Milli Savunma Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçeleri TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşüldü. MSB Bütçe sunumunu yapan Bakan Hulusi Akar’ın konuşmasından dikkat çeken başlıklar şöyle:
20 BİN 571 PERSONEL İHRAÇ: FETÖ ile mücadeleye kararlılıkla devam edilmektedir. 15 Temmuz 2016 tarihinden itibaren FETÖ/PDY bağlantısı nedeniyle TSK’dan toplam 20 bin 571 personel ihraç edilmiştir. Son bir yılda 2 bin 56 personel kamu görevinden çıkarılmış, bin 512 emekli personelin de rütbesi geri alınmıştır. 15 Temmuz 2016 tarihinden sonra personel destekleme oranlarında meydana gelen azalma nedeniyle süratle personel temin faaliyetlerine başlanmış, 23 Ekim 2020 tarihi itibarıyla 9 bin 225 subay, 15 bin 33 astsubay, 51 bin 616 uzman/erbaş, 20 bin 37 sözleşmeli er olmak üzere toplam 95 bin 911 personel temin edilmiştir. Bugün itibarıyla Millî Savunma Bakanlığı’nda yükümlü personel dâhil 448 bin 901’i askerî personel, 38 bin 467’si sivil personel olmak üzere toplam 487 bin 368 personel görev yapmaktadır. Millî Savunma Üniversitesinde; misafir askerî öğrenciler dâhil toplam 17 bin 637 öğrenci öğrenim görmektedir.
PROJELER ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ: Geldiğimiz noktada, savaş gemisi tasarım ve üretimi dâhil bir zamanlar yurt dışından tedarik edemediğimiz İHA, SİHA, TİHA, ATAK Helikopter, FIRTINA Obüs gibi sistemlerin üretiminde artık dünyanın önde gelen ülkelerinden biriyiz. Kendi ihtiyaçlarımızı karşılamanın ötesinde bu sistemleri artık ihraç etmekteyiz. İlaveten Yeni Nesil Savaş Uçağı, Amfibi Hücum Bot ve Gemisi projeleri üzerinde de çalışıyoruz.
ABD’NİN KAYGISINI ELE ALMAYA HAZIRIZ: S-300 sistemi NATO İttifakı içinde nasıl kullanılıyorsa bizde de aynı şekilde kullanılacaktır. Her savunma tedarik programı çerçevesinde deneme ve sistem kontrolleri yer almaktadır. Bu usuller tedarik programının bir parçasıdır ve tamamıyla teknik bir faaliyettir. Bu kapsamda tedarik ettiğimiz sistemin kontrol ve hazırlıklarına planlandığı şekilde devam ediyoruz. Türkiye F-35 programının sadece bir müşterisi değil, aynı zamanda ortağıdır. Tüm yükümlülüklerimizi bugüne kadar yerine getirdik. 1,4 milyar ABD doları ödendi. ABD’nin teknik anlamda S-400 ve F-35’lerin uyumluluğu konusundaki herhangi bir kaygısını ele almaya hazırız. Bu kapsamda ortak çalışma grubu teklifimiz halen masadadır.
29 BİN 940 TERÖRİST ETKİSİZ: Irak Hükümeti, Sincar ve Mahmur’un kontrolünü ele geçirmiş olmasına rağmen, PKK faaliyetlerini söz konusu bölgelerdeki BM kamplarında sürdürmektedir. Pençe operasyonları sonucunda; 348 terör örgütü mensubu etkisiz hale getirilmiştir. Eğer Suriye’de terör örgütü tarafından oluşturulmaya çalışılan terör koridoru icra ettiğimiz başarılı harekâtlarla yok edilmeseydi; bugün çok daha farklı tehdit ve tehlikelerle karşı karşıya olmamız kaçınılmazdı. Bu operasyonların sonucunda; 8 bin 342 kilometrekarelik alan terör unsurlarından temizlenmiş, yaklaşık 450 bini İdlip’te olmak üzere, bir milyondan fazla Suriyeli evlerine ve topraklarına gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde dönmüştür. 24 Temmuz 2015 tarihinden itibaren Irak ve Suriye’nin kuzeyinde icra edilen operasyonlarda; 3 bin 709’u radikal DEAŞ olmak üzere toplam 29 bin 940 terörist etkisiz hale getirilmiştir.
FRANSA’DA ART NİYETLİ STRATEJİ İZLENMEKTEDİR: Fransa’da binlerce kilometreden gelerek provokatif, gerilimi tırmandıran, Doğu Akdeniz’i istikrarsızlık ve çatışma alanına dönüştürmeye yönelik, BM ve NATO üyeliği ile AB değerleriyle bağdaşmayan art niyetli bir strateji izlemektedir. Kısacası gücünü ve boyunu aşan roller peşinde koşmaktadır.
DENİZ YETKİ ALANLARININ BELİRLENMESİ BÖLGEDEKİ BİRİNCİ SORUN: Uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımız çerçevesinde, Türkiye’yi Ege Denizi’nde karasularına ve Doğu Akdeniz’de Antalya körfezine hapsetme çabalarına karşı durmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Dolayısıyla Deniz Yetki alanlarının belirlenmesi bölgedeki sorunların özünü teşkil eden birinci sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamda, sondaj ve sismik araştırma gemilerimize, Deniz ve Hava Kuvvetleri unsurlarımız refakat ve koruma sağlamaktadır. Doğu Akdeniz’deki araştırma ve sondaj faaliyetlerine devam etmekteyiz.
KIBRIS’TA KARARLIYIZ: Biz nasıl kimsenin toprağına, egemenliğine, çıkarına göz dikmiyorsak, kendimize ait olanlardan da asla taviz vermeyeceğiz. Kıbrıs dâhil bölgedeki hak, alaka ve menfaatlerimizi korumakta azimli, kararlı ve muktediriz. Kıbrıs meselesinde çözüm ancak Kıbrıs Türk halkının adanın ortak sahibi olduğu gerçeğinin kabul edilmesiyle mümkündür. AB başta olmak üzere tüm kurumları ve ihtilaflara müdahil devletleri, ülkemizin ve KKTC’nin hakkına ve hukukuna saygılı olmaya davet ediyoruz, bunu bekliyoruz. Türkiye, KKTC ve Kıbrıs Türkünün daima yanındadır. 1974’deki duruşumuz o gün ne ise, bugün de aynıdır.
TÜRKİYE, ORTAK BARIŞ GÜCÜNDE YER ALACAK: 10 Kasım gece yarısından itibaren imzalanan Ateşkes Anlaşması ile Ermenistan işgaline son verilmiş ve Azerbaycan’ın öz toprağı olan Karabağ özgürlüğüne kavuşturulmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımız da Sayın Putin ile ateşkesin şartları ve kalıcı olması konusunda görüşmeler gerçekleştirmiştir. Bu çerçevede 11 Kasım’da, bölgedeki ateşkesin kontrolü ve denetimi için oluşturulacak Türk-Rus Ortak Gözetleme Merkezi’ne ilişkin mutabakat zaptı imzalanmıştır. Böylece Türkiye, anlaşmanın uygulanmasını gözetmek ve denetlemek üzere ortak barış gücünde yer alacaktır. Ateşkes Anlaşmasındaki şartların yerine getirilmesi, işgal altındaki tüm toprakların Azerbaycan’a iade edilmesi, bölgede barış ve huzur ortamının yeniden sağlanması sürecinde de Azerbaycanlı kardeşlerimizle tek yürek olmaya devam edeceğiz.
NATO MÜTTEFİĞİNE ÖNEM VERİYORUZ: Son zamanlarda bazı NATO üyeleri tarafından, münferiden, ülkemize karşı müttefiklik ruhuyla bağdaşmayan tutum ve davranışlar sergilenmiş olsa da NATO makamları ile uyumlu ve ahenkli bir şekilde çalışmaya devam ediyoruz. NATO müttefikliğine önem veriyor ve eğitim, tatbikat, harekât ve terörle mücadelede sorumluluklarımızı layıkıyla yerine getiriyoruz.
BEDELLİ ASKERLİK İÇİN 41 BİN MÜRACAAT: 2020 yılında bedelli askerlik yapmak üzere 41 bin 472 vatandaşımız, dövizle askerlik hizmeti uygulamasında ise 2 bin 141 vatandaşımız müracaat işlemlerini tamamlamıştır. Yeni Askerlik Kanunu ile ilk kez ihdas edilen ve halkımız tarafından büyük bir teveccüh ile karşılanan yedek astsubaylık statüsünde bugüne kadar 29 bin 176 vatandaşımız silahaltına alınmıştır.
133 MİLYON MASKE: Koronavirüs ile mücadelemizi başarıyla sürdürüyoruz. Özellikle belirtmek isterim ki bu konuda dünyada en başarılı olan ordulardan biriyiz. MKEK ve dikimevlerinde yaklaşık 133 milyon maske üretilmiştir. Yurtdışına, 152 dost ve müttefik ülkeye maske, teçhizat ve malzeme desteği yapılmıştır. 25 ülkeye yapılan yardımlar askeri uçaklarla gönderilmiştir. Bu bilinçle hazırlanan, Millî Savunma Bakanlığı 2021 Yılı Bütçe Teklifi, 61 milyar 484 milyon 939 bin TL olarak huzurlarınıza getirilmiş bulunmaktadır. Görüldüğü üzere artan faaliyetlerimiz kapsamında bütçede yüzde 14’lük artış sağlanmaktadır.
KUŞOĞLU: S-400’LER BİR YERDE BEKLETİLECEK
Komisyon Üyesi, CHP Genel başkan Yardımcısı Milletvekili Bülent Kuşoğlu, “18 yılda tek bir savaş uçağı almamışız. Bizim bir an önce savaş uçağı yatırımı yapmamız lazım. Bir siyasi iktidar ile hareket ediliyor. Siyasette doğru dürüst bir adım atılmadı. S-400’leri aldık. Şimdiye kadar NATO’da ne yapıldıysa o yapılacak dediniz. S-400’ler de yatacak. Sıkıntılı olan S-400. Bizde var ama kuramıyoruz. Bir yerde bekletilecek diye anlıyorum. Milli Savunma Bakanı olarak yatırıma pay ayırmamışsınız” dedi.
HATİMOĞULLARI: KÜRT SORUNU KAVRAMI İLE YÖNETİLEMEYEN EKONOMİNİN ÜZERİ ÖRTÜLÜYOR
Konuşması sık sık AKP’li milletvekilleri tarafından kesilen HDP Hatay Milletvekili Tülay Hatimoğulları, “Kapitalizm bölünmeler yaratıyor. Bakanlıklar bütçelerini hazırlarken bu zalim dişlileri devam ettiriyor. Savunma harcamalarına baktığımızda bütçe içi ve bütçe dışı olmak üzere iki başlık öne çıkıyor. Savunmaya fazla harcama yapıldığını düşünenlerdeniz. Burada savunmaya dayalı tılsımın diyalog olduğunu düşünüyoruz. Kürt sorunu var. Türkiye, neden bunu çözemiyor? Kürt sorununu kavramları ile yönetilemeyen ekonominin, siyasetin üzerini örtüyorlar. Kürt sorununun çözülmesi için tarafların bir araya gelip diyalog kurması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.