CHP’li Yılmaz, Bilirkişilik Kanun Tasarısı’nın görüşmelerinde Türkiye’nin 14 yıldır her şeyi çok iyi bildiği sanan bir tek kişinin anlayışıyla yönetildiğini belirterek, “Ülkemizde her şeyi bilen bir bilirkişi var. Ama biz sizi çok iyi biliyoruz. Biz sizi Bakara’dan, makaradan iyi biliriz. Biz sizi mücahitlikten, müteahhitlikten, rantlarınızdan, katlarınızdan, kutu kutu, bakan bakan biliriz” diye konuştu. CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, Bilirkişilik Kanun Tasarısı görüşmelerinde Türkiye’nin 14 yıldır her şeyi bilen, bildiğini sanan bir tek kişinin anlayışıyla yönetildiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın farklı tarihlerde, farklı konularla ilgili söylediği “Biz iyi biliriz” sözlerini genel kurula dinleten Yılmaz, “Asıl biz sizi iyi biliyoruz. Biz sizi Bakara’dan, makaradan iyi biliriz. Biz sizi mücahitlikten, müteahhitlikten, rantlarınızdan, katlarınızdan, kutu kutu, bakan bakan biliriz. Ama bilin ki hasat zamanı bitti hesap zamanı geliyor. Bu yaptıklarınızın hesabını hem sandıkta hem de hukuk önünde vereceksiniz” diye konuştu. “BİLİRKİŞİLİK KANUN TASARISI YENİ SORUNLAR YARATACAK” Yılmaz, Bilirkişi Kanun Tasarısı’nın görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada, Bilirkişilik Kurumu’nun yargı sisteminin en sorunlu ve en fazla eleştiri alan konularından biri olduğunu belirterek, “Bu kuruma yönelik eleştiriler daha çok mesleki yetersizlik, liyakatsizlik, raporların kalitesizliği, rapor sürelerinin uzunluğu, bilirkişiye başvuruların fazlalığı, rapor standartlarının oluşmaması, yargı yetkisinin bilirkişiye devredilmesi gibi başlıklar altında yoğunlaşmaktadır. Tasarının genel gerekçesinde tüm bu görüşlere etraflı bir şekilde yer verilmiştir, ancak bu haliyle sorunu çözmeye odaklı ve objektif bir düzenleme olmaktan ziyade yürütmenin yargı üzerindeki etkinliğini artıran ve buna bağlı yeni sorunlar yaratacak olan bir düzenlemedir” dedi. “İKTİDAR DEMOKRASİYİ ÇÜRÜTMEK İSTİYOR” Eğitim sistemini 15 kez sistem değişikliğiyle çürütüp, amacını ve işlevini kaybettiren iktidarın, yargıyı çürütme ve adalete olan güveni kaybettirme çalışmalarını bu tasarılarla tamamlamak üzere olduğunu vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti: “Bu yapılanların iş bilmezlikten değil, bilinçli ve sistemli bir şekilde demokrasiyi çürütme ve devleti ele geçirme niyetinden kaynaklandığını çok iyi biliyoruz. Sorunları çözmek yerine sorunları yönetmek ve istismar etmekten vazgeçmedikçe biz hiçbir sorunumuzu çözemeyiz. İktidara verilen oyların devleti ele geçirmek için değil seçildiği dönemle sınırlı olmak üzere devleti yönetmek için verildiğini idrak etmedikçe biz hiçbir sorunumuzu çözemeyiz ve keza ‘Biz hukuka uymayacağız, hukuk bize uydurulsun’ sözleri fütursuz bir suç ikrarı olarak kabul görmedikçe biz sorunlarımızı çözemeyiz.” Yılmaz, bilirkişilik faaliyetinin merkezileştirilmesi ve yürütmeye bağlanmasının tasarının temel karakterini oluşturduğunu belirterek, bu amaçla tasarıya üç merkezi yeni yapı konulduğunu, bunların Bilirkişilik Daire Başkanlığı, Bilirkişilik Bölge Kurulları ve Bilirkişilik Danışma Kurulu olduğunu anlattı. “HER ŞEYİ BİLEN BİR BİLİRKİŞİMİZ VAR” CHP’li Yılmaz, bir tek kişinin iradesine tabi olmadan parlamentodaki her bir milletvekilinin iradesinin serbestçe ortaklaştığı işleyişlerin Meclis çalışmalarına hakim kılınması gerektiğini vurgulayarak, “Ancak maalesef, bu durum şu an için olanaklı görünmüyor. Çünkü ülkemiz on dört yıldır her şeyi, hepimizin toplamından daha iyi bilen, bildiğini sanan bir tek kişinin anlayışıyla yönetiliyor. Çünkü ülkemizde her şeyi bilen bir bilirkişi var” diye konuştu. “BİZ SİZİ BAKARA MAKARADAN, KUTU KUTU BAKAN BAKAN BİLİRİZ Bir gün herkesin ardından olduğu gibi AKP’nin siyasi mevtaya dönüştüğü gün ardından “Nasıl bilirdiniz?” diye sorulacağını ifade eden CHP’li Yılmaz, şöyle devam etti: “Ben o sözü şimdiden söyleyeyim: ‘Biz sizi iyi biliriz; biz sizi hem de çok çok iyi biliriz.’ ‘İki ayyaş’ diye söze başlayıp, sıkıştığınız yerde genel merkezinize astığınız dev Atatürk resminden ikiyüzlülüğünüzü de biliriz. Her ulusal bayramda, her 10 Kasım’da nükseden hastalıklarınızdan biliriz. Ve sizi beraber yürüdüğünüz yol arkadaşlarınızdan ta Bank Asya açılışlarından biliriz. Yine, bu kürsülerden okyanus ötesine hasret sözlerinizden, zırhlı arabalarınızdan biliriz. Biz sizi kumpas savcılığınızdan beri parsel parsel biliriz. Ve BOP eş başkanlığından, IŞİD'e ‘öfkeli kalabalık’ demenizden, tırlar dolusu biz sizi biliriz. Biz sizi Parlamentoya bypaslarınızdan, yargıya yaptığınız kumpaslarınızdan biliriz. Ve biz sizi, dostlarınızı, düşmanlık ettiklerinizi çok iyi biliriz. Biz sizi Uludere’den, Suruç’tan, Diyarbakır’dan biliriz. Ve yine vatandaşa ‘Takla at da göreyim’ demenizden, çiftçiye ‘Ananı al git!’ sözlerinizden, ‘Üç beş Mehmet öldü diye Meclis toplanmaz’ demenizden biz sizi iyi biliriz. Biz sizi garın önünde bedeni parçalanan 101 barış gönüllüsünden biliriz. Metin Lokumcu’yu öldüren biber gazınızdan, Dilek Doğan’a sıktığınız o kirli mermiden biliriz. Berkin’i Esma’dan ayırıp, annesini yuhalatmanızdan meydan meydan biliriz. ‘Allah’ın lütfu’ dediğiniz darbe fırsatçılığınızdan, ekmeğini elinden aldığınız öğretmenden, ithalatçıya kurban ettiğiniz çiftçiden, madenciler için ‘Güzel öldüler’ demenizden, madenci yakınlarına attığınız o tekmelerden biliriz biz sizi. Ve çürütülen ahlaki ve inançsal değerlerden, ‘Çalıyorlar ama alınları secdeye değiyor’ demenizden, Bakara’dan makaradan biz sizi çok iyi biliriz. Biz sizi mücahitlikten, müteahhitlikten, rantlarınızdan, katlarınızdan, kutu kutu, bakan bakan biz sizi biliriz. Biz sizi çok çok iyi biliriz. Ve siz her şeyi biliyorsunuz ama bilmediğiniz bir tek şey var. Bu yaptıklarınızın, bu saydıklarımın hesabını vermeyiz sanıyorsunuz. Bunu bilmiyorsunuz. Ama bilin ki hasat zamanı bitti hesap zamanı geliyor. Bu yaptıklarınızın hesabını hem sandıkta hem de hukuk önünde vereceksiniz.”