Anayasa Mahkemesi (AYM), 2011 yılındaki bir eylemde PKK lehine slogan atılması nedeniyle eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a dava açılmasını ‘hak ihlali’ olarak değerlendirdi. Ayrıca AYM, toplantı ve gösteri hakkı ile suç ve cezanın kanuniliği ilkesiyle ilgili iki ayrı karar verdi. Kararlarda her iki hakkın da Anayasal hak olduğu tanındı ve verilen idari para cezası uygulanmasının hak ihlali olduğuna hükmetti.
Birgün gazetesinde yer alan habere göre, AYM’nin, Demirtaş kararında, “Başvurucunun toplantının katılımcılarından olması ona otomatik olarak toplantıyı organize eden ve yöneten kişi statüsü vermediği gibi onun salt toplantıda bulunması kanuna aykırı eylemleri gerçekleştirenlerin hareketlerine iştirak ettiği sonucunu da doğurmaz. Başvurucunun toplantıda bulunduğu esnada bazı göstericilerin slogan atması ve örgütün bayrağını açması, başvurucu hakkında kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilerek üç yıl denetim altına alınması şeklindeki müdahaleyi haklı kılmayacaktır.” denildi. Yüksek Mahkeme, Demirtaş’a 13 bin 500 lira tazminat ödenmesine de hükmetti.
AYM’DEN BİR DE BİLDİRİ DAĞITMA KARARI
Polis, Ankara Natoyolu’nda, ekonomik kriz ile ilgili hazırladıkları bildiriyi dağıtan Halkevleri Derneği üyeleri gruba çevreyi rahatsız ettikleri gerekçesiyle 153’er TL idari para cezası kesti. Ceza kesilen Halkevleri üyesi Fırat Can Kara konuyu yargıya taşıdı. Kara, para cezasına itiraz etti. İtirazı inceleyen Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliği, itirazı “idari yaptırımın yasa ve usule uygun olduğu” gerekçesiyle 13 Mart 2019 tarihinde kesin olarak reddetti. Bunun üzerine AYM’ye bireysel başvuruda bulunuldu. Yüksek mahkeme, inceleme sonunda "Uygulanan kuralın bütünlüğü bozulmak suretiyle içeriğindeki bir cümle getiriliş amacından radikal biçimde farklı bir yoruma tabi tutulmuş ve ayrı bir suç ihdas edildiği değerlendirilmiştir. Anayasa Mahkemesi’ne göre bu şekilde bir cezalandırmada bireylerin hukuki yardım almak suretiyle dahi hangi eylem ve kusurların kendilerine atfedilebileceğini, suçlu duruma düşebileceklerini bilebilmeleri mümkün değildir. Sonuç olarak kamu makamlarının söz konusu yorumunun anılan hükmün amacını aşan zorlama ve öngörülemez bir yorum olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Ortaya çıkan bu sonuç Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suç ve cezaların kanuniliği ilkesi ile bağdaşmamaktadır" tespitine yer verdi. Kara’nın tazminat talebini geri çeviriren AYM, Kara’ya 4 bin 500 TL vekalet ücreti ödenmesine karar verdi.
TOPLANTI VE GÖSTERİ KARARI
Ankara, Yüksel Caddesi’ndeki “İşimi istiyorum” eylemi kapsamında, 29 Mayıs 2019’da “Yüksel Direnişi Halk Sofrasında Buluşuyor” sloganıyla iftar sofrası kurulacaktı. Eylemciler Yüksel Caddesi’ndaki Mimarlar Odası önüne gelerek yanlarında getirdikleri karton kolileri yere serip iftar sofrası kurmak isterken polis müdahale etti. Gözaltına alınanlar ifadelerinin ardından serbest bırakıldı ancak eylemcilerden İpek Moral ve Nuriye Gülmen’e ayrı ayrı 320 TL idari para cezası kesildi. İkisi de idari para cezalarına ayrı ayrı itiraz ettiler. İtirazları inceleyen Ankara sulh ceza hâkimlikleri, para cezalarının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle itirazları kesin olarak reddetti. Moral ve Gülmen bunun üzerine AYM’ye başvurdu. AYM, Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine, Gülmen’e 4 bin 500 lira vekalet ücreti ödenmesine karar verdi. Ayrıca, kararın, ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliği ve Ankara 6. Sulh Ceza Hâkimliğine gönderilmesine hükmetti. Kararda, başvurucuların katıldıkları etkinlik nedeniyle idari para cezası ile cezalandırılmalarının, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına yönelik bir müdahale olduğu belirtildi.