Yekta Saraç'ın ardından YÖK: "Akademik liyakat ağır bir erozyona uğradı"

YÖK Başkanlığı görevini devreden Yekta Saraç'ın yaklaşık 8 yıllık yönetimini değerlendiren Dr. Serdar Tekin, "Türkiye üniversite tarihinin en karanlık dönemlerinden biri, hatta belki birincisi. Akademik liyakat normları ağır bir erozyona uğramış durumda" diyor.

30 Temmuz 2021 Cuma 18:06
Yekta Saraç'ın ardından YÖK: "Akademik liyakat ağır bir erozyona uğradı"

YÖK Başkanlığı görevini devreden Yekta Saraç'ın yaklaşık 8 yıllık yönetimini değerlendiren Dr. Serdar Tekin, "Türkiye üniversite tarihinin en karanlık dönemlerinden biri, hatta belki birincisi. Akademik liyakat normları ağır bir erozyona uğramış durumda" diyor.

Yekta Saraç, bu sabaha karşı YÖK Başkanlığı görevini Erol Özvar’a devretti. YÖK’ün kurucusu İhsan Doğramacı’dan sonra, bu görevi en uzun süre yürüten Saraç’ın YÖK Başkanı olduğu dönem, üniversitelerde önemli dönüşümleri getirdi.

Akademi üzerine çalışan Dr. Serdar Tekin; Saraç’ın “Yeni YÖK” olarak tanımladığı dönem için “Türkiye üniversite tarihinin en karanlık dönemlerinden biri, hatta belki birincisi” değerlendirmesini yaptı. Akademik vasıfsızlaşmaya vurgu yapan Tekin, “Akademik liyakat normları ağır bir erozyona uğramış durumda. Çok sayıda yeni üniversite toplu konut misali açıldı ve buralarda parti/cemaat/tarikat ilişkileri üzerinden muazzam bir partizan kadrolaşma yaşandı” diyor.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı’nı 2014’ten bu yana görevi sürdüren Saraç, 2006 yılından bu yana kurul üyesi. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na göre YÖK Başkanı Cumhurbaşkanı tarafından dört yıl süreyle belirleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Marmara Üniversitesi Rektörü Erol Özvar’ı, YÖK üyesi ve yeni YÖK Başkanı seçmesi ile Saraç’ın görevi son buldu. Saraç, Resmi Gazete’nin aynı sayısı ile Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı'na atandı.

SARAÇ DÖNEMİNDE REKTÖR SEÇİMLERİ KALDIRILDI

Toplam 21 üyesi olan YÖK’ün tüm üyeleri 2 Temmuz 2018 tarihli KHK’ya göre Cumhurbaşkanı tarafından belirleniyor. Üniversite rektörleri ise 2016’dan beri Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor. Devlet üniversitelerinde rektör, YÖK tarafından önerilecek üç aday arasından, vakıf üniversitelerinde ise mütevelli heyetinin belirlediği adaya YÖK'ün olumlu görüş vermesinin ardından Cumhurbaşkanı’na sunuluyor.

Daha önce üniversitelerde rektör ataması, akademik personelin oy kullandığı bir seçim ile belirlenen adaylar arasından yapılıyordu.

“AKADEMİK NİTELİKLERİ DÜŞÜK REKTÖRLER ÜNİVERSİTENİN BAŞARISINI DÜŞÜRÜYOR”

Bilim Akademisi’nin 2020 raporuna göre, “rektörlerin atama ile göreve getirilmesi, üniversitenin özerkliğini tahrip etmekle kalmıyor, rektörlerin bilimsel yetkinlikleri de düşüyor.” Raporda Akdeniz Üniversitesi’nden Engin Yıldırım’ın “Higher Education Dergisi’nde yayımlanan tespitleri ise şöyle aktarılıyor:

“Akademik nitelikleri yetersiz olan öğretim üyeleri arasında sıkça dile getirilen ‘İyi bir rektör olmak için iyi bir araştırmacı olmaya gerek yoktur. Araştırma bir şeydir, yönetim ise başka bir şeydir’ düşüncesi gerçeği yansıtmamaktadır. URAP (Akademik Performansa Göre Üniversite Sıralaması) verilerine   göre (…) üniversitelerin sıralaması rektörün göreve gelmesinden itibaren 3 yıl sonunda ilgili rektörün ortalama araştırma çıktısına göre değişmektedir. (…) Akademik nitelikleri düşük olan rektörler tarafından yönetilen üniversitelerin istisnasız tümü, bu rektörlerin göreve gelmesinden itibaren iki yıl içinde hem URAP sıralamasında hem   de genel olarak bilgi üretiminde aşağı sıralara düşmüştür.”

6 BİNDEN FAZLA AKADEMİSYEN İHRAÇ EDİLDİ

Saraç’ın YÖK Başkanı olarak görev yaptığı 7 yıl, üniversitelerde önemli dönüşümlerin yaşandığı yıllar olarak görülüyor. Görev süresi boyunca 6 binden fazla akademisyen üniversitelerden ihraç edildi. Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın 2019 raporunda; özellikle 2016’nın başında yayımlanan Barış İçin Akademisyenler Bildirisi ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL’le birlikte üniversitelerde yaşanan dönüşüme dikkat çekildi. Raporda, “Türkiye üniversitelerindeki son özerklik kalıntılarının ilgası, akademisyenlerin hukuki ve ekonomik olarak güvencesizleştirilmesi” değerlendirmesi yapıldı.

Raporu hazırlayan Dr. Serdar Tekin, “Yekta Saraç dönemini”; ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. “Yekta Saraç dönemi hakkında söyleyebileceğim şey, Türkiye üniversite tarihinin en karanlık dönemlerinden biri, hatta belki birincisi olduğu” diyen Tekin, bunun sebeplerini ise şöyle açıkladı:

“Bir kere, Cumhuriyet tarihinin daha önce eşi benzeri görülmemiş en kitlesel akademisyen tasfiyesi Yekta Saraç döneminde ve bizzat YÖK’ün nezaretinde gerçekleşti. OHAL döneminde üniversitelerden 6.081 akademisyen tümüyle hukuksuz bir biçimde KHK’lerle ihraç edildi ve gerek üniversitede gerekse daha genel olarak kamu sektöründe çalışmaları ömür boyu yasaklandı. OHAL resmen sona erdiği halde bu korkunç yasak hala sürüyor. Hangi gerekçeyle ihraç edildi akademisyenler? ‘Terör örgütleriyle iltisaklı oldukları’ gerekçesiyle. Bu akademisyenlerin ‘iltisaklı’ oldukları herhangi bir mahkeme tarafından tespit edilmiş miydi? Hayır. Büyük çoğunluğu hakkında açılmış herhangi bir dava bile yoktu. Dolayısıyla kimin üniversitelerden ihraç edileceğine aslında siyasi iktidarla “iltisaklı” üniversite yönetimleri ve Yekta Saraç başkanlığındaki YÖK karar verdi.”

“BASKIDA ÖZERKLİK DÖNEMİ”

11 Ocak 2016’da bir grup akademisyen tarafından yayımlanan “Bu suça ortak olmayacağız!” bildirisini ve sonrasına yaşananları hatırlatan Tekin, şunları söyledi:

“Bildiriden iki gün sonra tüm üniversitelere Yekta Saraç imzalı bir yazı gönderildi. Özetle ‘gereğini yapın ve beni bilgilendirin’ diyen bir yazı… Ve üniversiteler de yaptılar kendilerinden istenen şeyi. Rektörlükler yüzlerce akademisyene soruşturma açtılar, çeşit çeşit eziyet yaptılar, insanları işten çıkardılar, istifaya veya emekliliğe zorladılar ve düzenli olarak da YÖK’e bilgi verdiler. Bunlar OHAL’den önce oldu hep. Nitekim OHAL döneminde de imzacı akademisyenlerin 406’sı KHK’yle ihraç edildiler ve Anayasa Mahkemesi Temmuz 2019’da söz konusu bildirinin ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna hükmetmiş olduğu halde halihazırda görevlerine iade edilmiş değiller. Türkiye İnsan Hakları Vakfı bünyesinde hazırladığımız Üniversitenin Olağanüstü Hali raporunda bu durumu ‘baskıda özerklik’ diye adlandırdık biz. Yekta Saraç dönemi bir ‘baskıda özerklik’ dönemidir aynı zamanda.”

“TÜRKİYE ÜNİVERSİTE SİSTEMİ MÜTHİŞ BİR VASIFSIZLAŞMA YAŞIYOR”

Üniversitelerin Saraç döneminde akademik olarak daha da vasıfsızlaştığını öne süren Tekin, şunları ekledi:

“Müthiş bir vasıfsızlaşma yaşıyor Türkiye üniversite sistemi. Hâlâ üniversite olmakta inat eden çok az sayıda kurum dışında -ki bunlardan biri de Boğaziçi Üniversitesi ve orayı tahrip etmek için nasıl hoyratça uğraşıldığını hep birlikte görüyoruz- akademik liyakat normları ağır bir erozyona uğramış durumda. Çok sayıda yeni üniversite toplu konut misali açıldı ve buralarda parti/cemaat/tarikat ilişkileri üzerinden muazzam bir partizan kadrolaşma yaşandı. Bu tablonun ortaya çıkmasında da Yekta Saraç başkanlığındaki ‘yeni YÖK’ün büyük bir vebali olduğunu kaydetmek gerek. “

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ TUTUM BELGESİ KALDIRILMIŞTI

YÖK'ün 2015'te tüm üniversitelere gönderdiği tutum belgesini Akademide Kadın Çalışmaları ve Sorunları Komisyonu hazırlamıştı. YÖK, bu belgeyi 20 Şubat 2019’da internet sitesinden kaldırdı. Tutum belgesi yükseköğretim kurumlarınca toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanabilmesi için yapılması gerekenleri dört ana başlıkta toplamıştı:

“1- Yükseköğretim Kurumları eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliği dersine nasıl yer verebilir? 2- Yükseköğretim kurumları kurumlarında toplumsal cinsiyet eşitliğinin genel kabul görmesi için neler yapılabilir? 3- Yükseköğretim kurumlarının yöneticilerine, idari ve akademik personeline ve öğrencilerine toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığı kazandırmak için neler yapılabilir? 4- Yükseköğretim kurumları cinsel taciz ve cinsel saldırıya karşı neler yapabilir”

YEKTA SARAÇ KİMDİR?

1963 İstanbul doğumlu Yekta Saraç 1985’te İstanbul Üniversitesi. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Mezun olduğu yıl aynı bölümde araştırma görevlisi olarak göreve başladı, 1987’de yüksek lisans programını tamamladı. 1991’de doktora unvanını alan Saraç, 1992’de yardımcı doçent, 1994’te doçent ve 2000’de profesör oldu. Yekta Saraç’ın yayınlanmış sekiz kitabı var, üç kitabı ise baskıya hazır durumda. 2005 yılından beri YÖK üyesi. 2010-2014 yılları arasında YÖK Başkan vekilliği görevi yürüttü.

40 YILDIR HİÇ KADIN YÖK BAŞKANI YOK

Erol Özvar, YÖK'ün kurulduğu 1981'den bu yana dokuzuncu başkanı oldu. Hiçbir kadın akademisyen YÖK Başkanı olarak görevlendirilmedi. Kurulduğundan bugüne YÖK başkanları şöyle:

Prof. Dr. İhsan Doğramacı 21 Aralık 1981 - 09 Temmuz 1992

Prof. Dr. Mehmet Sağlam 15 Temmuz 1992 - 3 Kasım 1995

Prof. Dr. Kemal Gürüz 5 Aralık 1999 - 6 Aralık 2003

Prof. Dr. Erdoğan Teziç 9 Aralık 2003 - 9 Aralık 2007

Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan 11 Aralık 2007 - 11 Aralık 2011

Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya 12 Aralık 2011 - 06 Kasım 2014

Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç 11 Kasım 2014 – 20 Temmuz 2017

Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç 20 Temmuz 2017 – 20 Temmuz 2021

Prof. Dr. Erol Özvar 30 Temmuz 2021 – 30 Temmuz 2025

Son Güncelleme: 02.08.2021 09:50
Anahtar Kelimeler:
YÖKYekta Saraç
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.