Bakan Nebati: "Enflasyondaki bu artışın geçici olduğunu değerlendiriyoruz. Yıl sonunda makul bir seviyeye getireceğiz. Biraz sabır"

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Son dönemde tüketici enflasyondaki artışta, döviz kuru ve ithal emtia fiyatları gibi arz ürünü ve maliyet artışı kaynaklı faktörlerin ön plana çıktığı için enflasyondaki bu artışın geçici olduğunu değerlendiriyoruz” dedi. Tasarruf sahiplerini, enflasyona karşı koruyacak alternatif yatırım araçları üzerinde de çalıştıklarını belirten Bakan Nebati, "İlave adımlar ile beklentileri düzelterek enflasyondaki ataleti kıracak ve enflasyonu yıl sonunda makul bir seviyeye getireceğiz. Emin olun bu sıkıntılı dönemi geçtiğimizde gene aynı karamsarlara karşı biz toplum olarak galip geleceğiz. Biraz sabır” diye konuştu.

11 Nisan 2022 Pazartesi 19:28
Bakan Nebati: "Enflasyondaki bu artışın geçici olduğunu değerlendiriyoruz. Yıl sonunda makul bir seviyeye getireceğiz. Biraz sabır"

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Son dönemde tüketici enflasyondaki artışta, döviz kuru ve ithal emtia fiyatları gibi arz ürünü ve maliyet artışı kaynaklı faktörlerin ön plana çıktığı için enflasyondaki bu artışın geçici olduğunu değerlendiriyoruz” dedi. Tasarruf sahiplerini, enflasyona karşı koruyacak alternatif yatırım araçları üzerinde de çalıştıklarını belirten Bakan Nebati, "İlave adımlar ile beklentileri düzelterek enflasyondaki ataleti kıracak ve enflasyonu yıl sonunda makul bir seviyeye getireceğiz. Emin olun bu sıkıntılı dönemi geçtiğimizde gene aynı karamsarlara karşı biz toplum olarak galip geleceğiz. Biraz sabır” diye konuştu. 

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Mardin'de iş dünyasının temsilcileriyle bir araya geldi. Bakan Nebati burada yaptığı konuşmada, “ilave adımlarla beklentileri düzelterek enflasyondaki ataleti kıracak ve enflasyonu yıl sonunda makul bir seviyeye getireceklerini” söyledi. "Her türlü zorluğun üstesinden gelecek kabiliyetimiz, gücümüz ve özgüvenimiz var merak etmeyin" diyen Nebati'nin açıklamaları, satır başlarıyla şöyle:

"MARDİN'İN ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA ÇOK DAHA FAZLA TURİST ÇEKECEĞİNE İNANCIM YÜKSEK: Mardin'in o şu anda dışarıdaki görüntüsüyle muhteşem bir beyaz taç silueti var. İnanç turizmi, görsel turizm ve gastronomi turizmi çok önemli ve verimli bir ova. Tarsus'tan Mardin'e uzanan 'İnanç Koridoru Projesi' ve geçtiğimiz günlerde ilki Diyarbakır'da gerçekleştirilen Mezopotamya Turizm ve Gastronomi Fuarı gibi tanıtım çalışmalarıyla Mardin'in önümüzdeki yıllarda çok daha fazla turist çekeceğine inancım yüksek.

MARDİN'E YÖNELİK TARIMSAL DESTEKLERİ 2021 YILINA GÖRE YAKLAŞIK 12 KAT ARTTIRDIK: 2021 yılında 105 farklı ülkenin tamamına yakın imalat sanayisinden olmak üzere 867 milyon dolar tutarında ihracat yapılmıştır. İyi bir rakam. Bu ihracat rakamı 2002 yılındaki il ihracatının tam 43 katıdır. Bu ihracat seferberliğinin getirmiş olduğu katma değer ve zenginlik bu şehre çok yakışmış. Sizi tebrik ediyorum. Yeşil deniz olarak anılan ve halen ülkemizin en önemli tarımsal üretim merkezlerinden kabul edilen Mardin ovaları ülkemiz tarımını çeşitlendirmekte ve zenginleştirmektedir. Buğday, mısır, kırmızı mercimek, üzüm, kavun, karpuz ve diğer üretimde ülkemiz tarımında önemli paya sahip olan Mardin'in bitkisel üretim değeri son 10 yılda ise yüzde 248 oranında artış sağlayarak 4,3 milyar lira düzeyine ulaşmıştır. Tarımsal gelişimini hızlandırmak için Mardin'e yönelik tarımsal destekleri 2021 yılına göre yaklaşık 12 kat arttırdık.

30 BİN DEKAR TARIM ARAZİSİNİN SULANABİLMESİNİ ÖNGÖRÜYORUZ: Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) sulama projeleri kapsamında Şanlıurfa, Mardin ana kanalı da dahil olmak üzere sulama kanallarımızı tamamladık. Bunun yanı sıra Aşağı Fırat İkinci Merhale Projesi kapsamında ihale edilen Mardin sulaması projesi tamamen bittiğinde yaklaşık 30 bin dekar tarım arazisinin sulanabilmesini öngörüyoruz. Mardin'in özellikle endüstriyel bitkiler açısından verimli arazilere sahip olması ve iklimin poli-kültür tarıma uygun yapısıyla tarımsal üretimdeki potansiyeli önümüzdeki dönemde daha güçlü şekilde kullanacağına inancım tamdır.

BİZİM İDDİAMIZ TARIMDA VE ENERJİDE İTHALATA BAĞLI OLMAYAN BİR ÜLKE KONUMA GELMEK: Değerli dostlar bizim bir iddiamız var ve bir menziliniz var. Bu bölge kalkınacak. Türkiye kalkınacak ve Türkiye 21. yüzyılın hak ettiği seviyeleri en hızlı şekilde yakalayacak gibi bir iddiamız var. Bizim iddiamız tarımda ve enerjide ithalata bağlı olmayan bir ülke konuma gelmek. Bizim iddiamız Türkiye'nin stratejik konumunun sağladığı fırsatlardan maksimum seviyede faydalanabilmektir. Bizim bir iddiamız daha var. Türkiye ekonomisini dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına Sokmaktır. Küresel düzeyde lider bir ülke olmak gibi bir iddiamız var. Onun için sizi dinlemeye geldik.

ÜLKENİN NEREDEN NEREYE GELDİĞİ NET RAKAMLARLA ORTAYA KONULDU: Bizim özgüvenimiz kuru bir özgüven değil. Son 20 yılda bu ülkenin nereden nereye geldiğini ortaya koyan somut projeler, bitmiş projeler, atılmış adımlar, ülkenin nereden nereye geldiğini gösteren, kanıtlayan net rakamlarla ortaya konuldu. Biz 20 yıl öncesinin Türkiye'si değiliz. Biz, 21’inci yüzyıla damga vuran bir Türkiye'yiz. Biz, küresel anlamda liderlik konumunu pekiştiren sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde her türlü olumsuzluğu en iyi şekilde sevk ve idare eden, yöneten bir ülkeyiz. Biz kendimize güveniyoruz. Siz ülkenize güvenin. Cumhurbaşkanımıza güvenin, kabinesine güvenin. Bürokrasisine güvenin. Kendi kendinize şahsiyetinize güvenin. Atacağımız daha çok adımlar var. İşte bunun için de yepyeni bir dönüşümü gerçekleştirelim dedik. Yeni Türkiye Ekonomisi Modeli'ni 20 Aralık itibariyle sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde sizlerle paylaştık. Zorlukların ne olacağını bilerek, zorlukları kestirerek ve bu zorlukların üstesinden nasıl geleceğimizi bilerek adımlarımızı atıyoruz.

BİZ BAŞARILARIN ALTINA İMZA ATTIKÇA BİZİ KARALIYORLAR: Tüm dünya gibi bizleri de etkisine alan küresel salgın koşullarını bu güçlü temellerimiz sayesinde atlattık. Böylece 2021 yılında yüzde 11’lik büyümeyle sayesinde G-20 ülkeleri içerisinde en yüksek büyüme performansı gösteren ülke olduk. Bu yüksek büyümeyi aynı zamanda iç talep ve dış talep arasına dengeli bir kompozisyon da elde ederek önemli bir başarıya imza attık. Biz başarıların altına imza attıkça bizi karalıyorlar. Olsun, çalışmaya devam edeceğiz, işimizi yapacağız.

HER TÜRLÜ ZORLUĞUN ÜSTESİNDEN GELECEK KABİLİYETİMİZ, GÜCÜMÜZ VE ÖZGÜVENİMİZ VAR: İşsizlik açıklandı işte. 10,7’ye düştü. Lütfen hatırlayın. 2 yıl önce salgın başladığında ‘işsizlik patlayacak, fabrikalar kapanacak’ diyorlardı ya. Neden çalışıyoruz ya? Zorluklar aşılmak içindir. Bu zorlukların üstesinden geldik. Her türlü zorluğun üstesinden gelecek kabiliyetimiz, gücümüz ve özgüvenimiz var merak etmeyin. Bakın ihracatçılarımız ürün ve pazar çeşitlendirmedeki kabiliyetlerinin yanı sıra küresel tedarik zincirindeki aksaklıkları avantaja çevirmişlerdir. İhracatımız 2021 yılında yüzde 32,9 artarak 225 milyar dolar seviyesine geldi. Kim üretti? Kim ihraç etti? Bizler yaptık bunu. Hep beraber. 2022 yılında bu ihracat rekorunu her ay egale, ede, ede yürüyoruz. Mart sonu itibariyle birikimli olarak yıllık Türkiye Cumhuriyeti'nin ihracatı 235,6 milyar dolara geldi. Turizm sektöründe 2021 yılında toplam ziyaretçi sayısı yüzde 80,5 artarak yaklaşık 30 milyon kişiye ulaşırken, turizm gelirleri yüzde 103 artarak 24,5 milyar dolara geldi ve bu yıl inşallah Rusya- Ukrayna Savaşı'ndaki yapıcı rolüyle Sayın Cumhurbaşkanımızın ve bizim turizmdeki çeşitlendirmeyle yüksek turizm geliri elde edeceğiz, etmeye devam edeceğiz.

BİRİNCİ ÇEYREĞİ CİDDİ BİR BÜYÜME RAKAMIYLA BİTİRDİK: Cari işlemler dengesinde geçen yıl kayda değer bir iyileşme sağlandı. Bu yıl petrol fiyatlarının dünyada neredeyse katlanarak arttığı bir dönemde biz, kapasite kullanım oranı, sanayi üretimi, elektrik tüketimi ve perakende satışları gibi öncü göstergeler sayesinde, bu olumsuzluklara rağmen birinci çeyreği ciddi bir büyüme rakamıyla da bitirmiş olduk. Problem, sorun, zorluk. Ne derseniz deyin. Üretimde, istihdamda ve ihracatta sağladığımız olumlu görünümü, son dönemde ortaya çıkan yüksek enflasyon ve hayat pahalılığını yenerek daha da pekiştirmek istiyoruz. Önümüzdeki dönemde önceliğimiz, halkımızın refahını artırmak için alım güçlerini eskisinin üzerine çıkarmak, bunun için de enflasyonu makul seviyelere düşürmek olacaktır.

KURLARDA GÖRÜLEN SAĞLIKSIZ FİYAT OLUŞUMLARINI BERTARAF ETTİK: Öncelikle başta kur korumalı mevduat (KKM) ve katılım hesabı olmak üzere geçtiğimiz aralık ayında hayata geçirdiğimiz yenilikçi enstrümanlar ile döviz kurlarında görülen sağlıksız fiyat oluşumlarını bertaraf ettik. 1,2 milyon hesap sahibinin mevduat ve katılım hesabında 728 milyar liralık birikime ulaşılan KKM uygulaması ile ayrıca mevduatın ortalama vadesini de uzattık. Finansal istikrarı sağladık. Yatırım ortamını güçlendirdik. Böylece döviz kurlarında piyasa koşulları içerisinde sağladığımız istikrar ile enflasyon üzerindeki baskıları azalttık. Mevcut durumda faiz ve kur, üretim, yatırım ve ihracat açısından uygun, yönetilebilir bir noktaya gelmiştir.

KÜRESEL GELİŞMELER VE SAVAŞIN ETKİSİYLE YILLIK ENFLASYON YÜZDE 61,1 SEVİYESİNE YÜKSELDİ: Ancak geçtiğimiz aylarda ortaya çıkan Rusya, Ukrayna savaşı özellikle enerji ve gıda gibi küresel emtia fiyatlarındaki artışı daha da hızlandırdı. Örneğin 2020'de ortalama 43 dolar civarında olan petrolün varil fiyatı şu anda 100 dolar seviyesinde. 2020’de 9,6 euro olan doğal gazın fiyatı şu anda 107 euro civarında. 2020’de 98 olan küresel gıda fiyat endeksi şimdi 160 seviyesindedir. Ve 2020’de 5 dolar olan buğdayın fiyatı değerli dostlar şu anda 10 dolar. Küresel gelişmeler ve Rusya- Ukrayna savaşının etkisiyle artan girdi maliyetleri yıllık enflasyonun mart ayında yüzde 61,1 seviyesine yükselmesine sebep oldu.

ENFLASYONDAKİ BU ARTIŞIN GEÇİCİ OLDUĞUNU DEĞERLENDİRİYORUZ: Enflasyondaki yükselişe bağlı olarak fiyatlama davranışları ve enflasyon beklentilerinin de kötüleştiği bir dönemi yaşadık. Bunun farkındayız. Son dönemde tüketici enflasyondaki artışta döviz kuru ve ithal emtia fiyatları gibi arz ürünü ve maliyet artışı kaynaklı faktörler ön plana çıktığı için enflasyondaki bu artışın geçici olduğunu değerlendiriyoruz. Diğer taraftan fiyat artışlarının vatandaşlarımıza sınırlı yansımasına yönelik adımlarımızı atmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda paydaşlarımızla eş güdüm ve koordinasyon içerisinde bugüne kadar yaptıklarımızdan kısaca bahsetmek istiyorum.

FAHİŞ FİYAT, FİYAT MANİPÜLASYONU VE STOKÇULUĞA ASLA İZİN VERMİYORUZ: Temel ihtiyaç maddeleri ve tarımsal sulama ile meskenlerde kullanılan elektrikte KDV indirimini yaptık. Kurduğumuz enflasyonla mücadele kimleri vasıtasıyla gerçekleştirilen bu indirilen etiketlere yansıyıp yansımadığını kontrol ediyoruz. Fahiş fiyat, fiyat manipülasyonu ve stokçuluğa asla izin vermiyoruz. Bunun için gerekli tüm önlemleri alıyoruz. Bu kapsamda sadece Hazine Maliye Bakanlığı olarak 40 bini aşkın işletmeyi bizzat saha denetimine tabi tuttuk. Bazı bakliyat ürünlerine, yemlik ürünlere, karkas et ve sağlık bitkilerine ihracat kısıtlaması getirdik. Bitkisel yağlarda 30 Haziran'a kadar gümrük vergisini sıfırladık. Enflasyonist baskı oluşturmadan, üretim ve istihdamı geliştirmeye, ihracatı arttırmaya ve yatırımları desteklemeye yönelik kredi kullandırımını da önceliklendiriyoruz. Son dönemde kredi büyümesinde ticari kredilerin sürükleyici rol oynaması bu yaklaşımımızı da teyit etmektedir. 25 Mart itibariyle kur etkisinden arındırılmış ticari kredi büyümesi yıllık yüzde 18,9 iken tüketici kredilerinin büyümesi yıllık yüzde 15,5 seviyesindedir. Ayrıca ticari kredilerdeki ivmelenmenin önemli bir bölümünün ise özel bankalarınca gerçekleştirilmesi ziyadesiyle sevindiricidir. Kredilerin üretime yönelik sektörde de kullanılmasını sağlıyoruz.

ÇİFTÇİLERİMİZE SULAMA YATIRIMI İÇİN 7,5 MİLYON LİRAYA KADAR KREDİ İMKANI SAĞLADIK: Tarım ürünlerine yönelik rekolte ve fiyat gelişmelerini önceden tespit etmek üzere erken uyarı sistemini kurduk. Maliyetlerini düşürmek için de yoğun bir şekilde bunun kurulumu tamamlanıyor. Çiftçilerimizin finansmana erişimini kolaylaştırmak için hazine faizli destekli karar çerçevesinde çiftçilerimize modern basınçlı sulama sistemi yatırımı için 7,5 milyon liraya kadar kredi imkanı sağladık. Şimdi ayrıca geleneksel hayvansal üretim ve geleneksel bitkisel üretim kapsamında küçük ölçekli üretim yapan çiftçilerimizin kullandıkları sıfır faizli kredi üst limitlerini de 2 katına çıkardık. Ayrıca Hazine sübvansiyonlu düşük faizli tarım kredinin üst limitini de yüzde 50 ila yüzde 233 oranında arttırdık. Her ay düzenli olarak toplanan fiyat istikrarı komitesiyle de tarım, gıda, enerji başta olmak üzere emtia ve su kaynaklarını kapsayacak arz güvenliği konusunda yeni politikanın oluşturulmasına katkı sağlayacak çalışmalarımıza vurgu yaptık. Altın tasarruf sistemiyle altının da tasarruf aracı olarak kullanılmasında ve sisteme dahil olmasında önemli adımlar attık. Bu adımlara ek olarak yurt içi tasarruf sahiplerini enflasyona karşı koruyacak alternatif yatırım araçları üzerinde de çalışıyoruz. İlave adımlar ile beklentileri düzelterek enflasyondaki ataleti kıracak ve enflasyonu yıl sonunda makul bir seviyeye getireceğiz. Belli bir plan çerçevesi içerisinde adımlarımızı atıyoruz. Ve bu adımlarımızın etkilerini zaman içinde görüyoruz. Enflasyon konusunda, atılan adımlarla yıl sonunda gelecek makul seviye ve sonrasında emin olun bu sıkıntılı dönemi geçtiğimizde gene aynı karamsarlara karşı biz toplum olarak galip geleceğiz. Biraz sabır.

DÜNYADA YEŞİL DÖNÜŞÜMÜN GETİRDİĞİ FIRSATLARDAN YARARLANMANIZI TAVSİYE EDİYORUZ: Ülkemizin dünyada ilk 10 ekonomi arasına girmesini sağlamak için daha fazla yatırım ve ihracatı tavsiye ediyorum. Bizler de bunun için kurumlar vergisinde 1 puanlık indirim yaptık. Sadeleştirme kapsamında gıda ürünleri tesliminde KDV oranlarında değişiklik yaptık. KDV iadesi yoluyla finansmana hızlı bir şekilde firmalarımızın erişimini sağlayacak adımlar attık. Dünyada yeşil dönüşümün getirdiği fırsatlardan yararlanmanızı tavsiye ediyoruz. Değerli yatırımcılar, değerli iş insanları kulaklarınızı iyi açın. Özellikle yeşil dönüşümün getirdiği fırsatlardan yararlanmanızı tekrar tekrar tavsiye ediyorum. Çok önemli bir fırsatlar bütünlüğü sunuyor.

ÖNÜMÜZDEKİ YIL DOĞAL GAZIN İLK VANASINI ÇEVİRECEĞİZ: Geçen hafta Gemlik'te elektriksiz aracımızı sanayi bakanımızla beraber test ettik. Önümüzdeki yıl bu araçlar yollarda olacak. Önümüzdeki yıl doğal gazın ilk vanasını çevireceğiz. Önümüzdeki yıl nükleer enerji santralimizin ilk ünitesini açacağız. Önümüzdeki yıl inşallah dünyadaki bu soruların bertaraf edildiği, savaş etkilerinin azaldığı bir yılın sonunda yani 2023’te, yani cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yıl dönümünde Türkiye temel altyapı yatırımlarını tamamlamış geleceğe güvenle bakan, umutlu, dirayetli, özgüvenli, kararlı duruşuyla 2053’ün hazırlığını yapacak.

BU TOPRAKLARI VAHŞİ SULAMAYLA NE OLURSUNUZ ÇORAKLAŞTIRMAYIN: Ar-Ge faaliyetlerine destekleri vermeye devam edeceğiz. Proje bankacılığını yaygınlaştırıyoruz. Teknoloji odaklı sanayi hamlesi programıyla desteklemeye devam ediyoruz. Mega endüstri bölgelerinin kurulmasını teşvik ediyoruz. Türkiye'yi sanayinin konuşulmadığı dönemlerden altyapısını büyük ölçüde tamamlamış kaynaklarını üretime ayırabilen bir ülke haline getirdik. Dün Tarım Bakanımızla elektrikle ilgili uzun süren görüşmemiz de oldu. Vahşi sulamaya karşıyız. Vahşi sulamadan vazgeçin. Size damlama sulama. Spingle yağmurlama sulamada her türlü desteği vereceğiz. Lütfen vahşi sulamadan vazgeçin. 2 lütfen elektrikle ilgili yaşadığınız bu problemin giderilmesinde 4 yılda amorti fakat 1+7 yıl ya da yüzde 50 hibeyle imkan sağlayan tesislerinizi kurun. Problemin kökünden çözün. Balık tutmayı öğretmek istiyoruz. Bu topraklar bizim dedelerimizin toprakları. Bu toprakları vahşi sulamayla ne olursunuz çoraklaştırmayın. Biz de size teşvik verelim. Elektrikte yüzde 25 destekleme var. Bakan Bey'le konuştuk. İnşallah sulamayı spingle ile yaparsanız bir miktar. Sulamayı damlamayla yaparsanız bir miktar daha destekleme olacak.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI DÜNYADA TARIMIN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU ORTAYA KOYDU: GES'e girerek elektrik kesinlerinden kurtulun. Damlama sistemine girerek, verimdeki artışın katma değerini alın cebinize koyun. Her yıl yaşanan ‘elektriğim kesildi, kesilmedi, faturam ödendi’, ödenmedi probleminden temelli olarak kurtulun. Ne yapalım başka. Biz üretmek istiyoruz. Toprağımızı seviyoruz. Hizmet etmek istiyoruz. Babalarımızın, dedelerimizin yaşadığı yerler bunlar. Bizi doğuran analarımız burada yaşadı. Bu toprağa bizim saygı göstermemiz lazım. Bu toprak bizi taşıyor, bizi doyuruyor. Bu toprak ‘bize saygı gösterin’ diyor. Gelin bu toprağa damlama subayla gelin bu toprağa yağmurlama sistemiyle saygı gösterelim. Ne kadar çok saygı gösterirsek o kadar çok verir. Hele hele bu son 2 yıldaki salgın ve özellikle de Rusya-Ukrayna savaşı dünyada tarımın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyması açısından kendisini kanıtlamış oldu. Arz güvenliği her toplum için önemli oldu. Üretilen gıdaların içeride önce tüketilmesi öncelikli oldu. Allah bize vermiş toprağı. Havayı vermiş. Diyor ki ‘bunu en iyi şekilde değerlendirin’. Biz de diyoruz ki ‘bu toprağa biz saygı göstereceğiz’. Bu torba korunma, koruma, kollama faaliyeti de bizlerin olsun. Biz emek verelim. Bizden de bu konuda ne istiyorsanız emirlerinize amadeyiz."

Son Güncelleme: 11.04.2022 19:30
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.