Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selin Sayek-Böke: ”Ekonomik güven endeksinde yüzde 24.1’lik radikal düşüş gerçekleşti. Bu düşüş acil olarak ekonomi yönetiminin güven inşa edici adımları atması gerektiğine işaret ediyor.”
CHP Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selin Sayek-Böke, Ekonomik Güven Endeksine ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Böke’nin açıklaması şöyle:
“Ekonomiye güven son 6 ayın en düşüğünde… Ekonomik güven endeksinde yüzde 24.1’lik radikal düşüş gerçekleşti. Bu düşüş acil olarak ekonomi yönetiminin güven inşa edici adımları atması gerektiğine işaret ediyor.
Tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin beklentisini özetleyen Ekonomik Güven Endeksi, Ağustos ayında %24.1’lik radikal bir düşüşle 72,7’ye indi. Temmuz ayında bu değer 95.73’tü. Söz konusu düşüş 2016 yılının Şubat ayından bu yana yaşanan en radikal düşüş olarak da dikkat çekiyor.
Veriler, ekonomiye duyulan güven kaybının, hizmet sektörü, inşaat sektörü, reel kesim yani imalat sanayi ve perakende ticaret sektöründeki beklentilerin bozulmasından kaynaklandığını gösteriyor. TÜİK ve TCMB tarafından hesaplanan verilere göre, Ağustos ayında hizmet sektörünün ekonomiye güveninde % 9.7’lik, inşaat sektörünün güveninde ise % 4.2’lik düşüş dikkat çekiyor. Reel sektörün güven kaybı ise % 3.1’e ulaştı. Bu yılın başından beri genel olarak zaten düşüş eğilimdeki ekonomik güven endeksinin Ağustos ayında neredeyse dibe vurması ekonomiden gelen siren seslerinin göstergesi.
Üretici sektörler yaratılan atmosfere göre değil, somut gelişmelere göre beklenti oluşturur.
Türkiye ekonomisinin geleceğine ilişkin özellikle üretici kesimden gelen bu umutsuzluk ve endişe mesajı acil olarak değerlendirilmesi gereken çok önemli bir noktadır. Tüketicilerin ekonomiyle ilgili beklentileri, kimi zaman iktidarlar tarafından yaratılan psikolojik atmosfer ile değişebilir. Oysa başta imalat ve inşaat sektörü gibi ekonominin temel sektörleri, beklentilerini reel, gerçekçi somut analizlerle kurarlar. Bu açıdan üretici sektörlerin ekonomiye güveninde yaşanan bu radikal düşüş, artık iktidarın ekonomide somut adımlar atması gerektiğini ortaya koyuyor.
Bir ihtimal daha var. Daha iyi bir yaşam hepimiz için mümkün.
Bugüne kadar ekonominin iyi yönetilemediğini defalarca söyledik. Ekonomiye güveni sağlamanın temel yolunun şeffaf, hesap verebilir, hukukun üstünlüğünü dikkate alan bir yönetim olduğunu vurguladık. Hükümetin uyguladığı siyasi ve ekonomi politikalarla güvenilir bir yapı oluşmasının önüne set çektiğini hatırlattık. Ancak artık çok daha vahim bir noktaya gelmiş durumdayız.
Bir kez daha tekrar edelim: Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu yeni hamle, doğru ekonomi politikalarının uygulamaya alınması ve aynı anda kurumların güçlendirilmesi, laik eğitim, hukuk devleti çerçevesi içerisinde yaratıcı düşünmeyi teşvik eden özgürlükçü bir demokrasiden geçiyor. Birinci sınıf bir ekonomi için birinci sınıf bir demokrasiye ihtiyaç var. Türkiye'nin yakalamış olduğu uzlaşı fırsatını sözde değil demokrasiyi özde inşa edecek adımlarla somutlaştırma ihtiyacı çok büyük. Bu amaca dönük CHP'nin hazırlayıp kamuoyu ile paylaşmış olduğu ekonomi yönetiminin demokratikleştirilmesi eylem planını hızla uygulamaya koyarak somutlaştırmak çok önemli. Demokrasiyi ekonomi yönetiminden başlayarak göstermelik değil, samimi bir biçimde Türkiye gerçeği haline getirmek mümkün.
Kaybedecek zamanımız yok. Umudunu, güvenini kaybeden bir toplumda ne ekonomi, ne eğitim, ne gençlik, ne de bir başka konu konuşulabilir. Genel olarak siyasetin özel olarak da hükümet etmenin temel görevi ve amacı budur. Umudu, geleceğe dönük iyimser beklentileri yeniden inşa etmeliyiz, acilen. CHP'nin önerdiği tüm adımlar bu yöndedir, öyle olmaya da devam edecektir.”
Son Güncelleme: 29.08.2016 16:07