Öğretim üyeleri, açıklamalarında "Özerk ve demokratik üniversite mücadelemize devam ettiğimizi kamuoyunda duyuruyor bir kez daha atanmış rektörü istifaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı. Öğretim üyeleri, kampüsteki sivil polis varlığı ile hoca ve öğrencilerin faaliyetlerinin sürekli bir gözetim altında tutulmaya çalışıldığını söyledi.
"ATANMIŞ REKTÖRÜ İSTİFAYA DAVET EDİYORUZ"
Açıklamada, öğretim üyelerinin, rektörlük atama süreci ve bu atamaya yönelttikleri itirazlarla ilgili bu hafta gerçekleştirilen etkinlikleri şöyle sıralandı:
"- Üniversite dışından ve üniversite bileşenlerine danışılmadan yapılan atamanın üzerinden 4 hafta geçti. Bu gayrimeşru atama üniversitemizin idari işleyişini felce uğratmış olsa da bizler bu dört hafta içerisinde derslerimizi aksatmadan bitirdik. Geçtiğimiz haftalarda olduğu gibi hocalarımız bu hafta da rektör yardımcılığı, danışmanlık ve genel sekreterlik tekliflerini reddetmeye devam etti. Senatomuz ve yönetim kurulumuz atanmış rektörle görüşmedi.
-Üniversitenin tüm bileşenleri taleplerini ve nasıl bir üniversite istediklerini tartıştıkları toplantılar düzenlemeye devam ettiler.
-24 Ocak 2021 Pazar akşamı 300’e yakın Boğaziçi hocasının katılımıyla rektör ataması krizinin ele alındığı çevrimiçi bir forum daha gerçekleştirildi. Mücadelemizin hukuki, kurumsal ve iletişim boyutlarını takip edecek, geliştirecek ve kamuoyu ile paylaşacak komisyonlar kuruldu.
-Üniversitelerde yönetim yapılanması çalışma komisyonu bir ön rapor yayınladı ve rektör seçimleri ile ilgili kamuoyunu yanıltan iddiaları çürüttü. Rapora göre 29 Avrupa ülkesinde ki tümü kamu kaynakları ile desteklenen üniversitenin rektör belirleme süreçleri şeffaflıkla ve bütün üniversite paydaşlarının görüşleri, katkıları ve olayları alınarak yürütülüyor. Rapor, demokratik usullerle yürütülen rektör belirleme süreçlerinin üniversite başarılarında temel bir etmen olduğunun altını çiziyor.
-Bu hafta da birçok basın ve yayın organında özerk ve demokratik üniversite yönetimi talepleri seslendirmeye devam ettik. 1 Ocak ataması kapsamında YÖK’ün adayların performansını nasıl değerlendirdiğini, Cumhurbaşkanına sunulan raporları hangi kriterlere dayandığını sorgulayan yazılar yazıldı.
-Tüm sessizleştirme çabalarına karşın üniversiteyi sosyal ve siyasal meselelerin özgürce tartışıldığı bir kurumsal alan olarak tahayyül eden toplantılar gerçekleştirildi. 2008 yılından beri kesintisiz bir şekilde düzenlenen Hrant Dink İfade Özgürlüğü Konferansı bu yıl da Rakel Dink’in katılımı ile 28 Ocak günü çevrimiçi olarak yapıldı. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı ‘Kelepçesiz Üniversite’ açık ders dizisi 26, 27 ve 28 Ocak'ta devam etti. Öğrencilerimiz rektörlük atama krizine konu eden sanat eserleri sundukları bir açık hava sergisi düzenlediler.
"KAMPÜS HAYATIMIZA YÖNELİK TACİZ VE ŞİDDETİ KINIYORUZ"
-Bu hafta da üniversitenin özgürlüğünü tehdit eden birçok gelişme yaşadık. Öğrencilerin sergilediği eserler toplatıldı ve eserlere el kondu. Herhangi bir demokratik teamüle uymayan bu uygulamanın derhal düzeltilmesini, eserlerin iadesini ve serginin yeniden kurulmasına talep ediyoruz. Kampüsümüzde artarak devam eden sivil polis varlığı ile hoca ve öğrencilerimizin faaliyetlerinin sürekli bir gözetim altında tutulmaya çalışıldığını gözlemliyoruz. Bu hafta LGBT Kulübü'nün odasına bir saldırı gerçekleştirildi. Öğrencilerin kampüs içinde barışçıl tepkilerini göstermek amacıyla rektörlük binası önünde kurdukları nöbet çadırı özel güvenlik birimlerinde zor kullanılarak kaldırılmak istendi. Özgürlükçü ve çoğulcu kampüs hayatımıza yönelik bu taciz ve şiddeti kınıyoruz. Kampüsümüzün içi ve etrafındaki polis ablukasının hemen kalkmasını bir kez daha talep ediyoruz. Son olarak özerk ve demokratik üniversite mücadelemize devam ettiğimizi kamuoyunda duyuruyor bir kez daha atanmış rektörü istifaya davet ediyoruz."