Ekonomik sorunlar ve doğrudan yabancı yatırımlardaki düşüşle ilgili bir basın açıklaması yapan CHP İstanbul Milletvekili Didem Engin, Hükümet'i konuyla ilgili ivedi tedbirler almaya çağırdı ve "Ülkemizin hem yerli hem de yabancı yatırımcılar için cazip bir merkez haline getirilmesi için geçici değil, kalıcı ve sürdürülebilir çözümlerin acilen uygulamaya konulması gerekmektedir" dedi.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ülkemizde ekonomide yaşanan olumsuz gelişmeler üzerine bir açıklama yapan Didem Engin, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin Türkiye'nin kredi notunu düşürmesini, Moody’s’in ise not indirimine gitmeden Türkiye’yi izlemeye almış olmasını hatırlatarak, "Doğrudan yatırım planlayan yabancı yatırımcılar Türkiye’ye yatırım konusunda tereddütlü ve çekimserler. Dünyada ve özellikle Türkiye’nin bölgesindeki ülkeler arasında yatırım çekme konusunda kıyasıya bir rekabet yaşanıyor. Ülkemizin bu rekabette geride kalmaması için, Hükümet’in bir an evvel hem yerli hem de yabancı yatırımcılara güven verecek adımları atması gerekli" dedi.
Doğrudan Yabancı Yatırım Girişinde %54,7 Azalma!
Ülkemizde istihdam yaratılmasında büyük önem taşıyan doğrudan yabancı yatırım girişinin 2016 Ocak-Mayıs döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 54,7 azalarak 1,9 milyar dolara düştüğünü belirten Didem Engin, bu düşüşün önüne geçilmesi için gerekli tedbirlerin bir an evvel alınması gerektiğini belirtti.
Yatırımlar için Güven Ortamı Şart!
Yatırımcılar ve girişimciler için yatırım maliyetleri kadar yatırım yapılacak ülkenin yatırım güvenliğinin de önem taşıdığının altını çizen Didem Engin, mevcut kırılgan siyasi ortamın bir an evvel normalleştirilmemesi ve OHAL’in kısa sürede sonlandırılamaması halinde doğrudan yabancı sermaye girişindeki azalmanın devam etmesinden duyduğu endişeyi paylaştı.
OHAL Uygulamaları Hükümet için bir Sınav Niteliğindedir
Türkiye'nin "yatırım için güvenilir ülke" konumuna yükselebilmesi için atılması gereken adımlara da değinen Didem Engin, "Yatırımcılar, yatırım yaptıkları ülkenin geleceğine yatırım yaparlar. O ülkenin vizyonunun ve hedeflerinin ne kadar tutarlı ve gerçekçi olduğuna, güven ortamına, iş yapma kolaylığına bakarlar ve öngörülebilirlik ararlar. Evrensel hukukun ve hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu, tarafsız ve bağımsız yargının güçlendirildiği, ayrımcı uygulamalardan kaçınıldığı, yolsuzlukla mücadelede kararlı adımların atıldığı, şeffaflık ilkesinin güçlendirildiği bir süreç, zaman geçirilmeden başlatılmalı ve ülkemiz dünya genelinde yatırımlar için bir cazibe merkezi haline getirilmeli. Bu bağlamda OHAL sürecinde Bakanlar Kurulu tarafından alınacak kararlar ve Kanun Hükmünde Kararnameler Hükümet için bir sınav niteliğinde olacaktır. OHAL sürecinde alınacak her kararın ülkemizin demokratikleşmesini sağlayacak, hukukun üstünlüğü ilkesini daima on planda tutacak, özgürlüklerın güvence altına alınmasını sağlayacak ve güçler ayrılığı ilkesini gözetecek nitelikte kararlar olması gerekli." dedi.
Hükümet Ekonomik Sorunların Çözümü için Geçici değil, Kalıcı ve Sürdürülebilir Çözümler Uygulamalı!
Turizm gelirlerinde yaşanan düşüş, ihracatta yaşanan azalma ve doğrudan yabancı sermaye girişindeki yavaşlama gibi ekonomideki olumsuz gidişatla Hükümet'in acilen yüzleşmesi gerektiğini belirten Didem Engin, "Hükümet ekonomik sorunları görmezden gelerek ve pembe tablo çizerek sorunları çözemez. Hemen her gün bir büyük kuruluşumuzun iflas erteleme talebinde bulunması ekonomide yaşanan sorunların ve acil önlemlere duyulan gereksinimin açık bir göstergesidir. Hükümet, işsizlik ve yoksullukta daha fazla artış olmadan, ekonomik sorunlara gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşmalı ve sorunların çözümü için geçici değil, kalıcı ve sürdürülebilir çözümler uygulamalı" dedi.
Son Güncelleme: 10.08.2016 15:17