Sözleşme, AB Konseyinin onayının ardından AB müktesebatına dahil edilecek ve sözleşmeyi onaylamayan üye ülkeler için de bağlayıcı olacak.
AB, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin önlenmesi ve bununla mücadeleye ilişkin yasal olarak bağlayıcı ilk uluslararası belge olan İstanbul Sözleşmesi’ni 13 Haziran 2017’de imzalamıştı. AB ülkelerinin tamamı 2022 yılı Aralık ayı itibarıyla İstanbul Sözleşmesi’ni imzalamış ve 21 ülke meclis onay sürecini tamamlamıştı.
Ancak Macaristan, Slovakya, Letonya, Litvanya, Bulgaristan ve Çekya’nın imza atmalarına rağmen meclisten geçirmemeleri nedeniyle sözleşme yürürlüğe sokulamıyordu.
AB Adalet Divanı’nın 6 Ekim 2021 tarihli bilirkişi raporunda, Avrupa Birliği’nin İstanbul Sözleşmesi’ni tüm üye devletlerin onayı olmaksızın onaylayabileceğini teyit etmesi ise sürecin gidişatını değiştirdi. Adalet Divanı raporunda, AB’nin sözleşmeye katılımında uygun bağlamın, iltica ve suç vakalarında hukuki iş birliği ile AB kurumları ve kamu yönetiminin yükümlülükleri alanında olacağı belirtilmişti.
Avrupa Konseyi tarafından 2011’de imzaya açılan İstanbul Sözleşmesi, kadına karşı şiddetin önlenmesinin yanı sıra cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını ve ayrımcı uygulamalara son verilmesini öngörüyor.
İstanbul Sözleşmesi’nin ilk imzacılarından olan Türkiye, 20 Mart 2021’de Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile sözleşmeden çekilmiş, 1 Temmuz’da da söz konusu adım yürürlüğe girmişti.
Yoğun tartışmalara neden olan bu adıma muhalefet, sivil toplum kuruluşları ve kadın hakları savunucularının yanı sıra Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi ile çok sayıda Avrupa ülkesi ve Amerika Birleşik Devletleri tepki göstermişti.
Ancak tüm çabalara rağmen karar Danıştay tarafından onaylanmıştı.