SATRANÇ DEMEK DÜŞÜNEN ve SORGULAYAN TOPLUM DEMEKTİR
'Cübbeli Ahmet' diye biri 'Satranç oynayanlar lanetlenmiştir, oynayana bakan domuz eti yemiş gibidir' diye bir açıklama yaptı. Ülkemizin en çok birliğe beraberliğe ihtiyacı olduğu bu günlerde bu tip açıklamalar yapmak pek çok açıdan doğru değildir. Bu cümleler bir takım siyasi kaygılarla söyleniyorsa kimse kusura bakmasın bizzat Sayın Cumhurbaşkanı daha önceden satranç dağıtmışlardır ve pek çok konuşmalarında aklımızı kullanmamız gerektiğini vurgulamışlardır. Buralardan kimseye ekmek çıkmaz. Bu tip açıklamalar hem dinimize hem eğitimimize zarar veriyor. Kimse buralardan ülkemizi kutuplaştırmaya ayrıştırmaya çalışmasın. Türkiye Hepimizin Eğitim Hepimizin.
Satranç Hayatı Şansa Bırakmamaktır
Satrancın eğitim ve toplum kalkınmasındaki önemi bir yana, satranç düşünmeyi ve bilimi merkeze alarak Allahın verdiği aklı kullanmamızı sağlar. Hayatımıza ciddi katkılar koyarak evreni doğayı ve insanı Allahın verdiği akılla kavramamıza anlamamamıza yardımcı olur. Satranç oyununun bireylere analitik düşünme becerisi, stratejik bakış açısı, vizyon, öz güven kazandırma gibi önemli işlevleri vardır. Satranç hayatı şansa bırakmamaktır, 'saldım çayıra Mevlam kayıra' dememektir. Satranç bireye etkin bir öğrenme ortamı sunar. Öğrenci böylelikle satranç oyununda beynini aktif olarak kullanır, fikirleri düşünür, problemleri çözer ve anında uygular. Satranç oynayan öğrencilerde yaratıcılık, eleştirel düşünme, karar verme, problem çözme gibi zihinsel kapasitelerde artma olduğu, başarıyı olumlu etkilediği, zamanı etkili kullanma gibi alışkanlıkların olumlu etkilediği araştırmalarla ortaya konmuştur.
Kendini En Güçlü Hissettiğin An En Zayıf Olduğun Andır
Satranç hayattır, hayat stratejisi belirleyebilmedir. Yaşamı ve başarıları şansa bırakmamaktır. Haa burada tercih size aittir: Vezir de olursunuz rezil de, ya da tüm yaşamınızı bir piyon olarak geçirirsiniz. Satranç oynayarak zihin jimnastiği yaparsınız. Satranç size her hatada doğru bir yan olduğunu, tek kötü hamlenin kırk iyi hamleyi boşa çıkaracağını öğretir.
Satranç Ülkemizin Tarihsel Gerçeklerindendir
Satranç 4 bin yıllık tarihi olan bir spor, sanat-bilim karışımı bir alandır. Bizim de çok eskilere dayanan bir satranç kültürümüz ve tarihimiz vardır.1500'lü yıllarda yazılmış el yazması satranç kitapları vardır. Bunların en önemlisi Seferhisarlı İsmail Şaban’ın el yazması kitabıdır. Mevlana’nın satranç oynadığına ait bilgiler vardır. Pek çok liderimiz ve komutanımız satranç oynamış ve oynatmıştır. Orta Asya Türk topluluklarında ve Anadolu Selçuklularında yaygın olarak satranç oynanmıştır. Osmanlı da bu gelenek sürdürüldüğü gibi uluslararası ilişkilerde önemli kişilere satranç takımları hediye edilmiştir. Cumhuriyet döneminde satranca verilen önem arttığı gibi askeri okullarda da ders olarak okutulmuştur. Atatürk, iyi bir satranç oyuncusuydu. Satranç tarihimizde bu kadar önemli yer bulmuşken ve dünyada satranç robotları yapılırken bizim konuştuğumuz konulara bakar mısınız! 1924 yılında kurulmuş olan FIDE (Uluslararası Satranç Federasyonu) her iki yılda bir dünyada satranç olimpiyatları yaparken biz neler konuşuyoruz. Ülkemizde de TSF (Türkiye Satranç Federasyonu) 1954 yılında kurulmuştur.
Satranç Dersi Okullarda Zorunlu Hale Getirilmelidir
Satranç eğitimin de olmazsa olmazıdır. Öğrenciler satrançla sadece satranç öğrenmez. Bu öğrenmelerin aynı zamanda diğer derslere de katkısı olur. Çünkü satranç bilen öğrenciler, diğer derslerde de oldukça başarılı olmaktadırlar. Bu ders çocukların sosyal ve zihinsel gelişimleri açısından son derece önemlidir. Öğrenmenin beyinde gerçekleştiği düşünülürse yapılan tüm eğitim faaliyetleri bireyin dolayısıyla beynin gelişimini sağlamaya yöneliktir. Satrancın yararları Türk Millî Eğitiminin Genel amaçları ile de uyumludur. Satranç öğrencilerde; 'Planlama, Gözünde Canlandırma, Odaklanma, Kuvvetli Analiz, İleriyi Düşünme, Kuramsal Düşünme' gibi pek çok özellik gelişimine yardımcı olur. Özelikle erken çocukluk döneminde verilen satranç eğitimi çocukların genel okul olgunluğunu, sosyal becerilerini ve dikkat toplama becerilerini anlamlı düzeyde etkiler.
Sonuç olarak tüm bu nedenlerden dolayı başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Ana Muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu dahil satranç oyunu deyip geçmemeli ve toplumda kutuplaşmalara yol açacak bu söylemlere gereken tepkileri gösterip, ülkemizin ikliminin sertleşmesine izin vermemelidirler. Milli Eğitim Bakanımız İsmet Yılmaz ve Müsteşarımız Yusuf Tekin de satrancın hayal gücünü ve inovatif düşünceyi geliştiren, farklı arayışlara yöneltirken sonsuz sayıda farklı kombinasyonu düşündüren, mantıksal düşünmeyi öğreten bir alan olduğunun bilinciyle; satrancın başta erken çocukluk dönemi olmak üzere eğitimin her aşamasında zorunlu bir ders olması için gerekli hassasiyeti göstermelidirler. Ayrıca yaşam boyu öğrenme kapsamında satranç eğitimi bir halk eğitimi hizmeti olarak da yaygınlaştırılmalıdır.