Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “15 Temmuz gecesi gördük ki son sözü top, tüfek değil iman belirler, yürek belirler, inanç belirler. 15 Temmuz gecesi gördük ki güneş batınca üzerimize çöken karanlığın hükmü, ertesi sabah yeniden güneş doğana kadardır.15 Temmuz gecesi gördük ki yuları gavurun elinde olan hainin büründüğü kisve ne olursa olsun, gün doğduğunda gerçek yüzü mutlaka ortaya çıkmaktadır” dedi. Erdoğan, üniversite öğrencilerinin Kredi ve Yurtlar Kurumu’ndan (KYK) aldıkları kredilerin faizlerine ilişkin kabine toplantısı sonrası açıklama yapılacağını belirterek, “Gençlerimizi faize kurban etmeyiz. Daha ileri gidiyorum, enflasyona da kurban etmeyiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin altıncı yıl dönümü dolayısıyla bugün İstanbul’daki Saraçhane Meydanı'nda düzenlenen anma programında konuştu. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
“Bugün, 15 Temmuz ihanetinin 6’ncı yıl dönümü. Toplamda 252 kardeşimiz şehadetle şereflendi. Şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Bu ihanet girişimi sırasında darbecilerin helikopterlerine, uçaklarına, takalarına, silahlarına çıplak elleriyle karşı koyarken yaralanan gazilerimize sağlık ve afiyet temenni ediyorum.
Toplumların tarihlerinde asırlar boyu unutulmayacak dönüm noktaları vardır. Milletimiz, 15 Temmuz’da akşam güneş batarken başlayan darbe girişimini sabah güneşin doğuşuyla akamete uğratarak böyle bir destan yazmıştır. Farklı dönemlerde farklı kisveler altında sahnelen sinsi oyun, 15 Temmuz gecesi milletimizin iman dolu göğsüne çarparak yerle yeksan oldu.
“SARAÇHANE MEYDANI’NDAN TÜM GÖNÜLLERİ TİTRETİYORSAK 15 TEMMUZ KIYAMI SAYESİNDEDİR”
Şimdi 6’lı masaları var, değil mi bunların. Bu 6’lı masada şehitlerimizin esamesi okunuyor mu? Onların derdi başka. Onlar, PKK terör örgütüyle beraber yürüyorlar. Gabar’da, Cudi’de Tendürek’te bizim Mehmet’imize saldıranlarla, onların parlamentodaki uzantılarıyla beraber, el ele, omuz omuza yürüyorlar. Önümüzde büyük bir hesap var.
Şu Saraçhane Meydanı’ndan tüm gönülleri titretiyorsak 15 Temmuz kıyamı sayesindedir. Ben, bu tabloyu görünce gençlik yıllarımı hatırladım. Gençlik yıllarımda bu meydanlarda 29 Mayısları kutlardık. 15 Temmuz öyle bir geceydi. Darbecilere karşı direnmek üzere evlerinden, mahallerinden, geçenlerin tamamı şehadeti göze alarak yola çıkmışlardı. Hani birisi de akşam saat 23:00’te Yeşilköy Havalimanı’na gelmişti. ‘Haberim olsaydı ben de beklerdim’ diye haber veriyor ve FETÖ’cülerin nezareti altında Bakırköy Belediyesi’ne gidiyor. Orada, televizyon karşısında kahvesini yudumlarken biz de havalimanına iniyoruz.
“İNŞALLAH 2023 İMTİHANINI DA BAŞARIYLA VEREREK BU KUTLU MENZİLE DOĞRU YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”
Sel afeti yaşadık değil mi İstanbul’da, sorumlular neredeydi? Aynı şekilde Ankara’da; neredeydi? Bunları hesabını 2023’te sandıklarda sormaya var mıyız? Çok çalışacağız. Cumhur İttifakı olarak bu hesabı sormaya hazır mıyız? Mesele bu, çünkü bizim soracak hesabımız var. Zira bizim demokrasi ve kalkınma devrimimizin en büyük şahidi İstanbul’dur. Dünyadaki siyasi ve ekonomik güç odaklarının yeniden yapılandığı bir dönmede ülkemizi bir kez daha oyun dışına bırakmak isteyenlere aradıkları fırsatı kendi ellerimizle sunmayacağız. İnşallah 2023 imtihanını da başarıyla vererek bu kutlu menzile doğru yolumuza devam edeceğiz.
“15 TEMMUZ GECESİ GÖRDÜK Kİ SON SÖZÜ TOP, TÜFEK DEĞİL İMAN BELİRLER, YÜREK BELİRLER, İNANÇ BELİRLER”
15 Temmuz gecesi gördük ki son sözü top, tüfek değil iman belirler, yürek belirler, inanç belirler. 15 Temmuz gecesi gördük ki güneş batınca üzerimize çöken karanlığın hükmü, ertesi sabah yeniden güneş doğana kadardır. 15 Temmuz gecesi gördük ki yuları gavurun elinde olan hainin büründüğü kisve ne olursa olsun, gün doğduğunda gerçek yüzü mutlaka ortaya çıkmaktadır.
Türkiye’nin demokrasi ve kalkınma mücadelesinde öyle dönemler vardır ki asla unutmamalıyız. Rahmetli Menderes ve arkadaşlarının açtıkları çığır, bu dönüm noktalarından biridir. Rahmetli Özal’ın 12 Eylül’ün ardından ülkemize kendi deyimiyle çağ atlamak için başlattığı hamle, bu dönüm noktalarından biridir. Aynı şekilde rahmetli Erbakan’ın, aynı şekilde rahmetli Türkeş’in attıkları adımlar, işte bizim de izini sürdüğümüz adımlardır. 2013 yılından beri verdiğimiz çok yönlü mücadelenin yeri ayrıdır. Gezi olaylarının sebebi, asla ağaç ve çevre hassasiyeti değildi. 17-25 Aralık yargı-emniyet darbe girişiminin sebebi, asla hukuk, adalet arayışı değildi. Çukur eylemlerinin sebebi, asla meşru hak talebi değildi. Sınırlarımızı taciz eden DEAŞ’ın ve PKK/PYD’nin saldırılarının sebebi, asla tabii süreçler de değildi.
“ASIL TAHAMMÜL EDİLEMEYEN, TÜRKİYE’NİN ÖZGÜRCE KENDİ İSTİKAMETİNE YÖNELMESİDİR”
15 Temmuz darbe girişiminin sebebi, asla ülkenin ve milletinin çıkarları değildi. Uzunca bir süredir hemen her alanda maruz kaldığımız siyasi ve ekonomik ambargoların, tuzakların sebebi, asla demokrasimizi koruma gayesi değildi. Tahammül edilemeyen, Cumhur İttifakı değildir. Asıl tahammül edilemeyen, Türk milletin kendi iradesine sahip çıkması, kendi hedeflerine kilitlenmiş olmasıdır. Tahammül edilemeyen, şahsımızda sembolleştirilen ülkenin yöneticileri değildir. Asıl tahammül edilemeyen, Türkiye’nin özgürce kendi istikametine yönelmesidir.
“SON NATO ZİRVESİ’NDE YPG’Yİ, PYD’Yİ, FETÖ’YÜ NATO’NUN KAYITLARINA GİRDİK”
Ne diyor Bay Kemal; ‘Bu bir tiyatroydu’ diyor. 252 şehidimizin olduğu bu gelişmeyi bir tiyatro olarak değerlendiriyor. Şimdi soruyorum; FETÖ’ye rahmet okuyanlar var, daha ne olacak, 252 şehidimiz, 2 bin 200’ü aşkın gazimiz var, hala FETÖ’ye rahmet okuyanlar var. Kusura bakmasınlar, neyin ne olduğunun şahidi 15 Temmuz gecesidir. Yabancı büyükelçiliklerden gelecek talimatlara göre siyasetlerini şekillendirenler, kampanya dozunu ayarlayanlar, bu topraklara ait olamazlar. 15 Temmuz’a şöyle ağız dolusu bir ‘darbe girişimi’ diyemeyenlerden milletin adamı olmaz. FETÖ, terör örgütü olarak uluslararası kayıtlarda yoktu. Sadece PKK, Avrupa Birliği kayıtlarında vardı. Bu son NATO zirvesinde YPG’yi, PYD’yi, FETÖ’yü NATO’nun kayıtlarına girdik.
“GENÇLERİMİZİ FAİZE KURBAN ETMEYİZ”
Yaşadığımız diğer sorunların, küresel ve bölgesel krizlerin olumsuzlukları elbette bizi de etkiliyor. Hayat pahalılığı başta olmak üzere elbette insanlarımızı sıkıntıya düşüren gelişmeler yaşıyoruz. Omuzlarımıza binen hiçbir yük kalıcı değildir. Son zamanlarda Bay Kemal çıkmış, üniversiteli gençlerimizin, KYK ile ilgili onların aldıkları burslarla ilgili onlara faiz yükü bindiriyormuşuz. Faizin en büyük düşmanı biziz. Allah nasip ederse ilk kabine toplantımızdan sonra bu konuyla ilgili açıklamayı yapacağız. Gençlerimizi faize kurban etmeyiz. Daha ileri gidiyorum, enflasyona da kurban etmeyiz.”
