12 Ağustos Uluslararası Gençlik Günü'nde ülkemizdeki gençlerin sorunlarını Meclis Başkanlığı'na verdiği bir araştırma önergesi ile gündeme taşıyan CHP İstanbul Milletvekili Didem Engin, eğitim sistemindeki sorunlar, genç yoksulluğu, genç işsizliği, gençlerin siyasete katılımının önündeki engeller, madde bağımlılığı, KPSS ve YGS skandallarının yarattığı mağduriyet gibi çeşitli sorun alanlarının gençlerin geleceğe yönelik umutlarını körelttiğini belirtti.
Nüfusunun yüzde 41.1’ini çocukların ve gençlerin oluşturduğu ülkemizin dünyada ve bulunduğu bölgede teknolojik üstünlük yakalayabilmesi, demokrasimizin sağlıklı bir yapıda işlerliğe kavuşabilmesi ve gerek sanayileşmede gerekse ekonomide güçlü bir konuma gelebilmesi için gençlerimizin eğitimde, sosyal, kültürel ve sportif alanda güçlü donanıma sahip nesiller olarak geleceğe hazırlanması gerektiğini belirten Didem Engin "Yarının karar alıcıları ve ülkemizin en önemli beşeri kalkınma unsuru olan çocuklarımızı ve gençlerimizi bugünkü eğitim sistemiyle plansız, hedefsiz, iddiasız, eleştirel bakış açısından ve yaratıcı güçten yoksun, sorgulamayan, çok yönlü düşünmeyen, araştırmayan, okuma alışkanlığı yetersiz, analiz ve sentez yeteneğinden yoksun bir nesil olarak yetiştirirsek, geleceğimize güvenle bakabilmek ve kayıp yılları telafi etmek mümkün olamayacaktır. Bugün gençlerimizin terör örgütlerinin, uyuşturucu tacirlerinin ve sapkın ideolojilerin tuzağına kolayca düşmesinde de mevcut eğitim sistemimizin rolü yadsınamaz" dedi.
Vizyoner ve sürdürülebilir bir gençlik politikasının olmadığı ülkemizde, okul öncesi dönemden yüksek öğretime varıncaya kadarki dönemde araştırmacı ve yaratıcı düşünceyi yok eden ezberci ve tekdüze bir eğitim sisteminin de gençlerimizin kendilerini geleceğe ve teknolojik çağa uygun bir şekilde hazırlayamamalarına sebep olduğunu vurgulayan Didem Engin, sınav sistemindeki sorunlar sebebiyle istemedikleri ve yaratıcı olamayacakları bölümlerde okumak zorunda kalan gençlerin sonrasında yaşadıkları mesleki memnuniyetsizliğe, yurtların yetersiz ve güvensiz olmasına, genç işsizliği ve istihdam olanaklarının azlığına, geçim sıkıntısına, umutsuzluk ve buna bağlı olarak ortaya çıkan psikolojik sorunlara, genç yoksulluğuna, madde bağımlılığına, erken yaşta ve zorla evlendirilme, genç annelik, sosyal imkânlara erişimde yaşanan sıkıntılar, gençlerimizin siyasete katılımlarının çok sınırlı düzeyde kalması, gençlerin kamu harcamalarından çok düşük oranda pay almaları, sosyal devlet ilkesinin aksatılması, engelli gençlerin yaşadığı sorunlar, genç kadınların toplumda karşılaştıkları engeller, ülkemizde bölgeler arası kalkınma farklılıkları nedeniyle bazı bölgelerdeki gençlerimizin bu sorunlardan çok daha fazla etkileniyor olması, düşünce özgürlüğü alanında yaşadıkları baskılar gibi çok sayıda toplumsal, sosyal, siyasal ve ekonomik soruna dikkat çekti.
Belirtilen tüm bu sorunlara ek olarak, 15 Temmuz 2016 akşamı gerçekleştirilen darbe girişiminin toplumun tüm kesimleri gibi gençleri de derinden etkilediğini belirten Didem Engin, "Darbe girişimi sonrası örgütün beşeri ve maddi kaynak sağlayıcıları olarak nitelendirilen çeşitli okullar ve işyerleri kapatılmıştır. Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’yle ilişkili olduğu gerekçesiyle 1,043 özel öğretim kurumunun kapatılması, MEB personeli olan 15,200 öğretmenin görevden alınması, özel kurumlarda çalışan 21,000 öğretmenin lisansının iptal edilmesi eğitim sistemimizin ne durumda olduğunun bir göstergesidir" dedi.
2010 KPSS sorularının Gülen Cemaati tarafından kendi üyelerine servis edildiği ve YGS'de şifre skandalı yaşandığı yönünde yapılan tüm uyarı ve şikayetlerin Hükümet tarafından yıllarca görmezden gelindiğini, binlerce gencimizin iş başvurularında haklarının gasp edilmesine neden olduğunu ve gençlerimizde büyük bir hayal kırıklığı, umutsuzluk ve güvensizlik yarattığını dile getiren Didem Engin, "Bu hasarın gençlerimiz üzerinde kalıcı bir travmaya dönüşmemesi için acil önlemlerin vakit geçirilmeden alınması gerekmektedir" dedi.
Vizyoner ve Sürdürülebilir Bir Gençlik Politikamız Yok!
2016 yılı itibariyle, 78 milyon 741 bin 53 kişiden oluşan ülke nüfusumuzun % 24.33'ünü oluşturan 15-29 yaş aralığındaki genç nüfusumuzun Avrupa Birliği üyesi ülkeler ile kıyaslandığında, en fazla genç nüfusa sahip ülke konumunda olduğumuzu belirten Didem Engin, "Ancak ne yazık ki ülkemizde 14 yıllık tek başına AKP iktidarı boyunca vizyoner ve sürdürülebilir bir gençlik politikasının oluşturulamamış olması, gençlerimizin karşı karşıya kaldığı sorunların daha da derinleşmesine sebep olmuştur. Oysa ki uluslararası kuruluşlar sürekli olarak gençlik ve eğitim programlarının önemine vurgu yaparak, ülkeleri bu yönde adım atmaya teşvik etmeye çalışmaktadır. Örneğin Birleşmiş Milletler, gençlere ve gençliğin gücüne büyük önem vermekte, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için gelecek on yılların gençlerin eliyle yükseleceği bilinci ile hareket etmektedir. 2030 Ajandası’nın başarıya ulaşması için gençlerin etkin rol alması gerektiği savunulmaktadır" dedi.
Avrupa Birliği’nin de gençlik politikalarına büyük önem verdiğini vurgulayan Didem Engin, Avrupa düzeyinde belirlenen ortak politika hedeflerine ulaşılabilmesi için gençlik alanında üye ülkeler arasında işbirliğinin geliştirilmesi için uygulanan "Youth on the move", AB Gençlik Stratejisi gibi örneklere de değindi.
"Ne yazık ki ülkemizde vizyoner ve sürdürülebilir bir gençlik politikasının varlığından söz etmek mümkün değildir" diyen Didem Engin, AKP tarafından küresel arenada gençlik politikası olarak öne sürülen Ulusal Gençlik ve Spor Politikası'nın ise gençlerin sorunlarına gerçekçi çözümler bulmaktan çok uzak bir temenni belgesi niteliğinde olduğunu belirterek sürdürülebilir ve gerçekçi bir gençlik politikasının yokluğunun ülkemiz gençliğini küresel rekabette de geri plana attığını, Gençlik Kalkınma İndeksi'ne göre, ülkemizin 170 ülke arasında 0.687 puan ile ancak 64. sırada yer alabildiğini belirtti.
Üniversiteli İşsiz Sayımız Milyona Koşuyor!
Önergesinde genç işsizliğine de değinen Didem ENGİN, ülkemizin genç işsizlik oranının %18.6 olduğunu belirterek "OECD raporlarına göre ülkemizde 15-29 yaş arası gençlerin % 31.3'ü ne istihdam piyasasında yer almakta, ne eğitim görmekte ne de staj yapmaktadır. Türkiye ne yazık ki bu oran ile OECD ülkeleri içinde olumsuz bir liderliğe sahip" dedi.
2000 yılında 143,000 olan üniversite mezunu işsiz sayısının, 2015'te 774,000’e çıktığını vurgulayan Didem ENGİN, üniversiteli işsiz sayısındaki bu artışın, gençlerimizde yoğun bir kaygı ve tedirginliğe sebep olduğunu, toplum genelinde de işsizliğin yapısal bir sorun haline geldiğini gösterdiğini söyledi.
KPSS'ye 2012 yılında 931.307 kişi girerken, aday sayısının 2014 yılında 1.128.032’ye, 2016 yılında ise 1.231.479’a yükseldiğini hatırlatan Didem Engin, "Gençlerimiz özel sektörde istihdam imkanlarındaki daralma sebebiyle çareyi kamu sektöründe aramakta, ancak kadrolaşma ve alım yapılan kadroların azlığı sebebiyle bu çabaları da çoğu zaman karşılıksız kalmaktadır" dedi.
Yoksul Gençler Terör Örgütlerinin Hedefinde
2013 yılında TÜİK tarafından yapılan Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması sonuçlarına göre 15-29 yaş grubunda olan genç erkeklerin %22.3’ünün, kadınların ise %24.6’sının yoksulluk riski altında olduğunun belirtildiği önergede, özellikle terör ve çatışma bölgelerinde bu oranların daha da derinleştiği ve gençlerimizin toplumsal hayata eşit katılım konusunda daha yoğun bir mücadele vermek durumunda kaldığı vurgulandı. Terör örgütlerinin çeşitli yöntemlerle gençleri terörün birer öğesi haline dönüştürmek için çaba sarf ettiğinin, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Gülen cemaati üyelerinin, cemaatin kendilerine nasıl ulaştığına ilişkin açıklamalarının da yoksulluk kıskacındaki çocuk ve gençlerin bu tür örgütlerin hedefinde olduğunu bir kez daha gösterdiğinin belirtildiği çalışmada "Hükümet'in sosyal devlet ilkesini yok sayan tutum ve davranışları, ne yazık ki çocukları, gençleri ve ailelerini FETÖ ve benzeri örgütlerin kucağına itmektedir" dendi.
Uyuşturucu Kullanımı ve Madde Bağımlılığında Korkutan Rakamlar
Yaşadıkları sorunlar ve bunalım nedeniyle kendilerini umutsuz ve güvensiz hissedip, uyuşturucu kullanmaya başlayan çocuklarımızın ve gençlerimizin sayısının ürkütücü boyutlara ulaştığını söyleyen Didem ENGİN, uyuşturucuya başlamanın 10 yaşına kadar düştüğünü belirterek "2009-2014 yılları arasında madde bağımlılığı tedavisi gören kişi sayısı 1,182,505 ve uyuşturucu madde kaynaklı ölüm vakaları da en çok 15-29 yaş arasında yaşanmakta. Yani gençlerimiz uyuşturucu kıskacında" dedi.
Engelli Gençleri de Unutmadı
Engelli vatandaşlarımızın yaşadığı sorunları sık sık Meclis gündemine taşıyan Didem ENGİN, gençlik çalışmasında da engelli gençleri unutmadı. "Hükümet tarafından görmezden gelinen engelli vatandaşlarımıza yönelik kapsamlı bir çalışma yürütülmediği için engelli gençlerin sayısı ve dağılımına yönelik güncel ve güvenilir veriler yok. Ancak genç vatandaşlarımızın yaşadığı sorun ve sıkıntıları engelli gençlerin daha ağır koşullarda yaşadığını kabul edebiliriz" diyen Didem Engin, Eurostat verilerine göre Türkiye’de engellilerin eğitim ve öğretime katılım oranının yüzde 1.7 iken, AB-28 ortalamasında her 100 engelliden 6.9’unun eğitim-öğretim imkanı bulabildiğini belirtti.
Kamu Harcamalarında Gençlere Yer Yok!
Gençlerin kamu harcamalarından gerekli payı alamadığını, nüfusun yüz de 17’sini oluşturan 15-24 yaş arasındaki gençler için yapılan harcamaların, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın sadece yüzde 0.42’sini oluşturduğunu vurgulayan Didem Engin, sayılan sorunların çözümü için kamu harcamaları payının arttırılması gerektiğini savundu ve gençlerin bütçeden hak ettikleri payı almaları gerektiğini söyledi.
Siyasette Gençler Sadece Oy Verebiliyor ama Karar Alma Mekanizmalarında Yer Alamıyor!
Ülkemizde karar alma mekanizmalarında gençlerin temsiliyetinin de yetersiz olduğunu savunan Didem Engin, Meclis'in yaş ortalamasının 50 olduğuna dikkat çekerek "TBMM'de genç milletvekili oranı yalnızca yüzde 1.6. Oysa ki gençlerin siyasette karar alma mekanizmalarında yön verici olarak yer alabilmesi büyük önem taşıyor. Gençlerimizin siyasete olan ilgileri ve siyasetçilere duydukları güven de ülkemizde ne yazık ki sınırlı kalmaktadır" dedi.
Önerge Kabul Edilirse Gençlik Sorunları Araştırma Komisyonu TBMM’de İlk Kez Kurulacak!
Önergesinde değindiği sorunların bir an evvel çözüme kavuşturulması gerektiğini söyleyen Didem Engin, gençlerimizin mevcut karamsarlık duygusundan sıyrılarak, yarınlara emin adımlarla ilerleyebilecekleri bir ortamın hazırlanması gerektiğini, bunun için de en büyük görevin Meclis'e düştüğünü söyledi.
Bugüne kadar Meclis çatısı altında gençlerin sorunlarına yönelik kapsamlı çalışma yapan bir araştırma komisyonunun kurulmamış olmasının önemli bir eksiklik oldugunu belirten Didem Engin, ‘Gençlik sorunları ile ilgili tüm partiler bir araya gelerek ivedilikle bir çalışma başlatmalıdır” dedi.
Son Güncelleme: 12.08.2016 16:08