CHP’li Biçer, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın “Genel Ahlak” şartlarını bir soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. Cumhuriyet Halk Partisi Manisa Milletvekili Dr. Tur Yıldız Biçer, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’a sorulmak üzere TBMM’ye soru önergesi verdi. Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi ve Yurtlar Kurumu’na bağlı öğrenci yurtlarında kalan öğrencilere imzalatılan ve yurtlardaki panolara duyuru niteliğinde asılan “Yurtlarda Barınan Öğrencilerin Uymak Zorunda Oldukları Kurallar”ı ve Manisa’da Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı öğrenci yurtlarında kalan öğrencilerin ve velilerin “öğrencilerin zorla namaza kaldırıldığına ve camilere götürüldüğüne” yönelik gelen şikayetleri Bakan Kılıç’a sordu. BAKANLIĞIN UYGUNSUZ KIYAFET ANLAYIŞI NEDİR? Biçer; “Yurtlarda Barınan Öğrencilerin Uymak Zorunda Oldukları Kurallar”a ilişkin düzenlenmiş belgenin 1. maddesinde yer alan 'uygunsuz kıyafetlerle dolaşmamak' ifadesi ne anlama gelmektedir? 'Uygunsuz kıyafet' tanımı nedir? Bir kız öğrenci için uygunsuz olabilecek kıyafet şekli nasıldır? Bu kurallar kim tarafından yazılıyor anlamak, anlamlandırmak mümkün değil!” diyerek konuya olan tepkisini belirtti. CHP’li Biçer, “Yurtlarda Barınan Öğrencilerin Uymak Zorunda Oldukları Kurallar”a ilişkin düzenlenmiş belgenin 20. maddesinde  'yurdun içinde genel ahlaka aykırı hareketlerde bulunmamak' şeklinde bir ifade de yer alıyor. Bu ifadeye göre bir kız öğrenci hangi hareketleri yaparsa genel ahlaka aykırı davranmış olur? Genel ahlak nedir? Genel ahlak şartları neye göre belirlenmiştir? Bunları açıklasınlar!” sözleriyle tepkisini dile getirdi. ÖĞRENCİLER BASKI ALTINDA SABAH NAMAZINA MI KALDIRILIYOR? Manisa İlindeki Kredi yurtlar Kurumunda kalan öğrencilerden, “baskı altında sabah namazına kaldırıldıklarına” ve kız öğrencilerin tesettüre girmeye zorlandıklarına dair şikayetler gelmesi ve velilerin bu konuda ısrarcı davranması üzerine Bakan Kılıç’a iddiaların doğruluğunun tespitine ve gerçekliğine yönelik araştırmalarda bulunulup bulunulmayacağını da soran BİÇER; “Anayasa’nın 24. Maddesi ‘Din ve İnanç Hürriyeti’ni açıklamaktadır. Hiç kimsenin, herhangi birinin inanç ve ibadet etme özgürlüğüne müdahale hakkı yoktur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9. Maddesi “Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü”nü işaret etmektedir ve din konusunda baskı yapan insanlara göz yumarak uluslararası sözleşmeleri bile ihlal etmekteyiz.  Her birey kendi inancını istediği gibi yaşayabilmelidir. Baskılarla dayatılan inançların kimseye fayda getirmediğini görüyoruz” diyerek inanç özgürlüğünün fiili olarak da uygulanması gerektiğine dikkat çekti. Biçer şöyle devam etti: “Öğrencilerin istekleri dışında sabah namazına kaldırılması, kız öğrencilerin tesettüre girmeye zorlanması Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun görev, yetki ve sorumlulukları dâhilinde mi? Bakın istek dahilinde yapılan hiçbir ibadete, inanca kimsenin müdahale etme hakkı yoktur! Herkes nasıl ki vicdan muhasebesini kendi içinde yapabiliyorsa din de insanın içinden geldiği gibi yaşaması gereken bir duygudur. Bizler baskını her şekline karşıyız! Baskıları doğru bulmuyoruz!”