CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Tarım Politikalarından Sorumlu Başdanışmanı ve Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu başlayan ayçiçeği hasadı ile birlikte Türkiye'nin petrolden sonra en fazla döviz ödediği kalemlerden ve bitkisel yağlardan en önemlisi olan ayçiçeğinin ve ayçiçeği üreticilerinin durumu özetleyen bir rapor hazırladı. 17 Ağustos 2016 Çarşamba günü bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de geniş kapsamlı bir basın açıklaması yapacağını da duyuran Gaytancıoğlu’nun söz konusu raporu ektedir. "Türkiye’de tüketicilerce en çok tercih edilen yağlı tohumlu bitki ayçiçeğidir. Ayçiçeği, Türkiye’nin ağırlıklı olarak Marmara Bölgesinde üretilmektedir. Ayçiçeğinin en büyük alıcılarından biri de bir çiftçi kuruluşu olan Trakya Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifler Birliği olan kısa adı Trakyabirlik’tir. Yıllara göre değişmekle birlikte genel olarak Türkiye nin yılda 3 milyon ton ayçiçeğine ihtiyaç bulunmaktadır. Türkiye yine bunu yaklaşık 1-1,2 milyon tonunu üretmekte geri kalan 2 milyon tonluk kısmını ithal etmektedir. Yıllık ithalat bedeli 4-4,5 milyar dolar düzeyindedir. Hatta yıllardır Türkiye’nin petrolden sonra en çok bitkisel yağlara döviz ödediği söylenmektedir. 2016 ayçiçeği hasadını gerçekleştirdiğimiz bugünlerde, piyasalarda oluşan fiyat ayçiçeği üreticilerini mağdur etmektedir. Şöyle ki; Marmara bölgesinde bulunan birçok ziraat odasının yapmış olduğu maliyet hesabına göre ayçiçeğinin ton maliyeti 1900 TL civarındadır. Halbuki hasadın başladığı şu günlerde fiyat 1550-1575 TL civarında seyretmektedir. Önümüzdeki günlerde hasat daha da hızlanacak üreticiler depolama olanağına sahip olamadığı ve borçlarına daha fazla faiz işletmemek gibi nedenlerle ayçiçeğini bir an önce satmak isteyeceklerdir. Bu fiyatın 1500 TL’nin altına gerileceği öngörülmektedir. Bir çiftçi kuruluşu olan Trakya Birliğin piyasada oluşan ve çiftçinin maliyetini yansıtan birim fiyatı ile piyasalara girmesi beklenmekte iken halen piyasaya bir fiyat açıklayarak girmemiştir. Trakyabirlik son yıllarda maalesef piyasaya gereken müdahaleleri yapmamaktadır. Örneğin geçen yıl (Ağustos 2015 in başlarında) % 40 yağlı ayçiçeğinin ton fiyatı Dünya borsalarında 1700-1750 TL civarında seyrediyordu. Ticaret borsalarında ise 1630-1650 TL civarında seyreden ayçiçeği fiyatı Trakyabirlik tarafından 1475 TL/ton olarak açıklandı. Hâlbuki bir başka üretici örgütü olan ve son yıllarda ciddi miktarlarda ayçiçeği alıp piyasa belirleyen Konya Şeker Fabrikası ise % 44 yağlı Ayçiçek için 1650 TL/ton olarak belirlendi. Trakyabirlik açıkladığı bu fiyat ile 2015’de ayçiçeği üreticisini mağdur etmiştir. Bir üretici örgütü kuralları geçen 2015 yılında üreticiyi düşürecek piyasada oluşan fiyatlara ve ithal maliyetlerine göre fiyat belirlemesi gerekirdi. Ayrıca, 2016 yılı hasadı da tıpkı 2015 yılı hasadına benzer bir şekilde seyretmektedir. İklim koşullarının olumsuzluğundan ötürü Trakya Bölgesi Haziran ve Temmuz aylarında yağış almadığı için ayçiçeklerinde ortalama verim geçtiğimiz yılki gibi 170-190 kg’larda gerçekleşmektedir. Trakyabirlik ayçiçeği piyasasını özellikle 2010 yılından sonra uyguladığı politikalarla adeta özel sektöre terk etmektedir. 2010-2016 yılları arasında ya piyasada geç fiyat açıklamıştır, ya da düşük fiyat açıklayarak piyasayı özel sektöre terk etmiştir. Ayçiçeği piyasasındaki özel sektör ise küresel sermayeye sahip çok uluslu güçlerdir. Kısacası Trakyabirlik ana sözleşmesinde yazılı bulunan “piyasaları düzenleme, üretici ve tüketicileri koruma” iddialarını yitirmiştir. Gerçi küresel sermayeye yenilme ya da piyasaları terk etmesinin ardında IMF anlaşmaları sonrasında Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerinin “basiretli bir tüccar gibi davranma” mantığı yatmaktadır. Ancak söz konusu olan üreticinin alın teridir. Bu alın terini en çok değerlendirecek olan da bir üretici kuruluşudur. AKP iktidar olduğu sürece üreticiden yana tavır almayacağı, örgütlenen üreticilerin yanında olmayacağı açıkça görülmektedir. Aslında net ithalatçı olunan bir üründe ve fiyatı dünya borsalarında ne kadar olduğu bilinen bu üründe, iç piyasada bu kadar düşük fiyatların oluşumunun önüne geçilmesi gerekirdi. Burada en önemli görev yine Trakya Birliğe düşmektedir. Üreticiyi koruyan ve üretimi teşvik eden fiyatların oluşturulmasında Devletin ağırlıklı rol oynaması gerekmektedir. Aksi halde Türkiye 2016 yılında ve sonrasında yağlı tohumlu bitkilere daha fazla döviz ödeyecektir. 2016 hasadı için en çok ithalat yaptığımız ülke olan Ukrayna’da fiyatlar 390 $/CIF olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’ye ithal edilirken alınan gümrük vergisi 173 $ ve 15 $’lık da liman indirim maliyeti ile birlikte maliyet 577 $’dır. 3 TL’lik yaklaşık $ kuru ile 577x3=1730 TL’lik en düşük maliyetli fiyat oluşmaktadır. Kısacası ithalatın maliyeti 1730 TL iken iç piyasada halen oluşan fiyatlar 1500 TL’ler civarındadır. Ayçiçeğinin maliyetinin 1900 TL olduğu düşünülürse Trakyabirlik tarafından belirlenecek fiyat 1900 TL’nin üzerinde olmalıdır. Ayçiçeğinde üretim artışı sağlayabilmek ve üretimi teşvik etmek için yıllardır uygulanan “fark ödeme sistemi” üreticiyi memnun etmemektedir. Ayçiçeğinde halen uygulanan ton başına 30 liralık destek ayçiçeği üretimini cazip kılmamaktadır. Bir başka yağlı tohumlu bitki olan soyada ton başına 50 liralık destek verilmektedir. Aynı desteğin ayçiçeğine de verilmesi üretim artışını sağlayabilir. Ayrıca fark ödeme destekleri hasadın üzerinden 7-8 ay geçtikten sonra ödenmektedir. Bu duruma son verilmeli, desteklemeler zamanında ödenmelidir. En iyi zamanlama ürün satışının hemen sonrasıdır. Yanlış ve tutarsız tarım politikaları, üreticinin yeterince desteklenmemesi Türkiye’nin yağlı tohumlu bitkilerde net ithalatçı konumundan kendine yeterli konuma geçmesini bir türlü sağlayamamıştır. Halbuki uygulanacak bilinçli, üretim odaklı ve bilimsel tabanlı bir tarım politikası ile tüm ürünlerde olduğu gibi yağlı tohumlu bitkilerde de kendine yeterlilik mümkündür. Bu politikalar yıllardır AKP’nin yönettiği Türkiye tarımına maalesef yarar getirmemiştir. Çünkü AKP bir türlü tarımda olması gereken bütçeyi Türkiye tarımına aktarmamakta ve piyasaları küresel sermayeye terk ederek çiftçinin borçlanmasına göz yummaktadır. Türk tarımı CHP’nin uygulayacağı üretim odaklı, üretim planlamasına dayalı olan bilinçli ve tutarlı tarım politikaları ile Üreten bir ülke konumuna gelecektir."
16 Ağustos 2016 Salı 17:14
Son Güncelleme: 16.08.2016 17:14