Ezber Yalnız Başına Buğulu Cama Yazı Yazmak Gibidir

EĞİTİMCİ-YAZAR ŞAHİN AYBEK: ANDREAS SCHLEICHER VE ZİYA SELÇUK’UN ‘EZBER’İ…

12 Nisan 2019 Cuma 10:57
Ezber Yalnız Başına Buğulu Cama Yazı Yazmak Gibidir

Ezber Bir Öğrenme Yöntemi Olarak Kalıcı Öğrenmeler İçin Metodik Olarak Kullanılmalı

PISA Direktörü Andreas Schleicher’in Türkiye’nin eğitimiyle ilgili verdiği röportaja dair, kapsamlı bir yazı yazmıştım ve röportajın geneline dair fikirlerimi ifade etmiştim. Direktörün eğitim sistemimize dair eleştirilerinden biri, ezberci bir eğitim sisteminden uzaklaşılması gerektiğiydi. Ve bu bağlamda; insanların pek çoğu eğitim sistemimizi ezbercilikle suçlar. Eğitim sistemimizi ezbercilikle eleştirmek işin kolayına kaçmak mıdır; ya da eğitim sistemimiz gerçekten ezberci midir; ya da ezber nedir diye düşünürken; Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, LGS kapsamındaki merkezi sınav hakkında, "Ezbere dayalı soru sormuyoruz. Yorumlama, akıl yürütme, eleştirel düşünebilme, okuduğunu anlama, çıkarım yapabilme gibi becerileri isteyen sorular geliyor." dedi.

Selçuk’un açıklamalarından sonra, yine, bizimkiler ve sizinkiler mantığıyla ezber konusu yüzeysel ve özellikle de eğitim bilimci olmayanlar tarafından tartışılmaya başlandı. Şimdi bu tartışmalar ışığında ezberi ele almaya çalışalım.

Ezbere Karşı Olmak Mı, Ezberden Başka Bir Şey Vermemeleri Mi?

Bu konuda o kadar çok şey söylenmeye çalışıldı ki; gençler sorgulamasınlar, araştırmasınlar, ne dersek ona biat etsinlerden; ezberin kendisinin; yani şiir, tekerleme ezberlemenin değil; ezberci eğitim sisteminin kötü olduğuna, bilişsel beceriler ve yetenek arasında bağlantı kurulamayacağına, ezber olması halinde öğrenilen konuların birbirleriyle ilişkilendirilmeye-kafaya doldurulduğuna, bilginin içselleştirilemediğine, gerçek öğrenmelerin böyle olamayacağına, çocukların hafız yapılmak istendiğine, google’ın 2 milyon algoritmasının nasıl ezberleneceğine, eğitim biliminin verileri kullanılmadan pek çok şey söylendi. Ezber nasıl bir öğretim metodudur, ezberci eğitim deyince ne anlamalıyız merkezli, ezberi analiz edelim.

Ezber Bir Öğrenme Yöntemi Olarak Kalıcı Öğrenmeler İçin Bir Yöntem Olarak Kullanılmalı

Bu konu ele alınırken kökenleri Hun, Göktürk, Uygur, Selçuklu ve Osmanlı eğitim sistemlerine dayanan bir eğitim sistemimiz olduğunun unutulmaması gerekir ve bizim eğitim ve geleneğimiz küçümsenmemelidir. Dil öğretiminde ve hafızlıkta ezberin öğrenme yöntemi olarak kullanılmasından hareketle; aslında ezberci eğitime karşı çıkılıp ve ezber metodik bir yöntem olarak kullanılabilir yani sistematik öğrenmenin olması gereken bir eğitim süreci olmalıdır.

Ezber sadece herhangi bir metni ezberlemek değildir, ezberlenen şeyin daha güçlü bir şekilde kendi hayatına sirayet etmesidir. Yani öğrenmelerin pedagojik olarak, her öğrenmenin bir ön öğrenme olarak ezber olduğu, bundan sonrasında ise kalıcılaştırılması gerektiğini ifade ediyorum. Evet, ezberci bir eğitim sistemine karşı çıkmalıyız. Ezberci eğitim sistemi iyi değildir, ezber kalıcı öğrenmeler için metodik olarak bir öğrenme yöntemi olarak kullanılmalıdır.

Her Öğrenme Aslında Önce Bir Ezber Midir?

Her öğrenme aslında önce bir ezber midir, ezber yöntemi eğitim öğretimde nasıl kullanılır, ezber yapmanın beyne ve zekâya katkıları var mıdır, ezber akademik ve sosyal hayatta nasıl kullanılabilir, Türkiye’nin eğitimi ezberci midir, ezberciyse bunun sorumluları kimlerdir gibi pek çok soru sorulabilir bu konuda. Ve de ezberi bir öğrenme yöntemi olarak düşündüğümüzde, günlük hayatımızda önemli bir yeri olan ezber, tüm öğrenme yöntem ve teknikleri içerisinde en kadim olanıdır. Ama ezber modern eğitim yaklaşımlarının da savaş açtığı, bu bağlamda öğrencileri üretmekten, sorgulamaktan uzaklaştırdığı yönleriyle de eleştirilir. Oysaki ezber tüm bu tartışmaların ötesinde insanlık için hayati bir öneme sahiptir ve bu yönüyle ezberlemenin bilgiyi hafızada tutmak olduğunu düşündüğümüzde içinde ezberin olmadığı bir öğrenme ve ezberin kullanılmadığı bir eğitim olur mu?

Bir Öğrenme Yöntemi Olarak Ezber

Farsçadan dilimize geçmiş olan ezber; bir metni eksiksiz akılda tutabilmedir. Bu yönüyle ezber kötü değildir; ezbercilik kötüdür. Çünkü ezberci kişi, ders çalışmayı anlamaya değil; sadece ezbere dayandırır; yani bilgiye geçici olarak vakıf olur.

Bu konuda karşı olunması gereken nokta da burası; ezber yalnız başına buğulu cama yazı yazmak gibidir. İşte bunu yapmanın yolu da kısa süreli bellek aşamasında her bilginin bir ezber olduğunun farkına varıp; bilgiyi uzun süreli belleğe taşımak için geleneğimizden de yararlanarak bir eğitim süreci tasarlamalıyız. Yani; ezberci eğitim sistemini oluşturan ezber aşamasına takılı kalmak ve bilgileri kalıcılaştırmamaktır kötü olan. Ve de geleneksel eğitim anlayışı sadece ezberden oluşmamaktadır.

İbn Haldun Gibi Öğrenmeyi Meleke Olarak Kabul Etmeliyiz

İbn Haldun’un öğrenmeyi alışkanlık; yani meleke olarak kabul ettiğini düşündüğümüzde, bu yönüyle ezbere değil; ezberciliğe karşı olmalıyız. Çünkü İbn Haldun, hayata uygulanmayan, ezbere okunan, üretime katkı koymayan bilgiye karşıdır ve ezber ancak bir yöntem olarak kullanıldığında anlamlıdır. Aynı şekilde; ezber bir amaç değil, öğrenme amacına yönelik bir araç olmalıdır, bizce de. Ve anlıyoruz ki; ezberleme eğitim, öğretim süreçlerinin tüm aşamalarında olmak zorundadır. Çünkü her türlü bilginin elde edilme ve kazanım süreçlerinde ezber olmak zorundadır. Ve ezber bir yöntem olarak uygulandığında öğrenci başarısını arttıracak ve eğitim öğretimi daha verimli hale getirecektir.

Ezber Eğitimde Olmalı; Ezbercilik Olmamalı

Ezber bir yöntem olarak eğitimciler tarafından ciddi bir şekilde kullanılmakta ve öğrenci başarısına katkı sağlamaktadır. Yine ezber, hafızayı geliştirmekte ve beyni aktif bir hale getirmektedir. Ve ezber yöntemini diğer öğretim yöntemlerinden soyutlayamayacağımız gibi; sözel dersler ağırlıklı olmak üzere tüm derslerde kullanırız ve yine özellikle, yabancı dil öğrenmede; müzik, tiyatro, çarpım tablosu ve şiir gibi konularda kullanırız. Ezberci bir eğitim sistemine karşı olan biri olarak, ezbere metodik ve öğrenmeyi kalıcılaştıracak süreçler açısından evet; ama ezberciliğe ve ezberci eğitim sistemine hayır, diyorum. Ve de kökenleri Hun, Göktürk, Uygur, Selçuklu ve Osmanlı eğitim sistemlerine dayanan eğitim sistemimiz, güçlü eğitim geleneğiyle ezberi bir öğrenme yöntemi olarak; kalıcı öğrenmelerin gerçekleşebileceği ve öğrencilerimizin eleştirip sorgulayabileceği şekilde sistematik bir öğrenme ve eğitim süreci haline getirebilir.

“ ‘Ezberci eğitimden uzaklaşmalıyız’ önermesinin epistemik bir ezber mi “ önermesi, tüm yönleriyle ele alınmalıdır. Ezberci bir eğitim sistemi, öğrencilerin beyinlerini birer bilgi bankasına dönüştürür kuşkusuz. Ve yine ezberci bir eğitim sisteminde taklitçi, eleştirmeyen, yeni bir şeyler üretmeyen, düşünmeyen bireyler yetişir. Burada, eğitimde içerik olarak neyin öğretildiği ve ezberletildiği de tartışılmalıdır. Sonuç itibariyle; genel paradigma olarak din öğretiminin ve tarım toplumunun bir eğitim algısı olarak görülen ezberci eğitim sistemine ben de, onu eleştirenler de karşı çıkmaktadır. 

Aslında ezberci eğitimden uzaklaşmalıyız önermesinin epistemolojik bir ezber önermesi olduğundan hareketle, birbirimize karşı olan ezber önermelerimizi yıkmalıyız, bilimi ve aklı merkeze alarak. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.