T24'te yer alan habere göre, Atilla’nın avukatlarının Zarrab’ın çapraz sorgusunda, cezaevinde yaptığı bir telefon konuşmasını kullanması bekleniyor.Görüşmelerde Reza Zarrab'ın ABD'de tutukluyken telefonda konuştuğu Ahad isimli bir kişiye "ABD'de cezaevinden çıkmak ya da daha az ceza almak için yalan söylemek zorundasın" dediği iddia ediliyor.
Atilla'nın çapraz sorguyu gerçekleştiren avukatı Fleming, "Zarrab'ın şoförünün Türkiye sınırında, Rusya ile bağlantılı para aklama işleminde kullanılan 15 milyon dolar nakitle durdurulduğunu" öne sürdü. Zarrab iddiayı yalanlayarak şoförünün durdurulmadığını aktardı.
17:30 – Hakim Richard Berman yaptığı açıklamada, tarafların kamuoyuna açıklanan belgelerden bir kısmını erişime kapatmaya çalıştığını ve kendisinin de dosyaların tekrar erişime açılmasını talep ettiğini söyledi. Hakim Berman ayrıca Reza Zarrab’ın hapishane tapelerinin 'Brady' dosyasıyla aynı olmadığı, yani Savunma (Atilla)'nın temize çıkmasını sağlayacak şekilde yanlış biçimde haksız alıkonulmuş kanıt olmadığına hüküm getirdi.
17:33- Daha önce koruma emri kapsamında yer alan belgelere aşağıdaki adresten ulaşılabilir. Delillerin bir kısmı ise erişime açılmamıştı.
17:35 - Reza Zarrab 9 dakika boyunca oynatılacak tapelerin doğruluğunu teyit etti.
17:45 - İlk tapenin İngilizce çözümü kanıt dosyasına eklendi. Bir başka tape dinletilmesine başlandı.
18:00 - Dubai Gümrük Formu dosyaya kanıt olarak eklendi. Reza Zarrab dün hayali gıda ticareti ile ilgili verdiği ifadede, ürün alanına yanlışlıkla buğday yazdıklarını söylemiş, Dubai'de buğday yetişmediğini eklemişti.
18:10 - Kanıt dosyasına bir belge daha girdi. Zarrab dün bu belge için “Halkbank’la yaptığım İran ticaretini gösteren sistem” demişti.
18:41- Salonda Türkçe ses kayıtları dinletiliyor.
18.45 - Salonda ses kayıtları dinletildi ve doğrudan sorgu sona erdi. Çapraz sorgu başlıyor.
18.54 - Oturuma kısa bir ara verildi. Aranın ardından Mehmet Hakan Atilla'nın avukatları Reza Zarrab'ı sorgulamaya başlayacak.
19.05 - Duruşma yeniden başladı. Çapraz sorgu öncesinde tarafların üzerinde mutabık kaldığı şartlar okundu.
Zarrab'ın 'siyasi bağlantıları' olan avukatı dava dosyasına girdi
19:09 - Hakan Atilla’nın avukatları, Zarrab’a birtakım mesajlaşmalar gösterdi. Zarrab, kendisiyle avukatı arasındaki mesajlaşmaları okuduğunu söyledi.
2014 yılına ait mesajlar için Zarrab "Bunlar, siyasi bağlantıları olan avukatımla benim aramda geçen bazı yazışmalar" açıklamasında bulundu. Avukatın adının Mustafa Doğan İnal olduğu belirtildi. Savcı mesajlara ilişkin bir soru sormadan delil olarak dosyaya ekledi.
Yazışmaların Halkbank ve İran ile yapılan ticaretle ilgili olduğu sanılıyor.
19:20 - Duruşmada İran’a sevk edilen mallar anlatılıyor. Dondurulmuş tavuk butlarından bahsediliyor.
Savcı, İran'a yapılan 5,1 milyon avroluk dondurulmuş tavuk butu satış belgesine dair “Hiç dondurulmuş tavuk butu ticareti yaptınız mı?” diye sordu.
Zarrab: Hayır, efendim.
19:30 - Zarrab, 745 tonluk dondurulmuş tavuk budu satışına ilişkin bilgi veriyor. Satış, Zarrab'a ait Royal Denizcilik şirketi adına yapılmış.
Zarrab'a 5 milyon Euro tutarında 1.011 tonluk saf zeytin yağı ticaretine ilişkin sorular yöneltiliyor.
19:36 - Çarpraz sorgu başladı.
19:38 - ABD'li gazeteci Adam Klasfeld, Zarrab ile avukat Fleming arasında geçen diyalogları aktarıyor:
Fleming: Bizle görüşmeyi reddetmiştiniz.
Zarrab: Bu hanımla iki defa görüştük... Bir değil, iki defa görüştük. Bu nedenle de bir defasında görüşmeyi reddettim hanımefendi.
Soru: Atilla'nın avukatları tarafından, kendi avukatlarınızın şahitliğinde sorgulanmayı kabul etmediniz, doğru mu?
Zarrab: Evet, sayın Hakan Atilla'nın avukatlarıyla görüşmeyi reddettim.
Fleming: Atilla ve avukatlarının sizle ilgili talep belgelerinde söylediklerine kızgınlığınızdan dolayı böyle yaptınız, doğru mu?
Zarrab: Hayır kesinlikle doğru değil.
Soru: Avukatınızın bize söylemesini istediğiniz şey bu değil miydi?
Zarrab: İletmelerini istediğim şeylerden biri de buydu.
19:40 - Çapraz sorguyu gerçekleştirecek olan Fleming Ruvoldt PLLC avukatlık bürosundan Cathy Ann Fleming kendisini Zarrab'a tanıtıyor. Zarrab'la daha önce Federal Hapishane, Metropolitan Gözaltı Merkezi'nde karşılaştıklarını söylüyor.
19:42 - Soru: Hakan Atilla'ya hiç rüşvet vermediniz, doğru mu?
Zarrab: Hayır, Atilla'ya hiç rüşvet vermedim.
Soru: Ve Atilla da sizden hiç para talebinde bulunmadı?
Zarrab: Bu doğru, Atilla benden hiç para talep etmedi.
19:43 - Zarrab, Atilla'nın telefon kontakları arasında dahi bulunmadığını söyledi.
19: 45 - Soru: Sizden hiç bir zaman hoşlanmadığının farkında mıydınız?
Zarrab: Evet, doğru.
Soru: Ve Halkbank ile iş yaptığınız dönemde, Atilla'yı Süleyman Aslan'a şikayet ettiniz.
Zarrab: Bazen efendim.
Duruşmada ayrıca Zarrab'ın Süleyman Aslan'la bir telefon konuşmasında Atilla için "çarka çomak sokan biri" dediği belirtiliyor.
Atilla’nın avukatı, Zarrab’ın mahkemede gösterilen temaslarının kendi müvekkilinden çok eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’la yapıldığına dikkat çekti.
19:52 - Soru: Hakan Atilla'nın sesinin de bulunduğu dörtten fazla görüşmeyi dinlediniz mi?
Zarrab: Dört tane dinledim. Bununla ilgili herhangi bir şey hatırlamıyorum.
20:00 - Hakan Atilla'nın avukatı Fleming, Zarrab'ın WhatApp mesajlaşmaları hakkında koınuşuyor. 22 Kasım 2013’e kadar olan mesajlaşmalarda Zarrab ile Atilla ile sadece 16 mesajlaşma var.
Fleming'in bahsettiği WhatApp konuşmaları 49 sayfa.
(Zarrab daha önce özel ve gizli konuları WhatsApp üzerinden konuştuklarını aktarmıştı)
20:10 - Ekim 2012'de İran ticaretiyle ilgili bir toplantıdan bahseden Fleming, Zarrab'ın bu toplantıya Hakan Atilla'nın da katıldğını söylediğine dikkat çekerek, Zarrab'ın kürsüde verdiği ifadenin, FBI'a verdiği ifadeden farklı olduğunu öne sürdü.
20:12 - Zarrab, İran’a giriş yasağı olup olmadığına dair soruya “Bildiğim kadarıyla yok” yanıtı verdi. Yaşam tarzı nedeniyle ülkesine gitmediğini ifade etti.
20.14 Zarrab, 2012 yılı sonuna kadar Hakan Atilla ile tanışmadığını iddia etti.
20:15 - Soru: İfadenizde ayrıca Atilla'nın da olduğu bir dizi toplantıdan bahsettiniz. Atilla ile "bir avuç" denecek kadar bir araya geldiğiniz doğru mu?
Zarrab: Doğru.
Soru: Yani yaklaşık beş kez.
Zarrab: Ben iki elin parmaklarını kastetmiştim.
Soru: "Bir avuç" denecek kadar demiştiniz.
Zarrab: Savcılığa, Hakan Atilla ile çok fazla toplantı yapmadığımı ifade etmiştim ve bu doğrudur.
Zarrab "şofönün Rusya ticaretiyle bağlantılı 15 milyon dolar nakit para taşırken yakalandığı" iddiasını yalanladı
20:20 - Soru: Türkiye dışında ülkelerde de para transferi ve kara para aklama sistemlerine karıştınız. Bu doğru mu?
Zarrab: Türkiye dışında da İran ticaretiyle ilgili para transferlerine karıştığım doğrudur.
Soru: Rusya'da?
Zarrab: Hayır, bu doğru değil. Şoförüm hiçbir zaman Rusya işlemleriyle bağlantılı 15 milyon dolar nakit taşırken durdurulmadı.
Soru: Bu tutarda parayı taşırken Türkiye sınırında durdurulmadı mı?
Zarrab: Hayır
Gana'dan gelen 1,5 ton altın yüklü uçak
20:22 - Sorguda, Gana'da 1.5 ton altın yüklü bir uçakla ilgili sorular soruluyor. Altın tüccarı olan Zarrab, kendisi için böyle bir uçak gönderildiğini doğruluyor.
Zarrab: Bir keresinde Babek Zencani bana satmam için 1,5 ton altın göndermişti. Zencani’yle işlerimden ötürü İran’a gitmek zorunda kalıyordum.
"Yalan söylemenin ABD'de hapisten çıkmanın en hızlı yolu olduğunu söyledim"
20:25 - Zarrab çapraz sorguda "yalan söylemenin ABD hapishanesinden çıkmanın en hızlı yöntemi olduğu" şeklindeki sözlerini kabul etti.
Zarrab ve savcılık arasındaki anlaşmanın detayları geliyor. Zarrab davadan sonraki herhangi bir aşamada yeni bir kefaletle serbest kalma başvurusu yapılabileceğini söyledi.
20:27 - Avukat tape dinletmeden önce sordu:
“Anlaşmanız gereği Sadece gerçekleri söyleyeceksiniz ve bundan sonra hiç suç işlemeyeceksiniz değil mi?”
Avukat: “Fakat anlaşmanız gereği daha fazlasını yapmanız gerektiğini, soruşturmaya ve diğerleri hakkındaki davalarda da yardım etmek zorunda olduğunuzu biliyorsunuz değil mi?”
Zarrab: Neyin altına imza attığımı kelime kelime anımsamıyorum ama genel olarak evet.
Avukat: Size yıllarca hapis yatma cezasıyla karşı karşıya bulunduğunuzu söylediler değil mi?
Zarrab: Evet efendim, doğrudur.
20:33 - ABD'li gazeteci Katie Zavadski'nin aktarımına göre, Zarrab, işbirliği yapmayı ilk kez Ağustos 2016’da, Mehmet Hakan Atilla’nın tutuklanmasından önce önerdiğini ifade etti.
Zavadski, “Bu, her şeye yeni bir perspektif getiriyor. Erdoğan’ın onu kurtarmaya çalıştığı sırada Zarrab çoktan işbirliği önermiş” mesajını paylaştı.
Zarrab, iş birliği teklif etmesine rağmen bu dönem iş birliği yapmadığını söyledi.
Zarrab Giuliani ve Mukasey'i 'siyasi aracı' olarak kullandığını kabul etti
20:40 - Reza Zarrab'ın avukatlarından birisi, eski New York Belediye Başkanı ve ABD Başkanı Donald Trump'ın seçim kampanyasındaki önemli destekçilerinden Rudy Giuliani, diğeri ABD'nin eski Adalet Bakanı Michael Mukasey'di.
Fleming'in sorgusu şöyle devam etti:
Soru: Avukatlarınız siyasi aracıları kullanarak bırakılmanızı garantilemeye çalıştı mı?
Yani Rudy Giuliani ve Michael Mukasey?
Yanıt: Hukuka uygun olarak, bazı çabalarda bulundukları doğru.
Bu diyaloğun ardından avukat, Giuliani ve Mukasey üzerinden "kendini sağlama alma" çabalarının başarısız olması sonucu Zarrab'ın "öfkelendiğini" savundu.
Davanın önceki duruşmalarında neler oldu?
Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın tek sanık olarak hâkim karşısına çıktığı davanın ilk duruşmasında Savcı Yardımcısı David Denton, Reza Zarrb’ı “yıldızlı tanık” olarak niteledi.
Zarrab'ın aleyhinde tanıklık yapacağı Hakan Atilla'nın avukatları ise ilk sözlerinde, gerçek ‘suç ortağının’ eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan olduğunu söyledi.
Atilla'nın avukatı Victor Rocco, savcılığın Reza Zarrab'ın sırtını sıvazladığını belirterek, "Yüksek makamlara ayakkabı kutularında rüşvet yollayan Atilla değil Zarrab'tı. Sanık sandalyesinde oturması gereken Reza Zarrab" dedi. Rocco, "Süleyman Aslan, Zarrab'tan 'utanmazca' rüşvet aldı" iddiasında bulundu.
Reza Zarranb’ın ‘tanık’ sıfatıyla mahkemeye getirildiği ikinci duruşmada ise Zarrab, eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın, eşi Ebru Gündeş'in ünlü bir isim olması nedeniyle başlangıçta kendisiyle çalışmak istemediğini söyledi. Daha sonra konuyu dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'a taşıdığını ifade eden Zarrab, Halkbank ile bağlantının kurulması için Zafer Çağlayan'a toplamda 45 ila 50 milyon Euro, 7 milyon dolar, 2,4 milyon Türk Lirası ve 300 bin İsviçre Frankı rüşvet verdiğini söyledi.
Zarrab ifadesinde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın damadı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın genel müdür olduğu Çalık Holding'e ait Aktif Bank'ta hesap açtırmak için eski AB Bakanı Egemen Bağış'tan yardım istediğini söyledi. "Bağış aracılığıyla Aktif Bank Genel Müdürü ile görüştüğünü ve bu sayede bankada hesap açtığını" belirten Zarrab, "Hesap günlük 5-10 milyon Euro'luk işlem hacmi ile başladı" ifadesini kullandı.
Zarrab, davanın tutuklu sanığı eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla hakkında ise "Yaptırım kuralları hakkında bankadaki en bilgili kişi. Oluşturduğumuz yapının Amerikan yaptırımlarıyla uyumlu gözükmesi için katkıda bulundu" diye konuştu.
Davanın üçüncü günüde dönemin Başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın adı ilk kez geçti. İran'la Halkbank üzerinden yürütülen altın ticaretine Vakıfbank ve Ziraat Bankası'nın da dahil olmak istediğini öne süren Zarrab, Vakıfbank ve Ziraat Bankası'nın dahil edilmesi için dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'dan talimat aldığını iddia etti.
İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC) yetkilileri ile dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan arasındaki görüşmeleri anlatan Zarrab, o dönem Halkbank'ın Genel Müdürü olan Süleyman Aslan ile sanık Mehmet Hakan Atilla'nın da toplantılarda olduğunu ifade etti.
Duruşmada Çin pazarında girmeye çalıştığını söyleyen Reza Zarrab, İran’la iş yaptığı için Çin’de sorun yaşadığını ve dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler'den yardım istediğini söyledi.Barış Güler'in kendisine danışmanlık yaptığını ifade eden Zarrab, "Babası Muammer Güler'e benim için Çin'deki bankalara referans mektubu yazdırması için Barış Güler'e 100 bin dolar verdim" dedi.
Zarrab, dün "45-50 milyon Euro, 7 milyon dolar ve 2,4 milyon Türk lirası rüşvet verdim" iddiasında bulunduğu Zafer Çağlayan için "Zafer Çağlayan'dan habersiz hiçbir şey yapmadım, şirketimin kayıtlarını bazen kontrol ederdi" ifadesini kullandı.
"Süleyman Aslan'a rüşvet vermek için Zafer Çağlayan'dan izin istediğini" söyleyen Zarrab "Süleyman Aslan'a rüşvet vermek Çağlayan'a rüşvet vermekten daha önemliydi zira Aslan kapının nihai bekçisiydi" dedi.
Zarrab'ın üçüncü kez hâkim karşısına çıktığı jürili duruşmanın dördüncü gününde ise, Zarrab, ABD'nin İran'a yönelik ambargoları sıkılaştırmasının ardından "gıda tedariki" görünümde altın ticaretine devam edildiğini söyledi.
Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve eski İçişleri Bakanı Muammer Güler'in fotoğraflarının delil olarak dosyaya girdiği duruşmada Zarrab, Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla'ya 50 miyon Euro tutarındaki bir uluslararası işlemi sorduğunu anlattı.
Bankanın bu işlem için bir belge istediğini söyleyen Zarrab bunun kendisini endişelendirdiğini çünkü ticaretin aslına dair istenen belgeyi elde etmenin imkansız olduğunu belirtti. Aslan'ın ise buna "Bu konuyu ben çözeceğim, sorun değil Rıza bey" diye karşılık verdiğini iddia etti.
Zarrab'ın tanık olarak ifade vermeye devam ettiği dördüncü duruşmaya Mehmet Hakan Atilla'nın avukatlarının paylaştığı belgeler damga vurdu.
Yargıç Berman'a hitaben bir mektup kaleme alan Atilla'nın avukatları 15 Eylül 2016'da Zarrab ile Ahad isimli bir şahsın telefon görüşmesini aktardı. Söz konusu telefon görüşmesinde, Zarrab'ın ihtiyaç durumunda hapisten dışarı çıkmak ya da daha az bir ceza almak için yalan söylemeyi Ahad isimli kişiyle konuştuğu belirtildi. Savunma avukatları tarafından yazılan mektupta, "Zarrab, daha az ceza almak için bir ifade uydurmak konusunda istekli olduğunu ifade ediyor" cümlesi kullanıldı.
Duruşmada ayrıca Reza Zarrab'ın cezaevinden yaptığı telefon görüşmelerinin kayıtları da paylaşıldı. Reza Zarrab davasının dosyasına giren tapede Zarrab ile bir kişi arasında geçen konuşmada, "Bekir ve Mevlüt isimli iki kişi ile 'Beyefendi'nin Başkan Obama’yı arayacağı" ifadesi yer alıyor. Tape kayıtlarından Zarrab'ın avukatı Şeyda Yıldırım'ın da Erdoğan ile iletişim halinde olduğu izlenimi ortaya çıkıyor.