Öğretim üyeleri, bugün de cüppelerini giyerek Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü binasına arkalarını döndü. Hocalar, burada yaptıkları basın açıklamasında, rektör protestoları sırasında bugüne kadar 500'ü aşkın kişinin gözaltına alındığını, 11 kişinin tutuklandığını, 26 kişi hakkında ev hapsi kararı verildiğini, 250 kişi hakkında ise adli kontrol tedbirlerinin uygulandığını belirterek, "Anayasal hakları hiçe sayan bu uygulamalara derhal son verilmesini talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın "Boğaziçi Üniversitesi’nde bu provokatörlerin içerisinde yer alan bir kadındır" dediği Prof. Dr. Ayşe Buğra’ya da destek veren öğretim üyeleri "Prof. Dr. Ayşe Buğra, mesnetsiz ve çirkin ithamlara maruz kaldı. Hocalarımız yalnız değildir" dediler.
"ATANMIŞ REKTÖR VE YARDIMCILARINI İSTİFAYA DAVET EDİYORUZ"
Boğaziçili akademisyenlerin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"-Gayrimeşru rektör atamasının üzerinden tam 6 hafta geçti. Ülke çapında yapılan protestolarda bugüne kadar 500’ü aşkın kişi gözaltına alındı. Resmi rakamlara göre tutuklananların sayısı 11’e, ev hapsi verilenlerin sayısı 26’ya, adli kontrol şartıyla tahliye edilenlerin sayısı 250’ye ulaştı. Anayasal hakları hiçe sayan bu uygulamalara derhal son verilmesini talep ediyoruz.
-Cumhurbaşkanlığı kararıyla üniversitemize iki yeni fakülte açılacağını öğrendik. 12 Eylül askeri rejiminden sonra ilk defa Boğaziçi Üniversitesi’ne dayatılan ve Anayasa’nın 130. Maddesiyle güvence altına alınmış olan üniversitenin bilimsel özerklik ilkesini hiçe sayan bu kararı kabul etmiyoruz.
-Bu hafta başında üniversitemizden iki meslektaşımızın rektör yardımcısı olarak göreve başladığını öğrendik. Bu görevlendirmeler okul kamuoyunun bilgisi dışında atanan meslektaşlarımızın bireysel inisiyatifleri ile gerçekleşmiştir. Kolektif irademizi hiçe sayarak gayrimeşru rektörle çalışmayı kabul eden meslektaşlarımız özerk ve demokratik üniversite idealimizi açıkça ihlal etmektedir. Meslektaşlarımızı istifaya davet ediyoruz.
-Bu hafta da çeşitli medya platformlarında mücadelemize dair asılsız iddialar yer aldı. Karalama kampanyası ve tehditler devam etti. Emekli öğretim üyemiz Prof. Dr. Ayşe Buğra, mesnetsiz ve çirkin ithamlara maruz kaldı. Başından beri mücadelemizi beraber yürüttüğümüz, her biri alanında saygıdeğer bilim insanları olan hocalarımız yalnız değildir. Muhatapları için son derece endişe verici olan bu nefret söylemleri aynı zamanda hepimizin parçası olduğu kamusal alanın varlığını da tehdit etmektedir.
-Üniversite Yönetim Yapılanması Çalışma Komisyonu’nun hazırladığı ‘Üniversite Yönetim Reformuna Dair’ ön rapor geçen hafta YÖK’e gönderilmişti. Bu hafta YÖK Başkanı’nın daveti üzerine dekanlar, yüksekokul müdürleri ve komisyon başkanından oluşan bir heyet kendisi ile görüştü. Bu reformun içeriğine dair önerilerimizi ve görüşlerimizi çeşitli kanallardan paylaşmaya devam edeceğiz.
-Bu hafta yurt içi ve yurt dışından pek çok üniversite ve lisenin hoca, öğrenci ve mezunlarından çeşitli derneklerden, meslek odalarından, yazar ve sanatçılardan 40 gündür sürdürdüğümüz mücadeleye destek ve dayanışma açıklamaları geldi. Bu açıklamalar bize güç veriyor.
-Kampüsümüzün içi ve etrafındaki polis ablukasının hemen kalkmasını bir kez daha talep ediyoruz, atanmış rektör ve yardımcılarını istifaya davet ediyoruz. Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz."