi gençler olduğunu da görüyoruz. Bu gençlerin bir kısmını bölücü terör örgütü devşiriyor, zehirliyor, kullanıyor ve maalesef onları acı bir akıbete doğru sürüklüyor. Bugün dağlara giden gençler varsa bu şuurdan nasibini almadığı için gidiyor. Onların gidişini durduracak bir birikime, altyapıya şiddetle ihtiyaç var. DAİŞ gibi mukaddes dinimizi istismar eden terör örgütünün tuzağına düşen gençler var. İnancı var ama şuuru yok. O işin hazzına tam olarak erişememiş. Bakıyorsunuz, uyuşturucu, kumar, çeşitli dünyevi zevkler hatta teknoloji bağımlısı gençler var. Bu ülkenin bir evladının zayi olmasına gönlümüz razı olmaz. TÜRGEV'e çok önemli görevler düşüyor. Vakıf hizmeti tatmin etme değil, nefsi terbiye etme yeridir. Vakıf hizmeti dünyaya değil, ukbaya yapılan yatırımdır. Zürriyetimizi artıracağız diyorum. Nüfus planlamasıymış, doğum kontrolüymüş, hiçbir Müslüman aile böyle bir anlayış içinde olamaz. Rabbim ne diyorsa, sevgili peygamberim ne diyorsa biz o yolda gideceğiz. Birinci derecede görev annededir. Dün İstanbul’un fethinin 563’üncü yıl dönümünü Yenikapı’da hamdolsun 100 binlerce vatandaşımızla birlikte coşkuyla kutladık. Bizans’ın bin yıllık tarihinde İstanbul’u fethetmek için pek çok teşebbüsler oldu. Ta ki Fatih’e kadar. Fatih’i farklı kılan neydi? Fatih çocukluğundan itibaren kendini fethe adamıştı. Bilgi, donanım, tecrübe sahibi bir Fatih’ten bahsediyoruz. Şayet gelecek için hedefleriniz varsa bugünden bilgi, donanım ve pratiğe sahip olmak için kendinizi yetiştirmeniz gerekiyor. Elbette her mücadele zaferle sonuçlanmaz. Her zaferin arkasında böyle bir hazırlık vardır. Bunun örneğini kendi hayatımda defalarca yaşadım. Okulumda mücadele verdim, gençlik kollarında, ilçemde, şehrimde, ülkemde, Davos’ta, BM’de mücadele verdim. Kimi zaman üzüldüm, kimi zaman sevindim. Asla mücadeleden vazgeçmedim. Türkiye’de Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarını gerçekleştirmiş bir siyasetçi olarak karşınızdaysam, bunu önce yardımını bizden esirgemeyen yüce Yaratan’a, sonra da milletime borçluyum. Okuyun, araştırın, tefekkür edin, pratik yapın. Sadece okumak yetmiyor. Düşüneceksiniz, yetmiyor uygulayacaksınız, yetmiyor neticelendireceksiniz. Kendinizi güçlü yetiştireceksiniz. O zaman önünüzde aşılamayacak hiçbir engel kalmadığını göreceksiniz. TÜRGEV bunun için vardır. Sizler milletimizin umudu, geleceğisiniz. 2053, 2071 vizyonunu göremeyeceğiz. Sizlerin birçok bunu görecek. 2053’ün mimarı neslini, 2071 neslini sizler yetiştireceksiniz. 1453 tarihi bizim için nasıl bir dönüm noktası olmuşsa, 2053 tarihini de sizlerin bir dönüm noktasına dönüştürmesini Rabbim’den temenni ediyorum. Attığınız her adımda Fatih’in izinden gideceğinize, Asım’ın neslinden gideceğinize ve başarılı olacağınıza yürekten inanıyorum. Okullarımızın kapısında kızlarımızı çevirdiler mi, üniversite kapılarından çevirdiler mi, ikna odalarına soktular mı? Onlar nerede? Devran değişti. Hak yerini buldu, alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Bütün mesele inanmak. İman, tekeden bile süt çıkartır.Son Güncelleme: 30.05.2016 13:45