Modern Dünyanın Vazgeçilmez “3E”si
Alt yapının üst yapıyı etkilediği yani ekonominin bütün üst yapı kurumlarını etkilediği tartışmasız bir gerçeklik olsa da modern dünyanın vazgeçilmez 3E’si Eğitim- Ekonomi-Enerjidir. Eğitim olmadan ekonomiyi, ekonomi olmadan eğitimi geliştiremiyorsunuz. Eski dönemlerde jeopolitik konum, yeraltı kaynakları ve ham madde önemliyken dünyanın geldiği son noktada bilgi ve beyin temelli bir kalkınma daha da önem arz ediyor. Yani ülkelerin beyin rezervleri diğer rezervlerin önüne geçmiş durumda. Eğitimde de kalkınmada da beyin teri alın terinin önüne geçmiş vaziyette. Bu tip insanlar yetiştirebilen ülkeler dünyada ön plana çıkabiliyorlar. Bakalım böyle bir dünyanın nasıl bir eğitim sistemine ihtiyacı var.
Lise Bitirme Sınavları Üniversiteye Giriş Sınavlarının Yerini Almalı
Her üniversite kendi öğrencilerini seçmekte özgür olmalıdır. Çünkü şu anki mevcut üniversite giriş sınavı lisede öğrencilerin gördüğü konulardan sınav yapmaktadır. Yani bu sınav bir nevi lise bitirme sınavıdır. Bu sınav üniversitede okuyacak öğrenci niteliklerini ölçmemektedir. Bu nedenle her üniversite liseyi bitirmiş öğrenciler arasından kendisi sınav yapabilmelidir. PISA sonuçları da bize gösteriyor ki aşırı merkezi bir eğitim sistemimiz bulunmaktadır. Bu merkezileşmeyi azaltabilmek adına eğitim sistemimiz eğitim bölgelerine ayrılmalıdır. Böylelikle üniversitelerde öğrencileri sınav, mülakat veya dosya üzerinden istedikleri gibi kendileri seçebilirler. Eğitimde ilerlemeyi sağlayabilmek yalnızca bunlarla mümkün değil. Devlet ve MEB bir yere kadar yeterli olabilir. Tüm paydaşları sivil inisiyatifleri eğitim işinin içine katmak gerekiyor. Eğitimimiz için “anca beraber, kanca beraber” deyip adeta bir eğitim seferberliği ilan etmek gerekiyor. Eğitime yardımcı olmak isteyen tüm paydaşların özellikle STK’ların önü açılmalı, onlara imkânlar tanınmalı ve gelin eğitimi kolay kılalım denmeli. Günümüzde Artık Bilgiyi Taşıyabilen Değil Kullanabilen Nesiller Gerekli. Artık öğrencilerin ne kadar bildiğinin yalnız başına bir önemi yok. Dünya koşulları bilgiyi taşıyan değil, sorunları çözmek için kullanabilen nesiller yetiştirmeyi amaçlıyor. Yani öğrencinin bilgiyi kullanabilme becerileri üst düzeyde olmak zorundadır.
Eğitimde de Ne Kadar Özgürlük O Kadar Yaratıcı Düşünce
İçinde bulunduğumuz mart ayının bir haftası dünyanın pek çok yerinde “Beyin Haftası” olarak kutlanıyor. Çağdaş eğitim sistemlerinde beynin önemi ve beyin temelli öğrenmeler ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda özgür düşünceyi ön plana çıkarmak zorundayız. Spor salonlarına gidip bedenlerimizi geliştirdiğimiz gibi beyinlerimizi de geliştirmeliyiz. Toplumsal özgürlük alanlarını genişleterek daha özgürlükçü bir eğitim sistemi oluşturmalıyız. Bu beraberinde yaratıcı düşünceyi de getirecektir. Ancak böyle bir özgürlük anlayışıyla farklı eğitim anlayışlarını var edebiliriz. Özgürlüğün az olması sistematik düşünceden uzak ve tek düze eğitimciler ve öğrenciler doğuruyor. Düşünemeyen nesiller ancak bu kadar başarılı yetiştirilebilir.
Eğitimimiz İçin “Anca Beraber, Kanca Beraber”
Sonuç itibariyle eğitim sistemimiz için anca beraber, kanca beraber deyip bütüncül bir bakış açısıyla eğitim sistemimizin sistemsizliğine son vermeliyiz. ARGE’ye gereken önemi vermeli, gerçek eğitim şuraları düzenleyip veriye dayalı reformlar yapmalı, üniversite sayısını artırmak yerine niteliğine yoğunlaşmalı, fen liselerini dünya standardında fen ve teknoloji liselerine çevirip sayılarını azaltmalı, profesyonel ve profesör öğretmen sistemine geçilmeli, katılımcı demokrasiyi eğitimimizin her alanında egemen kılmalı, eğitim iradesini halkın iradesiyle birleştirmeli, eğitimimizi birlikte yaşama iradesine göre dizayn etmeli, en iyi okul eve en yakın okuldur ilkesinden hareketle her okulu nitelikli hale getirmeli, eğitimdeki merkezileşmeye son verip oluşturulan eğitim bölgeleri aracılığıyla okullara yeterli hareket alanı verecek özgürlükler tanınmalı, okul öncesi okullaşma oranı 18 aydan itibaren ücretsiz zorunlu bir şekilde yaygınlaştırılmalı, eğitimi tam güne yayma süreci ücretsiz öğle yemeği de verilerek okullar her yönüyle birer canlı yaşam alanınadönüştürülmeli, güçlü öğretmen güçlü eğitim sistemi diyerek öğretmenlere hak ettikleri saygınlık kazandırılmalı, yerel kültürümüzü merkeze alan ama evrenseli de kucaklayan ana bir eğitim felsefesi oluşturulmalıdır. Kısacası eğitime yön verenlerin sadece eğitimle uğraşabileceği şekilde niteliğin ve liyakatin ön plana çıktığı bütüncül-tutarlı-programlı bir bakış açısıyla eğitim sistemimiz bir sistem haline getirilmelidir. Bu nedenle eğitim sistemimizin sistemsizliğine HAYIR. Çünkü Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin.
@sahin_aybek / Eğitimci Yazar