Küçük, "Ali Babacan'ın partisi" başlığıyla yayımlanan yazısında "Ali Babacan AK Parti’den istifa etti. Kurucusu olduğu partiyi bırakan Babacan muhtemelen sonbaharda partisinin programını açıklayacak. Merkez sağ bir anlayışla yola çıkan bu hareketin arka planında eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün olduğu malum" ifadesini kullandı.
Küçük şöyle devam etti:
"Peki Ali Babacan nasıl bir yol haritası izleyecek? Dün T24’te Gökçer Tahincioğlu, Babacan’ın gelecek planlarına ilişkin bir yazı kaleme aldı. Orada bazı ipuçları görülebiliyor. Başta ’partili cumhurbaşkanlığı’ ve ’başkanlık sistemi’ kaynaklı sorunların nasıl çözüleceğini gösteren, özgürlükçü bir anayasa değişikliği önerisi sunulacakmış. Demek ki Babacan ve arkadaşlarının öncelikliği ’cumhurbaşkanlığı sistemini’ kaldırmak. Halktan gerekli oyu alırlarsa bunu elbette yapabilirler ama başka partilerle ittifak yapmaları şart...
Bir diğer konu, Meclis’teki milletvekillerinden kaçının Babacan’ın partisine katılacağı. Gerçekten grup kuracak kadar olur mu? Birkaç vekil geçebilir ama o birkaç bile çok. Zaten o geçmeye niyeti olan vekillere de sormak lazım: Madem Babacan’ın partisine katılacaktınız, geçen sene niçin AK Parti’den aday oldunuz ve seçildiniz? Bu soruyu cevaplamakta zorlanacaklardır.
Ancak kamuoyunun bu konuyla çok ilgileneceğini sanmıyorum. Esas mesele Ali Babacan seçimlerde ne yapar? Buna odaklanmak lazım. Çünkü ’cumhurbaşkanlığı sistemi’nde 50 artı 1 oy lazım. Parlamenter sistemde yüzde 43-44 bir partiye yetiyordu, şimdi yetmiyor. İşte bu yüzden Ali Babacan’ın partisi çok tartışılıyor ve alacağı oy önemli...
Ben mesela Ahmet Davutoğlu’nun partisinin halktan çok bir oy alacağı kanaatinde değilim. 31 Mart yerel seçimlerinde gördük ki, özellikle büyükşehirlerde 10 bin, 20 bin oy bile önemli. O yüzden en umulmadık parti bile eğer 50 bin civarında bir oyu varsa seçimin belirleyicisi olabilir.
Ali Babacan’ın partisi bana göre en az yüzde 3-4 oy alır. Daha fazla ya da az alır diyenler de var. Alacağı bu oyu da AK Parti’den alır. Tabii 2023 seçimlerinde Ali Babacan muhalefetle hareket eder mi, kendileri bir aday çıkarır mı onu görmek lazım. Şu anki konjonktüre göre, kurucusu olduğu partiden ayrılan biri muhalefetle ittifak yapmaya daha meyilli olur. Başkan Erdoğan 2018’de ilk turda yüzde 52.5 almıştı. Yüzde 2’lerin, 3’lerin ne kadar önemli olduğu görülüyor. Zaten Babacan ve arkasındaki Gül’ün ilk amacı Başkan Erdoğan’a seçim kazandırmamak. Muhalefetin ve uluslararası arenanın Babacan’ı öne çıkartmasının temel sebebi bu.
Ali Babacan’ın partisinin ciddiye alınması gerekir. Her şeye rağmen gene de 2023’e giden yolları Erdoğan belirleyecektir. AK Parti 31 Mart’tan gereken dersi alırsa ve kılıcı sert vurursa sorun kalmayabilir. AK Parti alacağı ya da alamayacağı kararlarla ülkenin siyasi rotasını çizecektir. Halka kulak verilir ve halkla zıtlaşılmazda AK Parti açısından sorun kalmayacaktır...
Bu arada Ali Babacan ve ekibine durduk yerde FETÖ’cü denilir ve geçenlerde olduğu gibi saçma sapan davalar açılırsa bunlarun hepsi Babacan’a yarar. Ekrem İmamoğlu’na neler dendi ama sonuç ortada. Özellikle bizim taraf medyasının buna çok dikkat etmesi lazım. Gerçek olmayan her haber saldırılan siyasetçiye yarar."