CHP Parti Meclis Üyesi ve Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Gaye Usluer, sözleşmeli öğretmenlik siteminde mülakat uygulamasını ve eğitimde gelinen noktayı meclise taşıdı.
CHP grubunun meclise sunduğu sözleşmeli öğretmenlik sisteminde uygulanan mülakat yönteminin araştırılması önerisi hakkında konuşma yapan Usluer, eğitimdeki istikrarsızlıklardan söz ettiği konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “On dört yıllık AKP iktidarı Türkiye'de eğitimin OHAL'li yılları oldu. 2011 seçimleri sonrasında eğitimde OHAL hız kazandı. 2012 yılında 4+ 4+ 4'ün yasalaşması sonrasında aslında diyebiliriz ki 4+ 4+ 4 yasasıyla birlikte eğitimde OHAL'in miladı da başlamış oldu. Bakınız eğitimde OHAL AKP'yle başladı dedim. Bugün eğitim bu hâldeyse bu hâlin sorumlusu Adalet ve Kalkınma Partisinin kendisidir. On dört yılda, ta ki sizin için milat olan 17-25 Aralık 2013'e kadar eğitimi anahtar teslim olarak Fetullah Gülen cemaatine, bugün sizin yeni koyduğunuz adıyla FETÖ grubuna teslim ettiniz.”
NELER OLDU ON DÖRT YIL İÇERİSİNDE?
AKP hükümetleri döneminde yapılan eğitimde yaşanan olumsuzluklardan söz eden Usluer, “Müfredatın istedikleri biçimde yapılandırılması, değerler eğitimine geçilmesi, özel okulların açılması, teşvik edilmesi, dershanelerin bu ülkede eğitim içinde mutlakıyet kazanması, sayıları giderek artan vakıf üniversiteleri, atanan rektörlerin kimlikleri, TÜBİTAK'ta yaşanan değişimler, çalınan sorular bunların hepsi sizin eseriniz. Bunların hepsinden sorumlusunuz. 15 Temmuz bir darbe girişimi idi, 15 Temmuz sonrası 20 Temmuzda ilan edilen OHAL ve sonrası ise eğitime yapılan yeni bir darbedir!
ANAYASA MAHKMESİNDEN İPTAL KARARI BEKLİYORUZ
15 Temmuz öncesi Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama komisyonlarında görüşülen yasa tekliflerinin OHAL sürecinde kanun hükmünde kararname ile geçirilmesini eleştiren Usluer, “OHAL yasası kapsamı içinde değildir. Kanun hükmünde kararnamelerle devletin kurumlarının içi boşaltılamaz, bu şekilde devlet yeniden yapılandırılamaz. Anayasa Mahkemesinin sizler tarafından yapılan bu yanlışları iptal etmesini bekliyoruz” dedi.
GÖRSEL VE İŞİTSEL KAYIT ALTINA ALINMALIDIR!
Sözleşmeli öğretmenlik sistemini sert bir dille eleştiren Usluer, “668 sayılı Kararname'yle öğretmenler için 4+2 sözleşmeli çalışma modelini getirdiniz. Hiçbir meslek grubunda altı yıl zorunlu, güvencesiz ve dayatma esaslı çalışma sistemi yoktur. "4+2" denilen sistem asla ve asla kabul edilemez ve Millî Eğitim Bakanlığı bu çerçevede dedi ki: "15 bin yeni öğretmen atayacağız." Bunun için, KPSS sonuçlarına göre, 45 bin kişiye mülakat uygulayacaklarını açıkladılar. Daha önce Millî Eğitim Komisyonunda bu konu çokça tartışıldı, dedik ki: "Mülakat doğru bir şey değildir." Ne dedik? "Mülakat sübjektif bir değerlendirmedir..." Ne dedik? "İlla mülakat yapacaksanız, mülakatlar görsel ve işitsel kayıt altına alınmalıdır." dedik, ve ne dedik? "Mülakatla işe alım siyasi değerlendirmeyle kendi kafana uygun, senin ideolojine uygun olacak kişilerin işe alınmasıdır." dedik, ama dinlemediniz ve çeşitli illerde mülakat yapmak üzere 485 farklı komisyon kurdunuz. Mülakatlar geçtiğimiz hafta yapıldı ve hemen ardından toplumda infial yaşandı. Dikkat edin, tüm bu yaptıklarınızın arkasından bir sosyal patlama geliyor” şeklinde konuştu.
EŞİTLERİN EŞİTSİZLİĞİ
Hükümetin yaptığı dershane öğretmenlerinden oluşan 5 bin öğretmen ataması açıklamasını da göndeme getiren Usluer, “KPSS koşulu aranmadan, mülakat yapılmadan açıkta kalan 5 bin dershane öğretmenini de kadrolara atayacaksınız? Soruyorum yeniden: Hangi akıl, hangi vicdanla bunu yapacaksınız? Eşitler arasında eşitsizlik yaratmak haksızlık değil de nedir?
ASLI ERDOĞAN’A SOKRATES BENZETMESİ
90 gündür tutuklu olan Aslı Erdoğan ve diğer tutuklu aydınları da gündeme getiren Usluer, Aslı Erdoğan’ın suçun düşünmek ve yazmak olduğunu söyleyerek şunları dile getirdi: “Aslı Erdoğan şimdi tam doksan günden beri tutuklu. Aslında Aslı Erdoğan'a yapılanlar, Aslı Erdoğan'ın öyküsü bana Sokrates'i hatırlattı. Biliyorsunuz, hatırlayınız, Sokrates neyle suçlanmıştı? Dinsizlikle, gençlerin ahlakını bozmakla, Atina'nın iman ettiği ilahlara inanmamakla suçlanmıştı ve bu nedenle de cezalandırıldı. Peki, ne dedi Sokrates? "Asıl mesele, ölümden sakınmak değil; asıl mesele, haksızlıktan sakınmaktır çünkü kötülük ölümden daha hızlı koşar." Ve Aslı Erdoğan da mektubunda şöyle demiş: "Bu kötülük dayanışmasını kırmak, bu kötülük dayanışmasını ortadan kaldırmak için ne güçlerden ne çok umut gerekiyor." O erdem, o umut bizlerde mevcut.
MECLİSTEN TUTUKLU AYDINLARA SELAM
Buradan, yüce Meclisten Aslı Erdoğan'a selam gönderiyorum; sadece Aslı Erdoğan'a değil, suçları ispatlanmadığı hâlde tutuklu bulunan tüm aydınlara, gazetecilere, öğretmenlere, öğretim üyelerine, yargıçlara, askerlere selam olsun. (CHP sıralarından alkışlar) Ve diyorum ki: İnsanlık yüzyıllardır Sokrates'i konuşuyor ve insanlık yüzyıllardır Sokrates'ten feyz almaya devam ediyor. Atinalılar Sokrates'i öldürenleri cezalandırarak hesap sordular ve ben de sizlere şunu sormak istiyorum, soruyorum ki sizlere: "Sokrates'e o cezayı verenleri hatırlayan var mı?”
Son Güncelleme: 06.10.2016 14:07