Boğaziçi Üniversitesi öğrenci ve akademisyenlerinin, AKP'li Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasına karşı eylemleri sürüyor. Sırtlarını rektörlüğe dönen öğretim üyeleri, yaptıkları haftalık basın açıklamasında, Rektör Melih Bulu, yardımcıları ve bir gecede kurulduğuna dikkat çekilen Hukuk Fakültesi’nin Dekanı Selami Kuran’ın istifasını istedi. Öğretim üyeleri, kampüs içerisinde devam eden polis kuşatmasının da derhal kaldırılmasını istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Boğaziçi Üniversitesi'ne AKP'li Melih Bulu'yu atamasının ardından başlayan protestolarda 11'inci hafta sona erdi. Her gün rektörlük binasına arkalarını dönerek nöbet tutan akademisyenler, her hafta sonu yaptıkları gibi bugün de ortak bir açıklama yaptı.
Öğretim üyelerinin eylem ve açıklamalarını ise Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinden Can Candan, sosyal medya hesabından paylaştı.
Buna göre, akademisyenler açıklamalarında, “Üniversiteler; baskıcı iktidarların güvenlikçi politikalarla sindirebileceği yerler değil, bilimsel üretimin ve özgür düşüncenin teminatı olan kamusal alanlardır” ifadelerini kullandı. Akademisyenler, mücadelelerinin ilk gününden beri savundukları demokratik ve özerk üniversite idealinin, katılımcı, çoğulcu ve demokratik bir toplumun da teminatı olduğunu söyledi.
“BASKICI UYGULAMALARA SON VERİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ”
Açıklamada, akademisyenlerin bu haftaki etkinlikleri ve talepleri şöyle sıralandı:
“-Bu hafta, 29 Ocak’tan beri hukuksuz bir şekilde tutuklu olan ve ev hapsinde tutulan öğrencilerimiz tahliye edildi. Olmaları gereken yere, kampüslerine ve derslerine geri döndüler. Barışçıl protesto ve eleştiri haklarını kullandıkları için yargılanan yedi öğrencimize yönelik, demokratik hukuk devletinde hiçbir yeri olmayan bu yargılamanın derhal sona erdirilmesini bekliyoruz. Boğaziçi protestolarına katılan tüm öğrencilerin maruz bırakıldığı tutuklama ve soruşturma gibi baskıcı uygulamalara son verilmesini talep ediyoruz.
“ÖĞRENCİLERİMİZİN HAKLARI İHLAL EDİLİYOR”
-2020-2021 Bahar dönemine özerk ve demokratik üniversite değerleriyle asla bağdaşmayacak bir biçimde, polis ablukası altında başladık. Hisarüstü Mahallesi’ni çevreleyen polis barikatları kaldırılmış olsa da kampüs içi ve çevresindeki yoğun polis varlığı devam ediyor. Polis, sivil polis ve özel güvenlik güçleri aracılığıyla hâlâ öğrencilerimizin hakları ihlal ediliyor. Üniversiteler; baskıcı iktidarların güvenlikçi politikalarla sindirebileceği yerler değil, bilimsel üretimin ve özgür düşüncenin teminatı olan kamusal alanlardır. Üniversitemizde gayrimeşru rektör atamasından beri devam eden kuşatma derhal kaldırılmalıdır.
“DESTEK VE DAYANIŞMA MESAJLARI GELMEYE DEVAM EDİYOR”
-Özerk ve demokratik bir üniversite için verdiğimiz mücadeleye 11. haftasında da çeşitli eylemlerle devam ettik. 16 Mart Salı günü Üniversite Dernekleri Platformuyla birlikte “Üniversite ve Toplum” başlıklı çevrimiçi etkinliği gerçekleştirdik. Dün bahar dönemini SÖZ 101 adıyla gerçekleştirdiğimiz ve öğrencilerimize seslendiğimiz açık dersle açtık. Düzenlediğimiz açık derste, öğrencilerimize ve camiamıza, ilkelerimizden taviz vermeyeceğimizi bir kez daha taahhüt ettik. Üniversitemizi tehdit eden girişimlere karşı verdiğimiz hukuk mücadelesine dair adımlar attık. Öğretim üyelerimiz yurt içinde ve yurt dışında düzenlenen toplantılarda ve çeşitli medya organlarında taleplerimizi dile getirdi. Yurt içi ve yurt dışındaki birçok kurum ve kuruluştan destek ve dayanışma mesajları gelmeye devam ediyor. Öğrencilerimiz de kurdukları bağımsız kolektiflerle direnişlerini sürdürüyorlar.
-Tüm saldırılara rağmen Boğaziçi Üniversitesi hocaları ve öğrencileri olarak birlikte düşünüyor, tartışıyor ve üretiyoruz; üniversitemizin barışçıl, kapsayıcı ve eşitlikçi dilini korumaya devam ediyoruz. Mücadelemizin ilk gününden beri savunduğumuz demokratik ve özerk üniversite ideali, katılımcı, çoğulcu ve demokratik bir toplumun da teminatıdır.
-Atanmış Rektör Melih Bulu, Rektör Yardımcıları Gürkan Kumbaroğlu, Naci İnci, Fazıl Önder Sönmez ve bir gecede kurulan Hukuk Fakültesi’nin atanmış Dekanı Selami Kuran’ın istifasını bir kez daha talep ediyoruz.
-Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz.”