"Size diplerden sesleniyoruz. Eşitlikçi, demokratik, özgür ve özerk üniversiteler tahayyül ederken OHAL, KHK ve kayyum rejiminin bizi çekmeye çalıştığı diplerden!" denilen açıklamada, "Nasıl bir üniversite? Özgürce düşünüp tartışıp bilgi üretebildiğimiz bir ortam hayal ediyorduk. Öğrencilerin sadece eğitim almakla kalmadığı, karşılaşmalar yaşadığı, hayatın karmaşık, zorlu ve keyifli olduğunu gördüğü bir mekân... Tüm bunlar için de eşitlikçi, demokratik, özgür ve özerk bir üniversite için çabalıyorduk. Söz, yetki ve kararın üniversitenin tüm bileşenlerine ait olmasını istiyorduk" ifadelerine yer verildi.
"Ne ile karşılaştık?" sorusunu soran öğrenciler açıklamayı şu sözlerle sürdürdü:
"Tüm bu hayallerimiz ve çabalarımız, üniversitemizin kapısına vurulan kelepçelerle tutsak edilmek isteniyor. Bu duruma bir günde gelmedik. OHAL KHK’larıyla üniversitelerden yüzlerce akademisyen ihraç edildi. Kayyum rejimi demokratik ve hukuki teamüllerin yerini aldı. Demokrasinin asgari şartlarından biri olarak kabul edilen seçimler dahi hiçbir meşruiyet kaygısı duyulmadan ortadan kaldırıldı. Üniversitemiz, mahallemiz ve hayallerimiz polis ablukası ve gece yarısı kırılan kapıların gölgesi altında."
Açıklamaya, "Ne istiyoruz? Bütün Türkiye’de üniversite rektörlerinin atanmasını değil üniversite bileşenlerince seçilmesini istiyoruz. Kayyumlarla yapılacak hiçbir pazarlığı kabul etmiyoruz. Piyasa için değil toplum için bilgi üreten eşitlikçi, demokratik, özgür ve özerk bir üniversite istiyoruz" sözleriyle son verildi.