AYM başkanı Arslan'dan Soylu'ya Yanıt: Yargı kararından ziyade kararı verenlere odaklanan ifadelerin fayda getirmeyeceği açıktır

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Karayollarında toplantı ve gösteri yasağını kaldırılması nedeniyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun eleştirilerine yanıt verdi: "Çoğu kez 'nasıl' söylediğiniz, 'ne' söylediğinizin önüne geçer. Hiç şüphesiz üslup ya da ifade tarzı da ifade özgürlüğünün güvencesi altındadır. Elbette herkes dilediği üslubu tercih etmekte serbesttir. Ancak yargı kararından ziyade kararı verenlere odaklanan ve eleştiri ötesine geçen ifadelerin fayda getirmeyeceği, zira eleştiriyi mecrasından uzaklaştıracağı açıktır."

23 Eylül 2020 Çarşamba 13:35
AYM başkanı Arslan'dan Soylu'ya Yanıt: Yargı kararından ziyade kararı verenlere odaklanan ifadelerin fayda getirmeyeceği açıktır

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Karayollarında toplantı ve gösteri yasağını kaldırılması nedeniyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun eleştirilerine yanıt verdi: "Çoğu kez 'nasıl' söylediğiniz, 'ne' söylediğinizin önüne geçer. Hiç şüphesiz üslup ya da ifade tarzı da ifade özgürlüğünün güvencesi altındadır. Elbette herkes dilediği üslubu tercih etmekte serbesttir. Ancak yargı kararından ziyade kararı verenlere odaklanan ve eleştiri ötesine geçen ifadelerin fayda getirmeyeceği, zira eleştiriyi mecrasından uzaklaştıracağı açıktır."

Anayasa Mahkemesine bireysel başvurunun kabulünün 8. Yılında, "İnternet Çağında Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunması" konulu sempozyum düzenlendi. Sempozyumun açılış konuşmasını Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın kayınpederinin vefatı nedeniyle Başkan Arslan yerine Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan yaptı.

BİREYSEL BAŞVURULARIN YÜZDE 54'Ü ADİL YARGILANMA HAKKI

Başkanvekili Gökcan’ın okuduğu metinde, Başkan Arslan bireysel başvurularla ilgili şu bilgileri paylaştı:

“Anayasa Mahkemesinin önünde 42 bin civarında başvuru bulunmaktadır. Mahkememiz incelediği başvurularda 10 binden fazla ihlal kararı vermiştir. İhlal kararlarının temel hak ve özgürlüklere dağılımına bakıldığında ilk üç sırada adil yargılanma hakkı (yüzde 54), mülkiyet hakkı (yüzde 26,7) ve ifade özgürlüğü (yüzde 5,7) olduğunu görüyoruz.”

Bu verilere göre, Anayasa Mahkemesinin ihlal bulduğu başvurular arasında ifade özgürlüğü şikayetlerinin önemli bir yeri olduğuna dikkat çeken Arslan, “İfade özgürlüğünün alanı geniştir. Özellikle bu özgürlükte esas olan serbestlik, istisna olan sınırlamadır. Bu bağlamda, kural olarak, şiddet ve terörü teşvik, nefret söylemi, tehdit ve hakaret dışında her türlü ifadenin hukuk düzenince korunması gerekir” ifadesini kullandı.

HUKUKU AYAK BAĞI OLARAK GÖREN BİR ANLAYIŞ AĞIR MALİYETLERE YOL AÇABİLİR

İfade özgürlüğünü sınırlama nedenlerinin başında gelen terör üzerinde durmak istediğini belirten Arslan, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Suçla ve terörle mücadele, sadece bireysel ve toplumsal hayatın vazgeçilmezi olan güvenliği sağlamak için değil, aynı zamanda başta yaşam hakkı ve ifade özgürlüğü olmak üzere tüm temel hak ve hürriyetleri korumak için de zorunludur. Bununla birlikte bu mücadelenin hukuk içinde sürdürülmesi de anayasal bir zorunluluktur. Buna uyulup uyulmadığını denetleme görevi yargıya, özellikle de anayasa mahkemelerine aittir. Terörle mücadele tarihinde demokratik devletlerin zaman zaman düştükleri bir tuzak vardır. Bazen hukuku bir kenara bırakarak ya da bir süre askıya alarak mücadele etme zorunluluğundan bahsedilir. Aslında bu tam da teröristlerin istediği şeydir. Hukuku ayak bağı olarak gören bir anlayış ve uygulamanın, verilen haklı mücadeleye gölge düşürebileceği ve uzun vadede ağır maliyetlere yol açabileceği bilinmektedir.”

"BİRÇOK İHLAL KARARI KANUNİLİK ŞARTI SAĞLANMADIĞI İÇİN VERİLMİŞTİR"

İnternet çağında ifade özgürlüğü ile ilgili konuların önem kazandığına vurgu yaparak internet üzerindeki sınırlamalara değinen Arslan, “Anayasal denetimde öncelikle bu sınırlamaların açık, anlaşılır ve öngörülebilir bir kanuni dayanağının olup olmadığına bakılıyor. Birçok ihlal kararı kanunilik şartı sağlanmadığı için verilmiştir. Eğer kanunilik şartı sağlanmışsa bu kez sınırlamanın başkalarının haklarını korumak gibi meşru bir amacının olup olmadığına bakılıyor” dedi.

"KARARLARIMIZ OKUNMADAN, YETERİNCE ANLAŞILMADAN ELEŞTİRİLMEKTEDİR"

Sağlıklı bir eleştirinin, okumayı ve okunanı doğru anlamayı gerektirdiğini söyleyen Arslan, Yüksek Mahkeme’nin kararlarına yönelik eleştirilere şu yanıtı verdi:

“Herhangi bir metni eleştirmek için öncelikle onu okuyup anlamak gerekir. Bu yargı kararları için de geçerlidir. Daha kararın gerekçesi bile yayımlanmadan tamamen varsayımlar üzerinden yapılan veya yayımlandıktan sonra okunmadan yöneltilen eleştiriler kamuoyunu yanlış bilgilendirme ve yönlendirme sonucunu doğurmaktadır.  Kararlara yönelik bazı eleştirilerden görüyoruz ki, kararlarımız okunmadan, bazen de okunduğu halde yeterince anlaşılmadan eleştirilmektedir.”

"ELEŞTİRİ ÖTESİNE GEÇEN İFADELERİN FAYDA GETİRMEYECEĞİ AÇIKTIR"

Arslan, izim vermeden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun eleştirilerini de şöyle yanıtladı:

"Eleştirinin eleştirilenler bakımından etkili ve faydalı olabilmesi büyük ölçüde kullanılan üsluba bağlıdır. Çoğu kez 'nasıl' söylediğiniz, 'ne' söylediğinizin önüne geçer. Hiç şüphesiz üslup ya da ifade tarzı da ifade özgürlüğünün güvencesi altındadır. Elbette herkes dilediği üslubu tercih etmekte serbesttir. Ancak yargı kararından ziyade kararı verenlere odaklanan ve eleştiri ötesine geçen ifadelerin fayda getirmeyeceği, zira eleştiriyi mecrasından uzaklaştıracağı açıktır."

"LÜTFEN KARARLARIMIZI ELEŞTİRİN"

Anayasa Mahkemesi’nin, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel hak ve özgürlükleri güvenceye alan demokratik hukuk devleti niteliğini korumaya çalıştığının altını çizen Arslan, “Bu vesileyle buradan kamuoyuna bir çağrıda bulunmak istiyorum. Anayasa Mahkemesine katkı yapmak istiyorsanız, lütfen kararlarımızı eleştirin. Eleştirileri gerçekten dikkate alıyor ve değerlendiriyoruz” dedi.

Son Güncelleme: 23.09.2020 14:07
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.