Basın özgürlüğü tespiti: Kısıtlama değil, mutlak yasak var!
"Gazeteler Saray'da basılsa, televizyonlar AKP'ye taşınsa da gerçekler gizlenemez"
CHP İstanbul milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Sezgin Tanrıkulu, "Tüm gazeteler Saray'da basılsa, tüm televizyon kanalları stüdyolarını AKP Genel Merkezi'ne taşı bile hakikatler gizlenemez" dedi. Türkiye'de basın özgürlüğü konusunda "Basına ve Kamuoyuna" başlıklı yazılı bir açıklama yapan Tanrıkulu, "Türkiye’de basın özgürlüğünün kısıtlanmasından söz etmek artık mümkün değildir. Çünkü Türkiye’de bir kısıtlama yok, mutlak bir yasaklama vardır" tespitini paylaştı. Tanrıkulu'nun açıklaması şöyle: HEDEF, LİNÇ, KURŞUN... "19'u tutuklu, 18'i hükümlü olmak üzere toplam 37 gazetecinin hapiste bulunduğu Türkiye’de basın özgürlüğünün kısıtlanmasından söz etmek artık mümkün değildir. Çünkü Türkiye’de bir kısıtlama yok, mutlak bir yasaklama vardır. Türkiye’de iktidarın doğrudan güdümünde olmayan her türlü basın faaliyeti yoğun bir baskı altında tutulmaktadır. Gerek yargı gerekse kolluk güçlerinin fiili baskıları neticesinde Türkiye’de kamuoyuna gerçekleri aktarmayı görev bilmiş basın kuruluşları doğrudan hedef alınmaktadır. Tek tek gazeteciler linçlere maruz bırakılmakta, adliye binaları önünde gazeteciler kurşunlanmakta, haber takibi yapan muhabirlerin başlarına silah dayanmaktadır. AKP iktidarı sayısız ihlal ve suçla beraber basın üzerindeki korkunç baskı politikalarıyla da hatırlanacaktır. Kamuoyunun bilgiye erişim hakkını engelleyerek her türlü hukuksuz uygulamasını, rüşvet ve yolsuzlukları, insan hakları ihlallerini görünmez kılabileceğini zanneden AKP iktidarı beyhude bir çaba içindedir. Her ne kadar internet üzerinde de mutlak hakimiyet kurmaya çalışsa da AKP ve onun emrindeki yargı, kamuoyunun tüm hakikatlerden uzak tutulması mümkün değildir. Gerçeklerin er veya geç su yüzüne çıkmak gibi bir huyu vardır! BU DÜZEN SABİT KALACAK ZANNEDİLMESİN Diğer yandan gazetecilere başta Cumhurbaşkanına hakaret adı altında uygulanan hukuk görünümlü cadı avı, diğer yandan işsiz bırakma tehdidi, sayısız gazeteciyi mesleğinden uzaklaştırmaktadır. Sendikasızlaştırma, güvencesiz kılma ve biat edene iş, etmeyene de hapis yolu gösteren bu düzenin sabit kalacağını kimse zannetmemelidir. Tarih boyunca iktidarlar basını baskılamaya çalışmış ama tarihe karışanlar hep baskıcılar olmuştur. Onurlu gazetecilere de o baskı dönemlerini yazmak kalmıştır. HIZLA 180. SON SIRAYA DOĞRU YOL ALIYORUZ Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün 2016 Dünya Basın Özgürlüğü Raporu, Türkiye’nin önceki yıla göre 2 basamak daha gerileyerek 180 ülke arasında 149. sıraya yerleştiğini göstermektedir. Tacikistan ile Demokratik Konga Cumhuriyeti arasında yer alan Türkiye, hızla 180. sıraya doğru yol almaktadır. GAZETELER SARAY'A, TELEVİZYONLAR AKP'YE TAŞINSA DA... Ancak Türkiye’yi bir suskunlar, sessizler cumhuriyeti haline getirmeye çalışanlar bilmelidir ki bu ülkedeki tüm gazeteleri Başbakanlık ve Saray binasında basmaya, tüm TV ve radyo kanallarının stüdyolarını AKP genel merkezine taşımaya başlasalar da halka hakikatlerin ulaşmasına engel olamazlar! Bu vesileyle gerek hapiste gerekse adliye koridorlarında veya işsizlik kıskacında olmayı göze alarak toplumu bilgilendirme ve hakikatlerden haberdar etme görevini inatla sürdüren tüm gazetecileri saygıyla selamlıyorum."Son Güncelleme: 03.06.2016 13:39