Aydın’ın Karacasu İlçesi'nde zeytin birliği kurulmasını isteyen, İl Genel Meclisi tarım komisyonunda iki dönem başkanlık görevini yürüten, zeytin üreticisi Kenan Tabak, sofralık zeytin fiyatlarının neredeyse dört yıldır aynı olduğunu belirtti. Kabak, buna karşılık gübrenin 180-200 liradan, 380-400 liraya çıktığını aktardı.
Zeytin üreticisinin fiyatta belirleyici olmadığını, bir alternatifinin bulunmadığını söyleyen Tabak, “Bu yönüyle üreticiler çağdaş köleler haline getirilmiştir. Üretici havlu atmak üzeredir” dedi.
Zeytin üreticilerinin sıkıntılarını dile getiren Kenan Tabak şöyle konuştu:
"GİRDİ MALİYETLERİ KATLANDI"
“Zeytin üreticisinin en büyük sorunları girdi maliyetleri, artı fiyatların yaklaşık 4 yıldır sabit şekilde tutulması. Maliyet hesabı yapıldığında Ziraat Odaları Birliği'nin yapmış olduğu fiyatlandırmaya göre; 6 lira 37 kuruş olarak bir maliyet hesabının çıkarıldığını biliyoruz. Özellikle yemeklik zeytinde. Ancak piyasa şartlarında, 5 buçuk lira civarında alınan bu görmüş olduğunuz kaba zeytinin fiyatları, 5 buçuk lira civarında. Turfandalık sayılabilecek bir zeytin. Ancak üretici son yıllarda emeğinin karşılığını olmadığı gibi bu sene de umduğunu bulamadı.
Bu fiyatlarla bu üreticinin ürünü üretmesinin mümkün olduğunu düşünmüyorum. Üretici artık öyle bir duruma geldik ki, maraba durumuna düşürüldü ve havlu atmak durumunda bir yerde. Ben kendi adıma söyleyeyim, ben havlu atma durumuna geldim. Ben artık yapmaktansa yapmamanın daha doğru olacağını düşünüyorum. Geçen yıllara göre zeytin fiyatları sabit dururken, bunun yanında gübre fiyatlarına, ilaç fiyatlarına gelen anormal zamlarla, üretici daha yüzleşmediği bir sorunla karşı karşıya.
Kuraklık bir taraftan, zararlılarla mücadele bir taraftan, maliyet, zararına mal satmak durumunda kalınması bir taraftan, gerçekten kötü bir durumda olunduğunu düşünüyorum. Yani bazen şunun yapılması gerektiğinden de yanayım. Serbest piyasa ekonomisi deniyor ama rekabet kurulunun bu konuda alıcıların tek bir elde birleşerek, tek bir fiyat belirlediklerini düşünüyorum ve bu konuda da rekabet kurulunun bir yaptırımının olması gerektiğini düşünüyorum. Sıkıntılı yani, gerçekten çok sıkıntılı.
Eskiden köleler varmış. Resmen kölelik, aş ekmek karşılığı. Şu an makinamız var mı, var. Traktörümüz var mı, var. Borcumuz var mı, var. Bunun karşılığında neyiz? Malımızla, canımızla üretim yapan çağdaş köleleriz. Ben onu düşünüyorum. Yani bu durumda olmaması lazım insanların. Aynı düşüncelere sahip üreticiler olduğunu biliyorum. Ama onların nedense seslerini bile çıkarmaktan vazgeçtiklerini de görüyorum yani.”