CHP Parti Meclis Üyesi ve Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Gaye Usluer, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz  ile darbe girişimi sonrasında kapatılan okullarda görev yapan öğretmen ve öğrencilerin akıbeti hakkında görüştü.  TOPLUM BUNU UNUTMAZ MEB Bakanı İsmet Yılmaz’ı makamında ziyaret eden Usluer, darbe girişimi ardından uygulanan OHAL kararı ile kamu kurum ve kuruluşlarından ciddi sayıda çalışana işten el çektirildiğini söyleyerek, “Bu tür önlemler  suçluları cezalandırmak için gerekli elbette fakat suçluların yanında suçsuzların da mağdur edildiği yolunda vahim haberler alıyoruz" dedi. "Bu insanların çocukları ve aileleri var" tespitini yapan Usluer, "Toplumsal bir yara daha açılıyor bunun farkında olup ona göre daha hassas davranmak gerekir. Toplum bunu unutmaz, bu tür yaralar kolay kapanmaz” diye konuştu. LÜTFEN ÖNLEM ALINSIN! Kurunun yanında yaşın da yanmasından büyük endişe duyduklarını ve aldıkları haberlere göre de bu anlamda birçok vatandaşın mağdur olduğunu ifade eden Usluer, kapatılan okullarda görev yapan öğretmenlerin, öğrencilerin ve personelin de akıbeti konusunda endişeli olduklarını dile getirdi. Kapatılan okullarda görev yapan öğretmenler ve sözleşmeli tüm personel için hükümetin istihdam politikasının ne olacağını da soran Usluer, Bakan Yılmaz’a işten el çektirmelerin hangi kriterlere göre yapıldığı sorusunu yöneltti. Millî Eğitim Bakanı Yılmaz Usluer’e "cemaat bağlantılı sendikalara ve cemaat ile ilişiği olduğu bilinen bankalarla bağlantısı olanların tespit edilmek suretiyle görevden alındıkları" cevabını verdi. Bunun üzerine Eğitim-Sen ve Eğitim-İş sendikalarına bağlı öğretmelerin de görevlerinden alındığını hatırlatan Usluer, "bu iş cadı avına dönüşmesin, lütfen önlem alınsın" dedi. ÇOK ÖNEMSEDİĞİMİZ DEMOKRASİ BALTALANIYOR! 15 Temmuz öncesi Eğitim Komisyonunda görüşülen, Meclise gelmesi beklenen torba yasa tasarısı içinde olan ve CHP’nin kuvvetle karşı çıktığı bir maddenin OHAL fırsat bilinerek Kanun Hükmünde Kararname olarak geçirilmiş olmasını da doğru bulmadıklarını ifade eden Usluer, "MEB torba yasa tasarısı içinde bulunan ve sözleşmeli öğretmen atamasına yönelik maddenin KHK haline çevrilmesi ve parlamentonun devreden çıkartılarak uygulamaya geçilmesini doğru bulmuyoruz. Bakın bugün hepimiz demokrasinin ne kadar önemli olduğunu hep birlikte tekrar tekrar idrak ediyoruz. KHK İle OHAL'den yararlanıp hayata geçirilen bu uygulamalar sahip çıkmaya çalıştığımız demokrasiyi baltalamaktan başka bir işe yaramaz” diye konuştu. DEVLET KURUMLARI HER TÜRLÜ SİYASETTEN ARINDIRILMALI Görevden alınan öğretmenler kadrolu iken, boşalan kadrolara atanacak öğretmenlerin bu kararname ile 4+2 sözleşmeli olarak alınacağını hatırlatan Usluer, “Bu gençler zaten bir sınava, KPSS’ye girdiler ve bir başarı sıralamaları var. Hal böyleyken KPSS sıralaması dahilinde boşalan kadro sayısının üç katı kadar öğretmen adayının sözlü sınav yapılarak ve sözleşmeli öğretmen kapsamında atanmasındaki gerekçe nedir? MEB Komisyonunda da ısrarla vurguladığımız gibi illa bir sınav yapılması gerekiyorsa bu sınav kesinlikle sözlü bir sınav olmamalı, yazılı bir merkezi sınav olmalıdır. Sözlü sınav yapılması demek, bir kez daha liyakat dışı sadakat esas alınarak atama yapılması demektir. Bakın bunu zamanında yaptılar. Sonuçları ortada iken neden aynı hataya tekrar düşülüyor? Devlet kurumları her türlü siyasetten ve siyasi dini gruplaşmalardan arındırılmalıdır devleti yeniden formatlıyoruz derken, bu formatlamada sadakat geleneğinden vazgeçmeli, kurumlar liyakat esaslı yapılandırılmalıdır. Gelecekte başka darbelerin ortaya çıkmasını engellemek için, belirli zümre ya da yapılanmaların tek eline bırakılmamalıdır. Bugün ülke olarak ödediğimiz bedelin, geçmişteki hataların sonucu olduğu unutulmamalıdır” dedi.