Sık sık jeotermal enerji santrali (JES) projeleriyle gündeme gelen Ege Bölgesi'nde köylüler isyan ediyor. Aydın'ın Kuyucak ilçesine bağlı Pamukören köylüleri, köye yalnızca 100 metre mesafede faaliyetlerini sürdüren JES'e tepki gösteriyor. Pamukörenliler JES’in; çıkardığı duman ve ses dışında atık sularını bölgedeki çaylara akıtması nedeniyle de hayvanlarına, geçimlerini sağladıkları topraklarına zarar verdiğini, yaşamlarını olumsuz etkilediğini söylüyor.
Kuyucak'ın Pamukören köyünde, evlere yalnızca 100 metre mesefedeki JES'in çıkardığı duman ve sesten dolayı köylüler sitem ediyor. Birçok defa devlete şikayet ettiklerini, fakat bir sonuç alamadıklarını söyleyen köylüler, "Nereye gidelim, hayvanlarımız, toprağımız burada" diyerek yakınıyor. 10 yıldır faaliyet gösteren santralin, 100 kuyusu olmasına rağmen yenilerini de açtıklarını söyleyen bir köylü, "Bir kuyu açtılar, evime 5 metre, hemen yanımda" dedi.
Geçimlerini tarım ve hayvancılıktan sağlandıklarını belirten köylüler, santralin atık suyunu da bölgedeki çaya akıtması nedeniyle suyu kullanmadıklarını dile getirdiler.
Evde elektronik eşyaların bile çıkardığı sesin insanları rahatsız ettiğini ifade eden köylü kadın, "Her gün bu sesi yaşıyoruz" dedi. Santralden çıkan gazın kötü kokular yaydığını söyleyen köylüler, AKP'li Kuyucak Belediyesi'ne yaptıkları başvurudan da sonuç alamadıklarını vurguladılar.
"2 SENEDİR MAHKEMEDE MÜCADELE VERİYORUZ"
Toprağa ve havaya bırakılan zehirli akışkanlar ve gazlar nedeniyle bahçelerin 'ağaç mezarlığı' haline geldiğini vurgulayan köylü Ziya Topçu, "Burada iki şirket de zehirli suyu toprağa bırakmadıklarını iddia ediyorlar. 2 senedir mahkemede bunun mücadelesini veriyoruz. 4 sene boyunca hiç reenjekte olmadan su çaya, buhar da havaya verildi. Sonunda 1000 dönüm üzerindeki ağaçlarımızın hepsi heba oldu" diye konuştu.
"İNSANLARIMIZ GÖZ GÖRE GÖRE ZEHİRLENİYOR"
Evlerin 5 metre yakınında yer alan kuyular olduğunu söyleyen Topçu, "Kuyuları zaman zaman canlandırmak için içleri zehir dolu 1000 litrelik mavi filtreleri kullanıyorlar. Hatta bundan 12 tane atılıyor. Toplamda 12 bin litre zehir kuyuların içine atılıyor ve tazyikle kuyuların gözenekleri açılıyor. Zaten bu berbat kükürt kokusunun sebebi de hep bu içine atılan zehirden kaynaklanıyor. İnsanlarımız göz göre göre zehirleniyor" dedi.
"3 SENEDİR ZEYTİN AĞAÇLARINDAN VERİM ALAMIYORUZ"
Pamukörenli Ümmü Genç, zeytin ağaçlarının bu yıl çiçeklerinin döküldüğüne dikkat çekerek, tepkisini şöyle dile getirdi:
"Jeotermal yüzünden güzelim ağaçlarımız ne hale geldi. 4 sene önce yapraktan geçilmeyen ağaçlar artık çiçeklerini döküyor. Santrallerden çıkan zehirler nedeniyle zeytin ağaçlarından 3 senedir verim alamıyoruz."
"ANKARA'YI 4 KERE ARADIM, SONUÇ ALAMADIM"
Her gün gürültüye ve kötü kokuya maruz bırakıldıklarını aktaran Ahmet ve Fadime Gümüş çifti, "Gerçekten bıktık artık. Biz nereye gidelim. Kendi topraklarımıza geldiler, hayatı bize zehir ettiler. Evlerimiz çatladı, gece gündüz boğucu ses, pis koku, sağlığımızı mahvediyorlar. Ankara’yı 4 defa aradım ama dönüş yapan yok, sonuç alamıyoruz" diye sitem etti.
"BELEDİYE BAŞKANI GELİP 'NE OLUYOR BURADA' DEMEDİ, KİMSE YANIMIZDA DURMADI"
AKP'li Kuyucak Belediyesi'ne de gürültü, koku ve santralin atık suları çaylara akıtması ile ilgili olarak başvurduklarını belirten Pamukörenli çoban Eşref Tuncar, "Santrallerin yapıldığı sırada hiçbir belediye başkanı gelip ‘ne oluyor burada’ demedi. Kimse yanımızda durmadı. Özellikle bizim Kuyucak Belediye Başkanımız Metin Ertürk sessizliğini korudu, hiç ilgilenmedi" dedi.