CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, TBMM Genel Kurulu’nda; Erzincan İliç’teki altın madeninde yaşanan siyanür sızıntısı ile ilgili “Elin Kanadalısı geliyor, Avustralyalısı geliyor bizim burada altını çıkartıyor, parayı kazanıyor. Tozunu, toprağını, siyanürünü yutmak da bizim yurttaşlarımıza kalıyor. Hükûmet artık tedbir almalı, bu Türkiye'nin Çernobil'idir” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda HDP Grubu’nun, Erzincan İliç’teki bir altın madeninde yaşanan siyanür sızıntısının araştırılması amacıyla verdiği önergenin gündeme alınması önerisi görüşüldü.
ERSOY: “HER ŞEY PARA MI SİZİN İÇİN? BU CEZAYLA DOĞAYI TEMİZLEYEBİLİR MİSİNİZ”
HDP Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, şunları söyledi:
“İçerisinde arsenik, kurşun, kadminyum gibi birçok ağır metal, sülfürik asit ve siyanür barındıran 20 metreküp, doğaya karışıyor ve ülke tarihinin en vahim çevre katliamlarından biri yaşanıyor, Çevre Bakanlığı bunu çevre kirliliği olarak adlandırıyor; ne güzel. Bakanlık yetkilileri gidiyor, numune alıyor ama daha numuneler incelemeye gitmeden diyor ki: ‘Sızıntının Fırat havzasına gözlemsel olarak ulaştığı tespit edilmemişti.’ Ya, şimdi, bir kere, doğaya, havaya, suya karışmamış iddiasının hiçbir bilimsel gerçekliği yoktur. Bir de şirkete üst sınırdan ceza verilmiş, ne güzel; 16 milyon 441 bin lira. Soruyorum, her şey para mı sizin için? Bu cezayla doğayı temizleyebilir misiniz, Fırat'a vermiş olduğunuz zararı ortadan kaldırabilir misiniz? Bu maden çalışırken zaten doğayı kirletiyor, siz bunun için engel olmuyorsunuz.”
SIDALI: “AMERİKALI VE KANADALI DOSTLARINIZIN ZEHİRLİ KİMYASALLARINI VATAN TOPRAĞINA SAÇMASINA TAHAMMÜL EDEMEYİZ”
İYİ Parti Mersin Milletvekili Zeki Hakan Sıdalı şöyle konuştu:
“Bu konu ‘Boru hatlarındaki arıza’ diye basit bir açıklamayla sıradanlaştırılamaz, 16 milyon lira ceza verilip kısa bir süre faaliyet durdurmayla üstü kapatılamaz, her kurumun neredeyse birbirini terste bırakan açıklamalarıyla geçiştirilemez, sanki içme suyu borusu patlamış genişliğiyle mazur görülemez. Tabloya bakınca anlıyoruz ki Bakanlığın etraflıca incelemesi ancak bu kadar oluyor.
Amerikalı ve Kanadalı dostlarınızın ülkesinde bir ağacın bile kesilmesine müsaade edilmezken binlerce kilometre öteden gelerek cennet ülkemizi köstebek tarlasına çevirip zehirli kimyasallarını vatan toprağına saçmasına artık hiçbirimiz tahammül edemeyiz, etmemeliyiz. Çevre sevgisi yurt sevgisidir. Buradan bir kez daha iktidarı çevreye hassasiyet göstermeye, vatandaşların talebine kulak vermeye ve bizlere miras değil, emanet olan doğaya saygı göstermeye davet ediyorum. Bakalım çevreyi ne kadar seviyorsunuz?”
ÖZTUNÇ: “ELİN KANADALISI GELİYOR ALTINI ÇIKARTIYOR, SİYANÜRÜNÜ YUTMAK DA BİZİM YURTTAŞLARIMIZA KALIYOR”
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, şu değerlendirmeyi yaptı:
“İliç birkaç gündür çevre felaketi ile gündemde. 12 Haziran’da İzmir Milletvekilimiz Sevda Erdan Kılıç’la birlikte İliç’teki bu maden ocağının o bölgeye yaşattıklarını anlatmak, kamuoyunun gündemine getirmek, hükümeti bu konuda uyarmak için İliç’e gitmiştik. Orada yaptığım konuşmada demiştim ki… Bakın, burası çok tehlikeli bir bölge hâline gelmiş, devasa siyanür havuzları var. Kanada’da bu siyanür havuzları yok, buradaki firma Kanadalı bir firma. Bizim başka bir teknoloji kullanmamız ya da kullandırmamız gerekiyor. Burada olası bir facia ki Erzincan deprem bölgesi yani olası bir depremde bu siyanür havuzlarının patlayacağı, başka bir şey olacağı ve bu siyanürün toprağa karışacağı uyarısında bulunmuştuk. Ama kimse dinlemedi bizi; çok da süre geçmedi, iki hafta geçti, hemen bir siyanür borusunun patladığı ve toprağa, Fırat’ı besleyen derelere aktığı yönünde kamuoyuna bilgi ulaştı.
İddia 20 bin ton siyanürün Fırat'a ulaştığı yönünde. Şirket ‘Sadece 8 kilogram’ diyor. 8 kilogram değil; emin olun, 1 gram bile olsa tehlikelidir bu. Siyanür; tarımı, toprağı, börtü böceği, tarımsal alanları, canlı yaşamı, ağacı tehlikeye sokan bir ürün. Bu, o bölgede tarımı da sıkıntıya sokar, kuşların ölmesine sebep olur, oradan beslenen kuşların ve gerçekten de ‘Erzincan, Divriği Sivas, Tunceli Ovacık, Elâzığ Keban Barajı büyük tehlikeye girer’ diye uyardık ama dinletemedik. Bakın, Bakanlık dün bir açıklama yaptı, dedi ki: ‘Üretimi durduruyoruz.’ Güzel, olması gereken bu zaten. Teşekkür ediyoruz. Şirket de görevini yapmamış, Bakanlık da denetim görevini tam olarak maalesef yapmamış. Şimdi, geliyorlar '16 milyon ceza kestik' diyorlar. Kime? 1,6 milyar dolarlık yatırıma 16 milyon ceza diyorlar, devede kulak kalır arkadaşlar, böyle ufak cezalarla bu işten kurtulmak olmaz, yapılması gerekenler çok açık, net. Elin Kanadalısı geliyor, Avustralyalısı geliyor bizim burada altını çıkartıyor, parayı kazanıyor, tozunu, toprağını, siyanürünü yutmak da bizim yurttaşlarımıza kalıyor. Hükûmet artık tedbir almalı, bu Türkiye'nin Çernobil'idir.”
KARAMAN: “KURU DERE YATAĞINA ULAŞAN HERHANGİ BİR KİRLİLİK OLMADIĞI TESPİT EDİLMİŞTİR”
AKP Grubu adına konuşan Erzincan Milletvekili Süleyman Karaman, şu savunmayı yaptı:
“1 Ocak 2021 tarihinden itibaren Çevre Bakanlığı tarafından 30 kez denetleme yapılmıştır. Ayrıca yer altı suları ayda bir kez, yüzey suları ayda 2 kez olmak üzere örneklenmekte ve yurt içi ve yurt dışında çeşitli çevre laboratuvarlarında analize gönderilmektedir. On bir senelik operasyon boyunca örneklerde herhangi bir kirlilik bulgusuna rastlanmamıştır. 21 Haziran 2022 tarihinde gece saatlerinde söz konusu işletmenin cevher sahasına ait boru hatlarında yaşanan arıza neticesinde iddia edilen çevre kirliliğine istinaden Çevre Bakanlığı merkez çevre denetim ekipleri ve çevre laboratuvarı ilimiz yetkilileri ivedilikle bölgeye sevk edilmiştir. Denetim neticesinde 20 metreküp olduğu iddia edilen siyanür içeren çözeltinin tesis sınırlarının hemen yanında araziye aktığı, mevsimi itibarıyla alt kotta bulunan dere yatağında herhangi bir akış bulunmadığı, dolayısıyla kuru dere yatağına ulaşan herhangi bir kirlilik olmadığı tespit edilmiştir. Tesise bu olayla ilgili Çevre Kanunu'na istinaden en üst sınır olan 16 milyon 441 bin TL para cezası uygulanmış, tesisin faaliyetleri durdurulmuştur.”
Konuşmaların ardından HDP’nin önerisi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.