"KUCAĞIMA ZIPLAYIP YEDİĞİM HER ŞEYE ORTAK OLAN KEDİLERİ ÇOK ÖZLEDİM"
AKP'li Bulu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada 8 yılını geçirdiği Boğaziçi Üniversitesi'ne dönmesinin kendisini her bir zerresine kadar heyecanlandırdığını belirterek "Yuvaya dönüşümün heyecanı ve mutluluğu ile orta kantinde yediğimiz kumpir, Sosyete Kanti’nden çay alıp manzarada yudumlamayı ve bu arada kucağıma zıplayıp yediğim her şeye ortak olan kedileri çok özlediğini söylemek isterim. Güney’de basket oynamayı Uçaksavar’da kürekçilerle antrenmana katılmayı açık havuzda gün batana kadar yüzmeyi de özlemiş olduğumu belirtmek isterim" dedi.
"İNSANLARA DOKUNMAYI SEVEN BİR MİZACIM VAR"
Boğaziçi Üniversitesi'nin taraf olmadığı meselelere malzeme yapılmasının en çok Boğaziçi'ne zarar vereceğini belirten Bulu, şu ifadeleri kullandı:
"Beni bu göreve layık gören Cumhurbaşkanımız ve YÖK Başkanımıza içtenlikle teşekkür ediyorum. İnsanlara dokunmayı seven bir mizacım var. Bana her zaman sanal ortamda ya da kampüste ulaşabilirsiniz. Sorunların, şeffaf bir şekilde konuşarak çözülebileceğine inanan bir yönetim tarzım var. Birlikte konuşarak en doğruyu ulaşıldığını sayısız kere tecrübe etmişliğim vardır. Bununla birlikte Boğaziçi’nin taraf olmadığı problemlere malzeme yapılması en çok Boğaziçi’ne zarar verir. Unutmayalım ki hepimiz aynı gemideyiz. O sebeple üniversite olarak bizim asıl işimiz olan bilimsel üretimden uzaklaştıracak her türlü girişime de birlikte karşı gelmemiz gerekir diye düşünüyorum."
"ULUSLARARASI YAYIN PERFORMANSIMIZ GERİLEDİ"
Bulu, üniversitenin hak ettiği yere gelmesi için üzerinde çalışacağı başlıkları ise şöyle sıraladı:
-Uluslararası üniversite sıralamalarında Boğaziçi’nin artık ilk beş yüzün dışına düştüğünü görüyoruz. Bunun en önemli sebebi gerileyen uluslararası yayın performansımız. Benim hedefim dört yıl içerisinde Boğaziçi’nin ilk yüze giren ve orada kalabilen ilk Türk üniversitesi olmasıdır.
-Boğaziçi’nin kamu ve özel sektör ile olan yakınlığı alan kaybetmiş ve boşluğu farklı üniversiteler doldurmuştur. Bu yarışta yeniden aktif olarak çok çalışmamız ve özellikle mezunlarımızın network'ünü kullanarak avantaj sağlamalıyız diye düşünüyorum.
-Ülkemizde son yıllarda hızla yükselen girişimcilik ekosisteminde Boğaziçi’nin hak ettiği yerde olmadığını düşünüyorum. Sadece öğrencilerimizin değil hocalarımızın da ürettikleri yeni bilgiyi ticarileştirecek ekosistemin geliştirilmesi önümüzdeki dört yılda önem verdiğim bir konu olacaktır.
-Üniversitemizdeki mekanların bizleri sürekli inovasyon yapmaya teşvik edecek hale gelmesini çok önemsiyorum. Bu bakışla mekanların yeniden gözden geçirilmesi ile sizlerin artık Boğaziçi’ne girdiğinizde içinde olmaktan çok daha büyük mutluluk hissedeceğiniz bir hale gelmesi yönünde çalışacağımı belirtiyorum."
