Anayasa Mahkemesi, 2 küçük çocuğuyla birlikte cezaevinde kalan anneye, devletin çocuğa uygun ortam sağlama ve aile hayatına saygı hakkının öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmediği gerekçesiyle tazminat ödenmesine hükmetti.
Anneleriyle birlikte cezaevlerinde kalan çocuk sayısı Haziran ayı itibariyle 677’yi bulurken Yüksek Mahkeme dikkat çekici bir karara imza attı.
Hükümlü olarak Diyarbakır E tipi Ceza İnfaz Kurumunda iki çocuğuyla kalan Şükran İrge adlı bir mahkum cezaevinde doğan çocuğunun bakımı ve ihtiyaçlarını karşılayabilmek için infazın ertelenmesini için Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. Ancak Başsavcılık ve Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “tehlikeli hükümlü olduğu, resmi olarak evli olmadığı, gebe raporunu vermediği, gebeliğini kullandığı” gibi gerekçelerle reddedildi.
Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne başvuran kadın mahkum tazminat talebinde bulundu. Koğuşta çocukların gelişimi ve yaşamı için uygun ortamın bulunmadığı belirlenince Anayasa Mahkemesinin ara kararı üzerine kadın mahkum Sincan Kapalı Cezaevine nakledildi.
Kadın mahkum, cezaevinde küçük çocuğuyla infazın ertelenmesi talebinin reddi nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri savunurken Anayasa Mahkemesi kararında yasadaki "gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ayı geçmemiş kadınların hapis cezalarının infazının erteleneceği" hükmüne dikkat çekildi. Bu düzenleme ile hem kadının hem de çocuğu koruma amacı güdüldüğü vurgulanan kararda, hırsızlık suçundan hükümlü kadının “neden tehlikeli hükümlü sayılması gerektiğine ilişkin yeterli bir gerekçe sunulmadığı” kaydedildi.
İnfaz erteleme talebi reddedilen kadının ile çocuğunun, yaşına ve gereksinimlerine uygun, sağlıklı bir ortamdan mahrum kaldığı vurgulanan kararda, “Olayda aile hayatına saygı hakkının öngördüğü pozitif yükümlülükler yerine getirilmemiştir” denildi.
AYM bu nedenle Anayasada güvence altına alınan “aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ve kadın mahkuma 5 bin 500 lira tazminat ödenmesine karar verdi.